Adıyaman'ın Sincik ilçesinde yaşayan 2 aylık Hamza Delikanlı isimli bebek,
fenalaşması üzerine ailesi tarafından Sincik Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.
Burada ilk tedavisi yapılan ve entübe edilen Hamza bebek daha sonra Adıyaman
Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Burada yoğun bakım servisine alınan
Hamza bebeğe MALİGN Boğmaca tanısı konuldu. Çocuk Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Güner
Özçelik tarafından MEKİCKS MV200 cihazının temin edilmesi ve çocukta uygulanması
istendi. Cihazın temin edilmesi için rapor hazırlayan Dr. Özçelik, raporu aileye
vererek hastane yönetimine iletmesini ve bu cihazın biran önce alınması gerektiğini
belirtti.
Raporla beraber hastane yönetimine başvuran Hamza bebeğin babası Tacettin Delikanlı,
cihaza ihtiyaçlarının olduğunu ve temin edilmesi gerektiğini söylemesi üzerine
iddiaya göre hastane yönetimi çocuğun durumunun iyi olduğunu ve cihaza ihtiyaç
olmadığını belirtti.
"Hastane yönetimi ile doktor arasındaki kişisel sorunun ortasında kaldım
ve çocuğumu kaybettim"
Çocuğun daha çok fenalaşması üzerine cihazın günler sonra temin edildiğini cihaz
gelene kadar çocuğun hayatını kaybettiğini ve durumu savcılığa taşıdığını vurgulayan
baba Tacettin Delikanlı, "2 aylık bebeğim gece 2 sularında Adıyaman'ın Sincik
ilçesinde entübe edilerek Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi.
Burada da yoğun bakıma alındı ve bir cihazın gelmemesi yüzünden vefat etti.
Bu hastanede ihmal sonucu çocuğum vefat etti. Doktor cihazın alınmasını ve getirilmesini
isteyerek aciliyet sundu. Ben de başhekimliğe gittim, yoğun bakımdan sorumlu
İbrahim Tunç'un yanına gittim, bana önce 'tamam sorunu çözeceğiz' dedi. İkinci
gün gittiğimde ise bana 'o doktorun ağzıyla sana cihaz getirmem' dedi. Onların
kişisel meseleleri yüzünden cihazımız gelmedi. Cihaz 8. gün yola çıktı ama yetişmedi,
çocuğum öldü. Bu durumun sorumlusu kimlerse hesap vermesini istiyorum. Bu olayın
kapatılmasını istemiyorum. Yoğum Bakım Uzmanı Doktor Güner Özçelik bana anlattı,
daha önceden aynı hastalığı taşıyan bir çocukta bu cihaz denenmiş ve çocuğun
hayatı kurtulmuş. Benim çocuğuma da boğmaca diye tabir edilen bir tanı konulmuştu.
Hastane yönetimi ile doktor arasındaki kişisel sorunun ortasında kaldım ve çocuğumu
kaybettim. Kaç defa hastane yönetimine başvurduysam beni umursamadılar, takmadılar
hep bana doktorun beni kandırdığını ve o cihazın hastanede olduğunu söylediler
ve cihazın gereksiz olduğunu söylediler. Bana çocuğumun durumunun da iyi olduğunu
söylediler. Doktoruma sorduğumda ise çocuğumun durumunun çok kötü olduğunu ve
cihazın biran önce gelmesi gerektiğini söylemişti. Hatta doktorum kendi imzası
ve kaşesinin olduğu bir rapor vererek cihazın alınması gerektiğini belirten
evrakları hastane yönetimine de verdim ama beni takan olmadı. Ben bu durumdan
dolayı çocuğumu kaybettim ve hepsinden de şikayetçi oldum. Ben yandım başkası
yanmasın, ben evladımı kaybettim başkası da evladını kaybetmesin" dedi.
Yaşanan olaylarla ilgili açıklamalarda bulunan ve olayları tek tek anlatan Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Güner Özçelik ise, "Hamza Delikanlı isimli hasta Sincik Devlet Hastanesi'nden Ankara'ya sevki esnasında solunum aresti dolayısıyla acil olarak hastanemize yatırıldı. Hasta geldiğinde akciğerleri kötüydü. Ağır bir ARDS tablosu vardı. Hastayı hızlıca stabilize ettik ancak hastanın doğal HFO'ya alınmasını düşündüm çünkü yakın zamanda aynı şekilde gelen 2 aylık bir hastamız istediğimiz cihazdan fayda görmüştü. Bu hastada da bu cihazın fayda olabileceğini düşündüm. Bu cihazın temininin sağlanması için babaya bu bilgileri verdim. Ancak hastane yönetimi de 'biz bu doktorun istediklerini yapmayız, bu cihazı da almayız' diye bilgi verip göndermiş. Bunun üzerine hastanın iyileşebileceğini belirttiğim bir teknik rapor hazırlayarak yönetime verilmesi üzerine babaya teslim ettim. Baba raporla beraber yönetime yeniden başvurduğunda yönetim hastayı görmediği halde hastanın iyi olduğunu ve hastanede her türlü cihazın olduğunu söylemiş. Evet hastanemizde iki adet mekanik ventilatör HFO var ancak doğal HFO değil bunlar. Ben buna rağmen yeni doğan uzmanı refakatinde bu her iki cihazı da denedim ancak başarılı olamadım. Bunun üzerine hasta yakını defalarca hastane yönetimine başvurdu. Ancak hastane yönetimi bu cihazı temin etmek istemedi ve hastanın iyi olduğu söylendi. Hastanın durumunun kötüleşmesi üzerine ve ailenin yönetime bakı yapması üzerine yönetim yanıma geldi. Bu cihazla ilgili bilgiler sordular. Ben de bir önceki hastanın bu cihazla fayda gördüğünü ancak bu geçen süreçte çok geç kalındığını söyledim. Hastane yönetimi yine de alınsa fayda eder mi diye sorunca ben de hastanın halen yaşamakta olduğunu söyledim ve cihaz temin edildi ama cihaz yoldayken ne yazık ki hastayı kaybettik ve cihaz bir gün sonra hastaneye ulaştı" şeklinde konuştu.
"Eğer cihaz gelseydi hasta yaşardı diye düşünüyorum"
Hastane yönetiminin ilk gün cihazı temin etmesi halinde ve cihazın gelmesiyle
hastanın yaşayabileceğini düşündüğünü vurgulayan Dr. Özçelik, "Cihazı ilk istendiği
zaman değil de son gün temin etmeleri yüzünden cihaz hastaya verilemedi ve ben
hastane yönetiminin ağır ihmalinin olduğunu düşünüyorum. Ben daha önceden de
cihaz yada farklı şeyler temin ettiğimde yönetim sıkıntı yapıyordu ve ben de
bu yüzden genelde aileleri yönlendirerek teminlerin daha hızlı olmasını sağlanıyordu.
Daha önceden de bir hasta için teminde bulunduğumda hastane yönetimi almamıştı
ama aileyi yönlendirdiğimde o istediğim şey aynı gün alınmıştı. Ben de o yüzden
artık kendim değil aileleri direk yönlendirerek daha hızlı alınmasını sağlıyordum"
şeklinde konuştu.
"Hastanedeki sorunlar hakkında tutanaklar tuttum sonuç alınmadı"
Hastane yönetiminin kendisini dinlememe nedenlerinden birinin daha önce hastaneyle
ilgili tuttuğu tutanaklardan kaynaklandığını belirten Dr. Özçelik, "Hastanedeki
sorunlardan dolayı ben bazı tutanaklar hastaneye verdim. Zaten hiç biri de sonuçlanmadı.
Bazı büyük sıkıntılar var. Ben bu sıkıntılardan dolayı hastaların büyük zarar
gördüğünü düşünüyorum. Bunlardan dolayı hastaneye bazı tutanaklar verdim, bundan
kaynaklı yönetimle pek aramız iyi değil. Özellikle hastaların siyasi güçlerine
bakılarak müdahaleler ediliyor. Mesela talep etmediğim halde her hangi bir aciliyeti
olmayan hastalara dahi hemen Ankara'dan yer ayarlanıyor ve ambulans uçaklarla
hasta sevki yapılıyor. Ama her hangi bir gücü olmayan hastalara karşı da oralı
olmuyorlar. Hastanenin iyi bir şekilde yönetilmediğini düşünüyorum. Bir sürü
hastanın yeterli tedavi almadığı için gereksiz kaybedildiğini düşünüyorum" diye
konuştu.
Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi yönetimi hakkında Adıyaman Cumhuriyet
Başsavcılığına, Sağlık Bakanlığına ve Tabipler Odası Başkanlığına suç duyurusunda
bulunan Hamza bebeğin babası Taceddin Delikanlı, suçluların cezasız kalmasını
istemediğini de söyledi.