İÇİMİZDE ukde oldu. Çünkü dün yer darlığını gerekçe
göstererek Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer'in "irtica siyasete, eğitime
ve devlete sızmaya çalışmakta" diye başlayan cümlesinin "eğitim"le ilgili
kısmına örnek verememiştik.
İsterseniz Eğitim Bakanı'ndan başlayalım:
Bilir misiniz ki çocuklarımızı "laik Cumhuriyetin" ilkelerine göre yetiştirsin
diye kendisine emanet ettiğimiz Bakan Hüseyin Çelik bir Bediüzzaman Sait Nursi
hayranı veya en azından sempatizandır.
Bunu kendisinin 1995 yılında İstanbul'da yapılan "Uluslararası Bediüzzaman
Sempozyumu"nda yaptığı "Bediüzzaman Sait Nursi ve İttihad-ı İslam Mefkuresi"
başlıklı sunumundaki görüşlerinden anlıyoruz.
Hüseyin Çelik'e göre "Bediüzzaman, Cumhuriyetin kuruluşundan sonra, Milli
Mücadelenin bir çok manevi veya maddi mimarı gibi, yeni rejimle barışık
olmamıştır. (...)"
Çelik, Bediüzzaman'ın rejimle niçin barışık olmadığını -laik Cumhuriyetin
kusurunu ortaya koymak için- şöyle açıklıyor:
"Bütün bir Osmanlı, Selçuklu ve diğer Müslüman devletleri ve bunların meydana
getirdiği medeniyeti adeta elinin tersiyle iten, Türk milletinin kökünü
Anadolu'daki antik medeniyetlerde veya İslamiyet öncesindeki Türklüğünde
arayanları, Cengiz ve Hülagu hayranlarını asla affetmez.(...)"
Çelik, Türkiye'nin Güneydoğusunda yoğunlaşan etnik terör sorunlarına da
Bediüzzaman'ın gözüyle yaklaşarak, çözümü "İslam kardeşliğinde" gördüğünü şöyle
anlatıyor:
"Doğu meselesinin çözümü de İslam kardeşliğindedir. Ne yazık ki bu işte geç
kalınmıştır. Eğer Cumhuriyetin başında Bediüzzaman resmi makamlarca dinlenseydi,
bugün ülkenin durumu şüphe yok ki böyle olmazdı" (1.Ekim.2003 Cumhuriyet).
Esasen Hüseyin Çelik'in "Nur tarikatının Yeni Asya koluna bağlı" olduğuna ve "Bu
grubun vakfı Med Zehra'nın Başkanı" sıfatı taşıdığına ilişkin Aydınlık isimli
derginin bir iddiası var. Çelik'in bu iddiayla ilgili bir açıklamasına
rastlamadık. Ancak gönderirse yayınlamaya hazırız.
Sayın Çelik'in kendisi yukarıda çizdiğimiz resimdeki gibiyse, uygulamaları da
elbet öyle -veya ona paralel- olur.
Nitekim laik bir devlet okulunda Hazreti Muhammed'in doğum günü dolayısıyla
"Kutlu Doğum Haftası" konulu yarışmalar düzenleme veya düzenlenmesine izin verme
marifeti bu Bakanın işidir.
Lise çağındaki çocuklara "Umre" ödüllü yarışma yaptırma bu bakanın
uygulamasıdır. Laik devletin ilköğretim okulunda çocuklara Kuran dağıtma
Çelik'in marifetidir.
Darwin'in Evrim teorisini anlattığı için öğretmenleri cezalandırmak amacıyla
süren bu bakandır.
Biz bunu dediğimiz zaman "İslama karşı mısın?" diye ayağa kalkanlara söylüyoruz:
Elbet karşı değiliz. Ama onun yeri laik devletin okulu değildir, olamaz da... Bu
kadar basit bir ilkeyi sokun artık kafanıza...
Son cümle.... Cumhurbaşkanı haksız mıymış?
oktay ekşi/hürriyet