Yaklaşık 9 yıl önce örnek proje olarak hayata geçirilen İzmir'in Urla ilçesindeki Barbaros Çocuk Köyü'nde çoğu kız 12 çocuğa taciz ve tecavüzde bulundukları iddiasıyla 12 kişi gözaltına alındı
Sivil toplum örgütleri ve devletin işbirliğiyle dokuz yıl önce örnek proje
olarak hayata geçirilen İzmir'in Urla ilçesindeki Barbaros Çocuk Köyü'nde kalan
çoğu kız 12 çocuğa taciz ve tecavüzde bulundukları iddia edilen 12 kişi gözaltına
alındı.
Köydeki bazı çocuklara 'cinsel tacizde bulunulduğu ve cinsel ilişkiye girildiği' duyumunu alan jandarma ekipleri, iddialarla ilgili istihbarat çalışması yaptı. Yaklaşık iki ay süren çalışmanın sonunda bilgi ve delilleri tamamlayan jandarma, üç gün önce Urla Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla Köy Müdürü E.T., 21 yaşındaki oğlu R.T. ve arkadaşı Y.Ö. ile köyde görevli bir eğitmen, bir teknisyen, bir sosyal hizmetler uzmanı ve bir doktorla köyde barınan beş erkek öğrenciyi gözaltına aldı. Gizlilikle yürütülen ve genişletilen soruşturma sırasında, Urla İlçe Jandarma Komutanlığı'na götürülen zanlılardan bazıları, yaşları 14 ile 17 arasında değişen ve çoğunluğu kız olan çocuklara tecavüz ve tacizde bulunduklarını itiraf etti.
'Durumu yetkililere bildirdik'
Uzmanlar refakatinde ifadelerine başvurulan mağdur çocuklardan bazılarının,
'kendilerine cinsel tacizde bulunulduğunu, cinsel ilişkiye girdiklerini ve tecavüze
yeltenme olaylarının yaşandığını' doğruladığı belirtildi. Çocukların, durumu,
yetkililere bildirdiklerini öne sürdüğü öğrenildi.
Jandarmada işlemleri tamamlanan Köy Müdürü E.T., sosyal hizmetler uzmanı ve doktor, 'olayı bildikleri halde adli makamlara intikal ettirmedikleri' suçlamasıyla, Urla Cumhuriyet Başsavcılığı'na sevk edildi. Savcıya verdikleri ifadede, olaydan bilgilerinin olmadığını öne sürerek suçlamaları kabul etmeyen üç kişi, serbest bırakıldı. Yetkililer, soruşturmanın bugün tamamlanarak, gözaltındaki dokuz zanlının adliyeye sevk edileceğini belirtti.
'Çocuk cumhuriyeti'
Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı İzmir Şubesi'nce 1996'da kurulan Barbaros
Çocuk Köyü, Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağlı.
Çok sayıda sivil toplum kuruluşunun desteklediği, yardımda bulunduğu köy, Türkiye'nin
örnek projelerinden biri olarak gösteriliyordu. Çoğu psikiyatr, çocuk psikiyatrı,
klinik psikoloğu, kadın doğum uzmanı, sosyal hizmet uzmanı olan vakıf üyelerinin,
sivil toplum örgütleri ve yurttaşların katkılarıyla oluşturulan köyde 81 çocuk
kalıyor. 18 dönüm arazi üzerine kurulu köyde dokuz ev bulunuyor. Her evde dokuz
çocuk ve korunmaya muhtaç çocukların bakımı konusunda hizmet içi eğitim almış
bir de anne yaşıyor. 80'e yakın çocuğun kaldığı köy yemyeşil bir arazi ortasında
ve halk arasında 'çocuk cumhuriyeti' olarak da anılıyor. Aziz Nesin Vakfı ve
köy enstitülerinin temel ilkelerinin rehber edinildiği köyde çocuklara demokrasi
kültürü de veriliyordu. Çocuklar burada ortak mekânları paylaşmıyor. Bir eve,
bir anneye, kardeşlere sahip olma, bir köyün (topluluğun) üyesi olma düşüncesi
gelişiyor. Çocuklar burada oluşturulan barınaklarda hayvan besleyip, yedikleri
sebzeleri de seralarda yetiştiriyor. Çocuk köyünde oluşturulmuş bir anayasa
ve anayasayı yaşama geçiren bir 'Çocuk Meclisi' de var. Her evden bir temsilcinin
seçimle işbaşına geldiği mecliste konuşarak ve tartışarak kararlar alınıyor.
Köyde çocukların hazırladığı bir de gazete bulunuyor.
radikal