Öğrenci Seçme Sınavı'na (ÖSS) 48 saat kaldı. Yüzbinlerce genç
hayalini süsleyen o büyük düşleri birkaç saate sığdırmaya çalışacak... Öğrenci
Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, ÖSS
öncesinde adaylara son uyarılarda bulunurken sistemde değişiklik sinyalleri de
verdi. Yarımağan, sınava giren öğrenci sayısının ilk aşamada 1 milyonun sonra da
500 binin altına inmesi gerektiğini belirtti. “Sınava giren sayısı 500 binin
altına indiğinde sınav sisteminde de çok ciddi, radikal değişiklikler
yapılabilir, ölçme değerlendirme açısından da daha iyi şeyler yapılabilir. Önce
bu sayının inmesi lazım” diyen Yarımağan, aday sayısının azaltılması için ya
belli bir diploma notu getirilebileceğini ya da liseyi bitirme sınavı
konulabileceğini söyledi. Yarımağan, “Bitirme sınavı konulursa belki bazı
yükseköğretim programlarına sınavsız girilebilir ve böylece aday sayısı da
azalabilir” diye konuştu.
Her mezun olan girmemeli
Her yıl yaklaşık 500-600 bin öğrencinin liseden mezun olduğunu, mezun olamayan öğrencilerle birlikte lise son sınıflardaki öğrenci sayısının 700 bini bulduğunu vurgulayan Yarımağan, “ÖSS'ye 1.5 milyonun üstünde aday sınava giriyor. Liseyi bitiren herkesin sınava girmemesi lazım. Özellikle meslek lisesi mezunlarının bir kısmı ya iş hayatına atılmalı ya da meslek yüksekokullarına gitmeli” dedi.
Bu yıl uygulamaya konulacak yeni sınav sisteminin “sınıfların
boşalmasını önlemek” amacıyla da getirildiğini hatırlatan Prof. Dr. Yarımağan,
“Ancak lise son sınıflar bu yıl da boşaldı. Milli Eğitim Bakanlığı bunun ÖSS
sisteminden kaynaklandığını belirtiyor, sistemin değiştirilmesi için size de
çağrıda bulunuldu. Bir değişiklik söz konusu olacak mı?” sorusuna şu karşılığı
verdi:
Sınıfların boşalması azaldı
“Sayın Milli Eğitim Bakanı bu sınavdan şikayet ediyor fakat kendileri de benzer bir sınavı, OKS'yi yapıyor. Bu arz-talep dengesi içinde sınavdan başka bir çözüm var mıdır diye düşünüyorum. Sınava giren sayısı azaltılabilir, öğrencilerin okula gitmesi sağlanabilir ama sınavsız bir sistem bulunabileceğini ben düşünmüyorum. Her şeye rağmen, geçen sene ile bu seneki gazeteleri bir incelerseniz, bu sene ile geçen sene arasında bence çok ciddi fark var. Bu sene de belki bir miktar bu olaylar oldu ama ben geçen seneye göre daha sınırlı olduğunu düşünüyorum. Bunun daha da azalması için iş Milli Eğitim Bakanlığı'na düşüyor. Bakanlığın, yönetmelikleriyle, otoritesiyle öğrencilerin okula gelmesini sağlaması gerekir. Öğretmenler arasında yaygın olarak yerleşmiş olan ‘Aman bizim öğrencimiz üniversite sınavında başarılı olsun, gerekirse benim dersime gelmesin, ben onu idare ederim' zihniyetini yıkmaları lazım. Bunu yıktıkları takdirde, bir otorite ve ciddiyet sağlanırsa okulların boşalması için hiçbir neden yok.”
türkiye