Milli Eğitim Bakanlığı'nın Danıştay'ın yürütme kararına rağmen gerçekleştirdiği
Öğretmen Kariyer Sınavı ile ilgili tartışmalar dinmek bilmiyor. En fazla tepki
ÖSYM'nin soruları açıklamamasına geldi. CHP'nin olayı TBMM'ye taşıması ise tartışmalara
yeni bir boyut kattı. Türk Eğitim-Sen ise sınavda Atatürk'e ve Atatürk inkılaplarının
kazanımlarına yönelik tek soru dahi sorulmadığını iddia ederek, "Bunda
bir kasıt mı var?" diye soruyor. Bir başka eğitim sendikası ise söz konusu
sınavın öğretmenlerin kariyerini yükseltme yerine, var olanı da alıp götürdüğü
yönünde açıklama yaptı. Bir diğeri de iptali için mahkemeye başvurdu.
Yüz binlerce öğretmenin tedirginliğine ve kafa karışıklığına neden olan Kariyer
Sınavı ile ilgili olarak bakanlığın suskunluğu ise devam ediyor. Bu konuda CHP'li
Mustafa Gazalcı'nın TBMM Başkanlığı'na verdiği soru önergesi ilginç. Bakalım
Bakan Çelik bu soruları ne zaman cevaplayacak. İşte sorular:
1- 27 Kasım 2005 tarihinde öğretmenlerin kariyer basamaklarını belirlemek için
bir sınav yapıldı. Ancak sınavdan önce 2 yıllık ön lisansı bitirmiş öğretmenlerin
sınava giremeyecekleri hükmünü Danıştay durdurmasına karşın sınavı erteleyip
bu öğretmenleri de sınava almamanız hukuk devletiyle çelişmiyor mu? Bu, sınavın
geçerliliğini kuşkuya düşürmüyor mu?
2- Danıştay kararına karşın sınavı açıklanan günde yapmaya karar verirken Danıştay'dan
görüş aldınız mı?
3- Danıştay'ın yürütmeyi durdurmayla ilgili hükmünü ne zaman yerine getirilecektir?
4- Bu öğretmenler için ek sınav yaparsanız bu, iki sınavı birleştirecek mi?
5- Yaklaşık 600 bin öğretmenin yalnızca 127 bin 145'inin bu sınava girmesinin
nedeni nedir? Bu konuda çıkarılan yönetmelik bu sayıyı düşürmüş olabilir mi?
Yönetmeliği değiştirmeyi düşünüyor musunuz?
Kimler muaf!!!
MEB, il milli eğitim müdürlüklerine, geçen ay, ivedi kaydıyla bir yazı gönderdi.
Hemen herkes farklı şekilde yorumluyor. Kimi, diğer mastır ve doktorası olanlar
gibi ilahiyata da ayrıcalık tanınmasının ne garipliği var derken, kimileri de
"Yönetici kadrolara ve başöğretmenliğe kimlerin atanacağı işte ortada"
değerlendirmesi yapıyor. Yazı aynen şöyle:
"Temel İslam Bilimleri'den, Tefsir, Kelam, Hadis ve İslam Hukuku alanlarında
tezli yüksek lisans öğrenimini tamamlamış Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, İmam
Hatip Lisesi Meslek Dersleri ve İHL Meslek dersleri Arapça öğretmenleri, Öğretmenlik
Kariyer Basamaklarında Yükseltme Yönetmeliğine göre yapılacak olan Uzman Öğretmenlik
2005 KBYS'ndan muaf sayılacaklardır. Gereğinin yapılması..."
10 üniversite daha
15 yeni üniversite için yasal süreç başlamıştı. Şimdi buna 10 üniversite daha
eklendi. Ama sanki bu sayı, bu kadarla da kalmayacak. AKP'nin dünkü grup toplantısında,
bir izleyici ayağa kalktı ve Bingöl'e de üniversite istiyoruz dedi. Başbakan
Erdoğan da bu isteği haklı buldu.
Hükümet tarafından daha önce gündeme getirilen ve YÖK'ün de üniversite kurulması yönünde olumlu görüş bildirdiği iller şunlar: Kırşehir, Kastamonu, Düzce, Burdur, Uşak, Rize, Amasya, Ordu, Adıyaman, Yozgat, Çorum, Giresun, Aksaray, Erzincan, Tekirdağ. AKP'nin bu 15 yeni üniversiteye ilaveten yeni üniversite açılmasını gündeme getirdiği 10 il de şöyle: Kilis, Karaman, Karabük, Çankırı, Nevşehir, Siirt, Ağrı, Bilecik, Artvin, Sinop.
Bütün bu iller hangi kritere göre belirleniyor?
Akademik olarak mı, bölgesel olarak mı, demografik olarak mı yoksa verilen
ya da alınacak oylara göre mi?
Özetin özeti: Yeni üniversitelere evet ama ayaküstü düzenlemelere hayır!..
Abbas GÜÇLÜ / Milliyet