Sınavlar, başvurular ve kayıtlar derken, bir süreliğine, köşemizi başka sayfalara
taşımıştık. Çalışmalarımız, okullar açılana kadar, hafta içinde yine sürecek.
Hafta sonlarında gerçek köşemize döneceğiz ve iyice biriken güncel eğitim konularını
irdelemeye devam edeceğiz.
Hükümet, YÖK'le ilgili çalışmalarını el altından sürdürüyor. Gerekirse Anayasa
değişikliğine gideceğini de açıkladı. Peki bunu gerçekleştirebilir mi? İşte
o zor. Anayasa'yı tek başına değiştirebilecek oy çoğunluğunu çoktan kaybetti.
CHP, ANAVATAN ya da DYP'den destek alması gerekir ki, her üçü de YÖK'e karşı
olmalarına rağmen hükümete güvenmiyor. Anayasa değişikliği zor gözüküyor. İşte
bu nedenle, hükümetin B planını devreye koyduğu ve bu yönde çalışma başlattığı
belirtiliyor. B planının ise 2547 Sayılı YÖK kanunu üzerinde ciddi bir revizyon
olduğu söyleniyor. Yani YÖK'ü kaldırma yerine YÖK'te kontrolü ele geçirmeyi
planlıyor. Yapılabilir mi? Kesinlikle yapabilirler. Bugüne kadar bu yöntemi
neden denemediler? Asıl merak edilen konu bu. Muhtemeldir ki, çok daha büyük
bir operasyon yapmak istiyorlardı, başaramayınca bu yolu izleme kararı aldılar.
YÖK'te kontrolü ele geçirirlerse her istediklerini yapabilirler mi? Kesinlikle
evet. Katsayılar da değişir, türbana izin de çıkar. Bunun sinyalleri de gelmeye
başladı.
İstanbul Ticaret Odası'nda yönetim değişikliği ile birlikte ilk icraatlardan
birisi, Ticaret Üniversitesi'nin rektörünü göndermek oldu. YÖK'te de kontrol
sağlandığında, dengeler bütünüyle değişecektir.
20 yeni üniversitenin açılması ve rektörlerin hükümet tarafından atanmasından sonra Üniversitelerarası Kurul'daki ağırlıklar da bir değişeceğe benziyor. Hükümetin atadığı rektörlere, hükümete sempatiyle bakan vakıf üniversiteleri de eklendiğinde, heyecanlı tartışmaların olacağı kesin. YÖK, üniversiteler, katsayı ve türban, eylülde tekrar gündeme oturabilir...
milliyet