Galatasaray Üniversitesi, 1992 yılında Fransa ve Türkiye cumhuriyetleri arasında
imzalanan bir protokol ile kuruldu. 1994 yılında eğitim öğretime açılan kuruma,
devlet üniversitesi statüsü kazandırıldığı gibi, öğretim üyelerinin maaşı da
devlet kesesinden ödenmeye başlandı. Kurucuları arasında o dönem rektör yardımcısı
olan YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'in de bulunduğu üniversiteye, Türkiye'de hiçbir
üniversitenin sahip olmadığı bir "Uluslararası anlaşma ile kurulmuş devlet
üniversitesi" statüsü verilirken, protokolde Türk Yükseköğretim Mevzuatı'nın
dışına çıkmama şartı getirildi. Uygulamada çok farklı bir tablo ortaya çıktı.
Kontenjanlarının sadece yüzde 45'ini kamuya açan üniversite; yüzde 55'lik bölümünü
Galatasaray Lisesi ile Türkiye'deki Fransız lisesi mezunlarına ayırdı. Üstelik
yüzde 55'lik bölüm ÖSYM'nin denetimi dışında kurum içi yapılan özel bir sınavla
doldurulmaya başlandı. 2547 sayılı YÖK Yasası'nın 45. maddesini ihlal eden bu
uygulamaya YÖK yıllardır seyirci.
HATİPOĞLU: MAAŞLAR DEVLETTEN AMA...
GSÜ'de yaşanan hukuksuzluğu en yakından takip eden isimlerden birisi olan Tüm
Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Tahir Hatipoğlu, Vakit'e şok açıklamalar yaptı.
Galatatasaray Üniversitesi'nin bir devlet üniversitesi olduğunu ve burada görev
yapan öğretim üyelerinin maaşlarının devlet kesesinden ödendiğine dikkat çeken
Hatipoğlu, "Diğer 52 üniversitedeki uygulamadan farklı olarak Galatasaray
Üniversitesi'nde kontenjanların yüzde 25'i o öğretim yılında Galatasaray Lisesi'nin
diplomasını almış veya alacak olanlara; yüzde 25'i de Türkiye'de Fransızca eğitim
yapan okulların aynı durumdaki öğrencilerine ayrılıyor. Sözkonusu öğrenciler
için Galatasaray Üniversitesi içinde kurum içi ayrı bir sınav yapılıyor. Bu
sınav, tamamen ÖSYM denetimi dışında. Geri kalan kontenjanin yüzde 45'i üniversitelerarası
öğrenci yerleştirme sınavından, yüzde 5'i ise özel şartlar çerçevesinde yabancı
öğrencilerden kabul ediliyor" diye konuştu.
2547 SAYILI YASA VE ANAYASA ÇİĞNENİYOR
Sözkonusu üniversitenin kontenjanının senede 293 olduğuna işaret eden Hatipoğlu,
"Bir de bunun yüzde 55'lik bölümünü özel yollardan üniversiteye alıyorlar.
İşte bu durum hem YÖK Yasası'nın 45. maddesine hem de Anayasamızın 130 ve 131.
maddelerine aykırıdır" dedi. Türkiye Cumhuriyeti'nde yükseköğretime öğrencinin
özel üniversitelerde dahil olmak üzere ÖSYM aracılığı ile alınabileceğine işaret
eden Hatipoğlu, "Bunlar ÖSYM aracılığı ile değil, ne olduğu, nasıl olduğu
kuşkulu, kapalı kapılar ardında kendilerinin yaptığı özel sınavla öğrenci alıyorlar.
Bu hem hukuki olarak, hem de vicdanen sakat. Kurum içi yapılan özel sınav tamamen
kamu gözetiminin de dışında. Ahbap-çavuş ilişkisi ile öğrenci alındığı yönünde
kuşku uyandırmaktadır. Ortada bir şeffaflık yoktur" diye konuştu.
Bir zamanlar Robert Koleji'nin yükseköğretim kısmı olan Boğaziçi Üniversitesi'nin daha sonra Türkiye Cumhuriyeti gözetimine bırakıldığına işaret eden Hatipoğlu, "Fakat bu üniversite Robert Koleji'nden özel sınavla öğrenci almıyor. Robertlilere hiçbir ayrımcılık tanınmıyor. Bütün kontenjanları da kamuya açık. Diğer taraftan Galatasaray Üniversitesi konusunda tamamen bir keyfilik sözkonusu" diye konuştu.
vakit