Deklarasyonda, Türkiye'nin Kıbrıs Rum Kesimi'ni müzakere sürecinde tanıması
gerektiği, bu gerçekleşmezse müzakerelerin askıya alınabileceği belirtiliyor.
Metinde ayrıca, Türkiye'ye liman ve havaalanlarını müzakere sürecinde Rumlara
açması çağrısı da yapılıyor ve 1 mayıs 2004'ten itibaren AB üyesi olan 'Kıbrıs
Cumhuriyeti'nin, uluslararası hukuk çerçevesinde devlet olarak tanındığı kaydediliyor.
Karşı deklarasyonda, Türkiye'nin tüm AB üyesi ülkeler ile arasındaki ilişkileri
en kısa sürede ve hukuki olarak normalleştirmesi beklentisine yer veriliyor.
Metinde Türkiye'nin yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde, 3 ekimde resmen
başlaması öngörülen tam üyelik müzakerelerinde başlıkların açılmayacağı mesajı
veriliyor.
Hangi değişiklikler yapıldı?
Önceki metinde, Türkiye'nin Kıbrıs Rum Kesimi'ni tanımasıyla ilgili olarak "bütün
üye ülkelerin önceden tanınması üyeliğin gerekli bir parçasıdır" deniliyordu.
Böylece Türkiye'nin üyelikten önce Güney Kıbrıs'ı tanıması gerektiği ima ediliyordu.
Ancak Rumlar, tanımanın müzakerelerin sonuna bırakılmasına karşı çıktı. Bu kez
metin değiştirilerek ifade, "bütün üye ülkelerin önceden tanınması, katılım
sürecinin gerekli bir parçasıdır" şekline dönüştürüldü.
Bütün bu sürecin 2006'da değerlendirileceği altıncı paragraf olarak metne eklendi.
Böylece, Kıbrıs Rum Kesimi'nin tanınması sorunu önümüzdeki yıl yapılacak görüşmelerin
de içine çekilmiş oldu.
Son metinde, Kıbrıs sorununun çözümünde Birleşmiş Milletler'in rolüne de açıklık
getirildi.
İngiltere, "Türkiye, NATO'da Rumlara uyguladığı vetoları kaldırmalı"
ve "Türkiye, tam üyelik görüşmelerinin hükümetler arası olacağı bilincinde
hareket etmeli" maddelerinin müzakerelerle ilgili Çerçeve Belge'ye eklenmesini
kabul etti.
Çerçeve Belgesi görüşülüyor
AB Daimi Temsilcilerinin Müzakere Çerçeve Belgesi üzerindeki görüşmeleri ise
sürüyor. Çerçeve Belgesi'ne girmesi kesinleşen iki maddenin şöyle olduğu belirtiliyor:
Uluslarası ilişkilerde Türkiye'nin veto hakkını AB üyesi ülkelere karşı kullanması
Türkiye'nin tüm AB ülkeleri ile ilişkilerinde hükümetlerle muhatap olduğunun
bilincinde olması
Müzakere Çerçeve Belgesi'ne ayrıca Ege ile ilgili bir maddenin de dahil edilmek
istendiği belirtiliyor.
Belge üzerinde özellikle Avusturya'nın tavrı nedeniyle henüz uzlaşmaya varılamadığı
belirtiliyor.
AB'nin yürütme organı olan AB Komisyonu tarafından hazırlanarak onaya sunulan
Müzakere Çerçeve Belgesi'nin, ay sonundan önce AB karar organı olan AB Konseyi
tarafından onaylanması gerekiyor. Belgeye 'imtiyazlı ortaklık' seçeneğine ilişkin
ifadeler sokturmak isteyen Avusturya'nın 'yalnız kaldığı' ifade ediliyor.
Müzakere Çerçeve Belgesi'ne ilişkin görüşmelerin devam edeceği, 26 eylülde,
AB Dönem Başkanı İngiltere'nin önerdiği olağanüstü AB Konseyi toplantısının
yapılma olasılığının düşük gözüktüğünü, belgenin yazılı onay sürecinden geçebileceği
belirtiliyor.
Rum ve Yunan hükümetleri memnun
Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan AB'de varılan anlaşmadan memnun. Rum Yönetimi
Sözcüsü Kipros Hrisostomidis hem deklarasyon, hem de Türkiye'nin Müzakere Çerçeve
Belgesi'nin kendileri açısından başarı olduğunu vurguladı.
Karşı deklarasyonun hiç de küçümsenmeyecek bir önem taşıdığını vurgulayan Hrisostomidis,
'Türkiye'nin AB ile ilişkilerini normalleştirmesini' Türk askerlerinin Ada'daki
varlığı ve Türkiye'den gelen göçmenler gibi 'anormal durumların ortadan kalkması'
olarak algıladıklarını kaydetti.
Atina'da ise Hükümet Sözcüsü Teodoros Rusopulos, uzun süren, çetin ve ısrar
gerektiren bir süreç yaşandığını, sonucun ise kendileri için tatmin edici olduğunu
belirtti.
Türkiye'nin Kıbrıs deklarasyonu
Türkiye, 29 temmuzda AB dönem başkanı İngiltere'nin Türkiye'ye gönderdiği Ek
Protokol metnini imzalamıştı.
Türkiye, protokole imza atarken, Kıbrıs cumhuriyeti'ni tanımadığını da yayımladığı
bir deklarasyonla ilan etti. Deklarasyon, özellikle Fransa ve Rum yönetiminin
tepkisine yolaçmıştı.
Deklarasyonun içeriği:
Türkiye siyasi çözüm için kararlılığını sürdürmektedir
Bu protokoldeki Kıbrıs Cumhuriyeti 1960'daki ortaklık devleti değildir
Türkiye için Rum tarafı Kıbrıs Türk tarafını temsil etmemektedir
Türkiye KKTC ile ilişkilerini değiştirmeyecektir
Türkiye bu protokolle Kıbrıs Cumhuriyeti'ni herhangi bir şekilde tanımış olmayacaktır
Kapsamlı çözümle birlikte Türkiye yeni oluşacak devlet ile ilişkiler tesis etmeye hazırdır.