Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ile bağlı kurumlara ilişkin yolsuzluk
iddialarında yeni belgeler ortaya çıktı. Kurum başkanı'nın oluru ile denetleme
yapan Denetleme Kurulu; Yüksek Kurum ile bağlı kurumlarda çok sayıda usulsüz
ödeme ve kayırmacılık tespit etti.
Buna göre Yüksek Kurum ve bağlı kurumlarda, 1995 ile 2002 yılları arasında günün
rayiç bedelleri ile 530.3 milyar liralık usulsüz ödeme yapıldı. Bu usulsüz ödemelerin
298.7 milyar lirası, halen Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı
olan Prof. Sadık Tural'a, 121.3 milyar lirası proje görevlililerinden Prof.
Tacider Onuk'a, 87.7 milyar lirası Prof. Azmi Süslü'ye ve 22.5 milyar lirası
da Prof. Yaşar Akbıyık'a yapıldı.
"ÇİFTLİK" GİBİ KURUM
Rapora göre devlet memuru kadrosunda bulunanlara, kendi görevleri gereği yapacakları
toplantılar için Huzur Hakkı ödenmesi yasaya uygun değil. Buna rağmen Sadık
Tural, Azmi Süslü, Yaşar Akbıyık, Mustafa Çöhçe, Cuma Kaya, Celal Avcı, Yavuz
Ünal, Birgül Gündüz, Hüsamettin Yıldırım, Berna Türkdoğan, Vedat Demirtaş, Ali
Tuna, Neşe Çetinoğlu, Yakup Çoban, Nilgün İnce, Zekiye Çopaçlı, İmran Baba,
Hale Durlu, Aydın Özyurt, Haydar Aksoy, Mehmet Alkan, Songül Boybeyi, Taciser
Onuk, Bican Ercilesun ve Halim Kılıçer, kadrolu oldukları halde, huzur hakkı
ödemesi aldılar. Ayrıca yapılan toplantılarda, mevcut maaş katsayı ve göstergelerinin
düzenlendiği hiçbir yasada bulunmayan 15 bin rakamı ile çarpım yapılarak ücret
tayin edildi. Yürütülen projelerde ayrıca, "hizmet alımı" olarak da
ödemeler yapıldı ve bu ödemeler, Proje sorumlusunun yanı sıra Proje Yürütme
Kurulu'nda yer verilen kadrolu çalışanlara 3 bin 900, 3 bin 500 ve 3 bin 100
katsayılar ile çarpılarak tespit edildiği belirlendi.
Öte yandan raporda, Kurum Başkanı Sadık Tural'ın, yakınlarına da projelerde
yer verdiği saptandı. Bu çerçevede Prof. Akif Tural "Atatürkçü Düşünceyi
ve Atatürk İlke ve İnkılaplarını Türk ve Dünya Kamuoyunda Tanıtıcı Eserlerin
basımı ve Dağıtımı" projesinde haberleşme üyesi olarak görev alırken, Güzin
Tural da "Türk Dünyası Ortak Edebiyatı" projesinde görev verilerek,
yasalara uygun olmayan ödemeler yapıldı.
YOLSUZLUK İTİRAFINA ERDEM PAYESİ
Öte yandan Denetleme Kurulu'nun hazırladığı raporun yargı konusu olmasını engelleyen
Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunda yer alan görüşler, uzman hukukçularda şaşkınlık
yarattı. Başbakan Erdoğan'ın "Olur"u ile sonuçlanan raporda, Denetleme
Kurulu'nun tespit ettiği yolsuzluğu yapanların bunu kabul ederek "bilmeden
yaptım" demelerini, " iyi niyet delili" olarak kayda geçirdi
ve soruşturma açılmasına gerek olmadığı sonucuna vardı.
"SORUŞTURMA İZNİ KALDIRILMALI"
Kurum yetkilileri için buna benzer çok sayıda ifade bulunan Başbakanlık Teftiş
Kurulu raporunun, "siyasi" olduğunu belirten CHP Konya Milletvekili
Atilla Kart, "Kişisel kanaatim, Başbakanlık Teftiş Kurulu raporu, zorlama
ve siyasi ilişkilerle alınan bir rapordur. Böyle bir uygulamaya daha önce hiç
rastlamadım" diyerek şaşkınlığını dile getirdi. Atilla Kart, Teftiş Kurulu'nun,
yargının önünü kapatan bir fonksiyon üstlendiğini de ifade etti. Soruşturma
izni prosedürünün de iktidar tarafından acımasızca kullanıldığını belirten Kart,
belediyeler ve bazı bakanlıklar başta olmak üzere çok sayıda kamu kurumunda
benzer bir durumun söz konusu olduğunu belirterek, bu posedürün yasa ile değiştirilmesi
için hükümete çağrıda bulundu.
birgün