Şimdi okullu olmak varmış! (emin pazarcı/bugün)
Dün, yarım gün boyunca Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'le birlikteydik. Bakan
Çelik, Hegel'in bir sözünü hatırlattı:
- Mimari, sükunet halindeki bir felsefedir! Gerçekten de öyle. Dünyanın pek
çok ülkesinde mimariye baktığınızda, o ülkenin kimlik ve kişiliğini de görüyorsunuz.
Bize gelince... Türedi şehirlerimizde bu kimlik yok. Dört bir yanımız, alelacele
yapılmış ucube binalarla dolu. Çoğu, birer çirkinlik abidesi. "Hiç olmazsa
kamu binaları farklı olmalı" diyorsunuz. Ama, oralarda da aynı çirkinlikle
karşı karşıya kalıyorsunuz. Milli Eğitim Bakanlığı, işte bu sıkıntıyı gördü.
"Gelenekten geleceğe sloganı" ile yola çıktı. Selçuklu ve Osmanlı
mimarisi ile modern tarzı birleştirdi. Kırkın üzerinde yeni proje üretti. Bundan
böyle, yeni okul binaları yapılırken, büyük ölçüde bu projeler uygulamaya konuluyor.
51 okul binası tamamlandı. Bir çoğu da yapım halinde. Artık, okullarımız bizim
kimlik ve kişiliğimizi yansıtacak!
***
Ankara- Sincan'da, "Gelenekten Geleceğe Projesi" kapsamında inşa edilen
Mareşal Fevzi Çakmak İlköğretim Okulu'nu, Bakan Çelik'le birlikte gezdik...
Dışarıdan bakıldığında, muhteşem bir görüntüyle karşılaşıyorsunuz. İçeride ise,
kendinizi son derece modern bir eğitim yuvasında buluyorsunuz. Bakan Çelik,
"Başkaları da var" dedi:
- Mardin Kızıltepe'de bunun daha da büyüğünü yaptık. Hemen ardından ekledi:
- Oradaki okul binası halkın büyük ilgisini çekti. Kızıltepeliler, artık müze
gezer gibi bu okulu geziyorlar.
***
Şimdi de gelelim bu okulların diğer özelliklerine... Farklılık, daha ilk anda
göze çarpıyor. Dev ihata duvarları ile öğrenciler çevreden tecrit edilmiş değil.
Bahçede öğrencilerin kullanması için su pınarları var. Bahçeye girer girmez
özürlü rampaları ile karşılaşıyorsunuz. Okulun bilgisayar laboratuarı sürekli
faaliyette. 21 bilgisayar da internete bağlı. İlkokul öğrencileri, internet
sayesinde dünyanın en zengin sanal kütüphanesini ayaklarına getiriyorlar. Okulun
içi pırıl pırıl. Fen bilgisi laboratuarı ile resim atölyesi de cabası. Üstelik,
bu özellikler sadece yeni yapılan binalarda bulunmayacak. Bilgisayarlı eğitim
ve öğretim, Türkiye'nin en ücra köşesine kadar gidecek. Ankara Milli Eğitim
Müdürü Murat Bey Balta, "Kriterlerimiz belli" dedi:
- Artık burada bulunan üniteler küçük de olsa her okulda yer alacak. Köy okullarında
bile fen bilgisi ve bilgisayar laboratuarları ile danışma merkezi bulunacak.
Aksi taktirde projelerin uygulanmasına izin verilmeyecek. Peki mevcut okullar
ne olacak? Oralardaki sıkıntı da "ek binalarla" çözülecek.
***
Nereden nereye... Çok değil, bundan 10-15 yıl öncesine kadar okullarda oturacak
yer yoktu. Öğrenciler, sıra sıkıntısı yaşarlardı. Şimdi, köy okullarında bile
bilgisayar var. Pırıl pırıl yeni binalar yapılıyor. Buralarda öğrencileri sensörlü
ışık sistemi karşılıyor. Üstelik, bu binalar şehirlerin merkezinde değil, banliyölerinde
yapılıyor. Bu okulları görünce, insanın yeniden öğrenci olası geliyor!