Piyasalarda son bir haftada meydana gelen dalgalanmalar
vatandaşa olumsuz yansıdı. Bankaların konut ve taşıt kredisi faizlerinde
yaklaşık 10 puanlık artışa gitmesi üzerine, kredi çekmek için faizlerin
düşmesini bekleyenler düş kırıklığına uğradı.
Dalgalanmayla birlikte bankalar, konut ve taşıt kredisi faizlerinde yaklaşık 10
puanlık artışa gitti. Finansbank, taşıt faizini yüzde 1,15'ten yüzde 1,25'e
çıkardı. Banka konut kredisi faiz oranını da yüzde 1,08'den yüzde 1,13'e
yükseltti. 5 puanlık faiz artırımından dolayı 100 bin YTL'lik konut kredisi için
10 yıllık kredi çeken bir tüketicinin aylık taksit miktarında yaklaşık 50
YTL'lik artış meydana gelecek. Diğer taraftan bankalar faiz oranları dışında
kredi kullanırken alınan komisyonlara da zam yaptı. Birçok banka konut kredisi
için alınan dosya ücretini 500 YTL'den 750-1.000 yeni liraya yükseltti. Son
dönemlerde petrol fiyatlarının yanı sıra dövizde meydana gelen artış, otomotiv
sektörünü de olumsuz etkiledi. Özellikle ithal otomobillerde yüzde 11-12
oranında zam gelebileceği belirtiliyor. Hyundai Assan Yönetim Kurulu Başkanı Ali
Kibar, ay sonunda dolar, petrol ve parça fiyatlarındaki artışa ilişkin bir
toplantı yapacaklarını ve kademeli olarak fiyat artışına gidebileceklerini
söylüyor. Revello saatlerinin sahibi Turan Turan ise saatleri dolar ve Euro
üzerinden aldıklarını belirterek, son 10 gün içerisinde fiyatlarda yüzde
10-15'lik artış olduğunu kaydediyor. Mashattan, Almondhill gibi konut
projelerini gerçekleştiren Taşyapı İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret'in Yönetim
Kurulu Başkanı Emrullah Turanlı, dövizle birlikte konut kredi faiz oranlarının
yükselmesinin, talebi olumsuz yönde etkileyeceğini kaydetti. Dolardaki yükselme,
inşaat sektörünün en önemli girdilerinden olan demirdeki fiyatların da yüzde
10-15 artmasına yol açtı. Demir Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel
Yayan, sektörün girdi maliyetleri sebebiyle zam yapmayı düşündüğünü, kurlardaki
artışın bunun önüne geçtiğini ifade ediyor. Gıda Dernekleri Federasyonu Başkanı
Şemsi Kopuz, dövizdeki yükselişin ihracatçı için olumlu olsa da kredi borcuna
giren firmaları olumsuz yönde etkileyeceğini ifade ediyor. Petrol ve diğer emtia
fiyatlarındaki artışın girdi maliyetlerini artırabileceğine işaret eden Kopuz,
“Bunu fiyatlara yansıtıp yansıtmamak için bekleyip göreceğiz.” diyor. İstanbul
Deri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Büyükekşi, dövizdeki yükselmenin
vatandaşa zam olarak yansıyıp yansımayacağı sorusuna “Hemen yansımaz bekleyip
görmek lazım.” ifadesini kullanıyor. Collezione'un sahibi Ekrem Akyiğit,
tekstildeki hammadde girişlerinin döviz bazında yapıldığını belirterek,
dolardaki yükselişin 1,60 yeni liranın üzerine çıkması halinde bunun fiyatlara
artış olarak yansıyacağını aktarıyor. Üç yıl üst üste gerçekleştirilen yüksek
orandaki büyüme sayesinde geçen yıl ilk kez 5 bin doların üstüne çıkan kişi
başına milli gelir de dalgalanmalardan nasibini aldı. İki hafta önce dolar 1,32
iken Türkiye'nin kişi başına milli geliri 5 bin 8 dolardı. Dün doların 1,50
seviyesine çıkmasıyla Türk Lirası yaklaşık yüzde 13,50 değer kaybetti; kişi
başına milli gelir de 4 bin 350 dolara geriledi. Dolardaki artış, dış ve iç borç
yükünün artmasına da sebep oldu. 170 milyar dolar olan dış borç, dolar 1,32 iken
224 milyar YTL'ye karşılık geliyordu. Bugün bu rakam 255 milyar yeni liraya
çıktı. 182 milyar dolar olan iç borç ise 240 milyardan 273 milyar YTL'ye ulaştı.
Piyasalardaki olumsuz gelişmelere rağmen, ekonomi çevreleri dalgalanmanın kalıcı
olmayacağı görüşünde. Uzmanlar, ekonomik program, mali disiplin ve yapısal
reformlar devam ettiği sürece büyüme ve enflasyon hedeflerinden sapma
olmayacağını söylüyor. DPT Müsteşarı Ahmet Tıktık, dalgalanmanın yüzde 70'inin
global gelişmelerden kaynaklandığını belirterek, bu gelişmelerden dolayı
ekonominin temelleri ve mali disiplinde bir değişim olmadığını kaydediyor.
Tıktık, “Önemli olan reform sürecine bağlı olmak. İstikrar ve mali disiplinden
taviz vermemek. Bunlar sağlandığı sürece bu dalgalanmalar normal.” diyor. Merkez
Bankası'ndan üst düzey bir yetkili, dönemsel değişimlerin enflasyon ve büyüme
rakamları üzerinde etkili olmayacağını belirtiyor. Bir Hazine uzmanı ise,
hükümetin net mesaj vererek piyasaları rahatlatmasını istedi. Borsa uzmanı Selim
Işıklar ise erken seçim tartışmaları ve son günlerde meydana gelen olayların
yatırımcının Türkiye'ye bakışını olumsuz yönde etkilediğini düşünüyor.
‘Büyüme ve enflasyondan sapma olmaz'
İş dünyası büyüme ve enflasyon hedeflerinden emin. İstanbul Ticaret Odası
Başkanı Murat Yalçıntaş, Türkiye ekonomisinin ufak tefek dalgalanmalardan zarar
görecek dönemi geride bıraktığını vurguluyor. Yalçıntaş'a göre piyasalarda yıl
sonu için öngörülen yüzde 5'lik büyüme ve enflasyon hedefinden sapma meydana
gelmez. Sanko Holding'in patronu Abdulkadir Konukoğlu'na göre de yakalanan
istikrar sebebiyle ekonomi sağlam temeller üzerine oturdu, ‘Ufak dalgalanmalar
gemiye su aldırır; ancak batırmaz'. Kur sisteminden şikayet eden ihracatçılar
doların yükselmesinden memnun. Dolardaki artışın bugünden yarına bir yansıması
olmayacağını, uzun dönemli bir rahatlama getireceğini belirten Türkiye
İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı, yerli üreticinin nefes alacağına
dikkat çekiyor:
zaman