İçten sesler
İçten sesler, "içeriden sesler".
OYAK vesilesiyle, Silahlı Kuvvetler'in içinden, içten gelen sesleri yayınlamaya
devam.
"Halen TSK'da görev yapıyorum. OYAK'la ilgili mesaj gönderen meslektaşlarım
genellikle sığ konulara değinmişler. OYAK, yüksek rütbeliler ve çocukları içindir.
Sadece OYAK da değil. Burs alan çocuklar, şirket kuran çocuklar, ihale alan
çocuklar. Neyse, zamanla her şey anlaşılacak ve bir çok milletin geçtiği aşamalardan
biz de geçeceğiz sanırım. Ancak sizlerin "genç subaylar" tabirinden
anlayacağınız, hepimiz değiliz. Biz gençler, hep rahatsız değiliz. Biz gözünü
kırpmadan canları evlatlarını askere gönderen o kutsal analar için bir çoklarının
hayal bile edemeyeceği şartlarda görev yapıyoruz. Yaptığımız, servet bekçiliği
değil."
Mail yoluyla; "Yazdıklarınızı büyük bir merak ve heyecanla okudum. Astsubayların
hakkı için böyle yazabilmenize hayret ettim. Dokunulmazlara dokunulabileceğini
hiç beklemiyordum. Sonunda bir şey çıkmayacağını bilsem de, birilerinin bu sessiz
çoğunluğun haklarını savunma adına bir şeyler yapıyor olması gerçekten içimi
ferahlattı. Astsubay camiam adına teşekkürle." Mail yoluyla; "Emekli
binbaşıyım. OYPA'da genel müdürün gazabına uğrayanlardanım. Biz askerlerin ticaret
yapması kesinlikle yasaktır. Peki OYAK yönetimindeki muvazzaf general, subaylar
ne ile meşguller? OYAK ikramiyelerinin yüksek olduğu yıllar kimlerin emekliliğine
denk geliyor? Neden? Umur Bey, yıllar sonra da olsa, OYAK ile ilgili eleştiri
yapmak gerçekten aşamadır. Teğmenliğimde bizden büyük hukuk mezunu kıta subayı
bir ağabeyimiz OYAK için dilekçe vermiş, üst komutanlıktan sicilini istemişlerdi.
Çok şükür bu günleri de yaşadık." (E) Binbaşı Engin...
"Fazla tartışan bir toplum değiliz.
Ancak AB kapısında kafamızı uzattığımız şu günlerde daha bu ayan beyan sömürüyü
konuşamayacaksak, sanırım kafamız hep o kapıda kalacak. Ben genç bir deniz astsubayıyım.
Çektiğimiz sıkıntılar, bir takım saltanatlar, bunlar belki iç sorunlarımız.
Ama bu kadar cefaya eve ekmek götürme çabası ile katlanan bizler, bir de OYAK
sömürüsü ile iyice yaşamdan soğumuş, hep mahkeme duvarı gibi suratla gezinen
astsubaylar olmuşuz. İnsan olduğumuz, sivilde bir ailemiz bulunduğu unutuluyor.
Belki OYAK emeklilikte yararlı olabilir ama tercihime bırakılsın. Neden zorunlu?
Neden parama el koyuyor? Yazılarınızın arkasındayız. Yılmayın lütfen."
Mail yoluyla;
"2. Ordu'da görevli bir uzman çavuşum. Bizim sesimizi de duyurursanız tüm
meslektaşlarım adına minnettar olacağım. En çok haksızlığa uğrayan bizleriz.
Çünkü hiçbir hakka sahip değiliz. Kadromuz yok, statümüz yok, sosyal güvencemiz
yok. Sözleşmeliyiz. Bizim için büyük tehlike oluşturuyor. Uzman erbaşların Avrupa
personel rejimine uyum sağlamadığı için kaldırılacağı haberi çıktı. Söylenti
çok. Desteklerinizi bizden de eksik etmeyin."
Telefon mesajı;
"Görünen kısmı buldunuz. Ne kadar teşekkür etsek az. Ama daha el atılacak
o kadar çok konu var ki. Hangisine yetişebilir ve hangi adaletsizliği gün yüzüne
çıkarabilirsiniz? Heyecan ve merakla bekliyor olacağız. Hiçbir şey gizli kalmamalı.
Halen çalışan ve yılardır kafasında çözümler arayan bir başçavuş." Telefon
mesajı; "33 yıl orduya hizmet ettim. Böyle bir yazı görmedik daha. Yazılar
için çok çok teşekkür."
Emekli astsubay, telefon; "Umur Bey, anlamak için yaşamak ve içinde olmak
lazım. Konu gerçekten dipsiz bir kuyu. Gündeme getirebilmeniz bile bana yetti."
Görevli astsubay, telefon
Yarın: Yine devam
umur talu/sabah