Cinayet soruşturmasında sanığı tahliye eden Canpolat, 'çeteci'yi ziyaret eden
Yüksel ve bir başbakana yetkisiz suç yönelten Şalk'a disiplin cezası verilmedi
Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'ya verilen cezanın ağırlığı, adaletin
kendi mensuplarına karşı tutumunu da tartışma konusu yaptı. Savcı Sarıkaya,
komutanlarla ilgili iddiaları Genelkurmay'a ilettiği için cezalandırılırken,
devlet adına işlenen suçları görmezden gelen, çoğu önemli soruşturmayı örtbas
etmekle eleştirilen, oğlunun iş arkadaşı çetecileri tahliye eden savcı ve başsavcılara
dokunulmadı.
Türkiye'de onlarca aydını tek iddianameyle vatan hainliği ile suçlayan ya da
milletvekillerine 'metastas yapan habis ur' suçlaması getiren savcı ve başsavcılar
hakkında ise değil soruşturma, inceleme bile yapılmadı.
Yargıya gözdağı mı?
Sarıkaya, 'meslek şeref ve haysiyetiyle bağdaşmayan tutum ve davranışlarda'
bulunduğu gerekçesiyle ihraç edildi. Sarıkaya'ya verilen cezanın çok ağır olması,
öncelikle Şemdinli sanıklarını yargılayacak mahkeme üzerinde, ancak genelde
yargıya gözdağı olacağı için eleştiriliyor. Bir tartışma da adaletin cezalandırma
konusunda dönemlere göre kendi mensuplarına farklı yaklaştığı noktasında başladı.
Kamuoyunda tartışmalı soruşturmalarıyla gündem oluşturan savcılarla ilgili onlarca
şikâyet sonuçsuz kalırken, Sarıkaya'yla ilgili Genelkurmay'ın şikâyetiyle başlatılan
soruşturmada en ağır sonuç çıktı.
Savcı var, savcı var
Savcıların bazılarına sınırsız dokunma özgürlüğü olduğunun sayısız örneği var,
ancak aynı savcıların bazı kişi ve meslek mensuplarına ise dokunma yasağı olduğu
iddiası da konuşuluyor. İşte, Sarıkaya'ya avukatlık yolunu da kapatan ihraç
kararı ile çelişen ve 'Terazi farklı tartıyor' dedirten dokunmama örnekleri:
Çeteciyi tahliye eden başsavcı: Beyoğlu Başsavcısı Ünal Canpolat, oğlunun iş
arkadaşlığı da bulunan ve çete hesaplaşması nedeniyle bir cinayeti konu alan
soruşturmada, tahliye istemi daha önce mahkemece reddedilmiş sanıkları, bu kez
kendi yetkisini kullanarak tahliye etti. Canpolat soruşturma sonunda hiçbir
ceza almadı ve emekli oldu. İzmir'de silahlarla yakalanan çeteciyi tahliye eden
savcı de ceza almadı.
TBMM'ye rest çeken başsavcı: Ankara DGM Başsavcısı olarak, siyasi parti ve ev
baskınlarının yanı sıra çoğu idam istemli toplu davaların mimarı Nusret Demiral,
Cumhuriyet tarihinin en tartışmalı savcılarından oldu. Faili meçhul cinayetlerle
ilgili soruşturmada Meclis'e bilgi vermeme gücünü de kendinde gören Demiral,
disiplin cezası almadı.
Çete ofisindeki savcı: Ankara'da sanıkları arasında bir yüzbaşının da bulunduğu
'sauna çetesi' soruşturmasında çete lideri Kasım Zengin'in bürosuna, dava sanıklarından
eski emniyet Genel Müdür Yardımcısı'yla birlikte gittiği belirlenen eski DGM
Savcısı Nuh Mete Yüksel halen görevinde. Yüksel, bir kadınla ilişkisi nedeniyle
de sadece görev yeri değişikliği cezası almıştı.
Soruşturulmadı bile
Aydınlara casus diyen savcı: Duruşmasını bırakıp MHP'li siyasetçilerle hastane
açılışına gitme rahatlığında olan Yüksel, aralarında baro başkanlarının da bulunduğu
çok sayıda aydını Alman vakıfları davasında 'casuslukla' suçlayabilmişti. Dava
beraatle sonuçlandı, ancak savcı bu nedenle ceza almadı. DGM'lerin binlerce
kişiyle ilgili ağır suçlamaları soruşturmaya dahi konu olmadı.
'Habis ur' diyen başsavcı: Eski Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, Refah Partisi
(RP) hakkında açtığı kapatma davasında parti yöneticileri hakkında 'metastas
yapan habis ur' nitelemesi yaptı. Ancak bu nedenle HSYK'nın soruşturmasına uğramadı.
Başbakan ve bakanı suçlayan savcı: Eski Devlet Güvenlik Mahkemesi savcısı Talat
Şalk, Enerji Bakanlığı ve Müsteşarı'nın da aralarında bulunduğu bazı sanıklar
hakkında düzenlediği iddianamede o zaman Anavatan Partisi Genel Başkanı ve Başbakan
olan Mesut Yılmaz ile Enerji Bakanı Cumhur Ersümer hakkında açıkça suç isnadında
bulunmuştu. Oysa Şalk'ın Yılmaz ve Ersümer hakkında soruşturma açma ve iddianame
düzenleme yetkisi yoktu. Şalk hakkında herhangi bir soruşturma yapılmadı.
radikal