Anasayfa

Koronavirüs salgını memuriyetten istifa sürecini etkiler mi?

657 sayılı Kanunda genel hayata müessir afetlere uğrayan yerlerdeki Devlet memurlarının istifaları olağanüstü hal dönemindeki istifalarla aynı hukuki şartlara ve kısıtlamalara tabi tutulmuştur. Peki Koronavirüs salgını yaşadığımız şu dönemdeki istifalar da aynı kısıtlamalara tabi mi?

Haber Giriş : 2020-03-23T09:04, Son Güncelleme 2020-03-22T23:41

657 sayılı Kanunun 20. maddesinde çekilme memurlar için bir hak olarak düzenlenmiştir. Kanunun 94. maddesinde, "Devlet memuru baglı oldugu kuruma yazılı olarak muracaat etmek suretiyle memurluktan cekilme isteginde bulunabilir. Mezuniyetsiz veya kurumlarınca kabul edilen mazereti olmaksızın gorevin terk edilmesi ve bu terkin kesintisiz 10 gun devam etmesi halinde, yazılı muracaat sartı aranmaksızın, cekilme isteginde bulunulmus sayılır.

Cekilmek istiyen memur yerine atanan kimsenin gelmesine veya cekilme isteginin kabulune kadar gorevine devam eder. Yerine atanan kimse bir aya kadar gelmedigi veya yerine bir vekil atanmadıgı takdirde, ustune haber vererek gorevini bırakabilir.

Olaganustu mazeretle cekilenler, ustune haber vermek sartiyle bir ay kaydına tabi degildirler." hükmü, 96. maddesinde, "Olaganustu hal, seferberlik ve savas hallerinde veya genel hayata muessir afetlere ugrayan yerlerdeki Devlet memurları, cekilme istekleri kabul edilmedikce veya yerine atanacaklar gelip ise baslamadıkca gorevlerini bırakamazlar.97. maddesinde ise,"Memurlardan mali ve cezai sorumlulukları saklı kalmak uzere;

A) 94 uncu maddenin 2 nci ve 3 uncu fıkrasına uygun olarak memuriyetten cekilenler altı ay gecmeden,

B) Bu Kanuna gore cekilmis sayılanlar ile 94 uncu maddenin 2 nci fıkrasına uymadan go- revlerinden ayrılanlar bir yıl gecmeden,

C) 95 inci maddede yazılı zorunluluklara uymayanlar 3 yıl gecmeden,

D) 96 ncı maddeye aykırı hareket edenler hicbir surette,

Devlet memurluguna alınamazlar." denilmektedir.

Anayasanın 119.maddesine göre Cumhurbaskanı; maddede sayılan diğer haller yanında tabii afet veya tehlikeli salgın hastalık hallerinde yurdun tamamında veya bir bolgesinde, suresi altı ayı gecmemek uzere olaganustu hal ilan edebilmektedir. Ancak salgının başlangıcından bu güne kadarki süreçte pek çok önlem alınmakla birlikte olağanüstü hal uygulamasına gidilmedi. Şu an fiilen olağanüstü koşullar yaşıyor olsak da hukuken olağanüstü hal rejiminde değiliz.

Yaşamakta olduğumuz günlerde koronavirüs salgını hayatımızı altüst etti. Alınan önlemler kapsamında gündelik hayat neredeyse durdu. Camilerde cemaatle namaz kılınamıyor, Cuma namazında camiler kapatılıyor, maçlar erteleniyor, ÖSYM sınavları erteliyor, AVM ler kapanıyor, okullar tatil, pek çok kamu görevlisi idari izinli sayılıyor, yurtdışından gelenler karantinaya alınıyor, toplu organizasyonlar yapılamıyor, sınır kapıları kapatılıyor, bunlar gibi hayatı derinden etkileyen pek çok önlem var.

Diğer taraftan Dünya Sağlık Örgütü 12 Mart 2020 tarihinde Çin'de ortaya çıkan ve pek çok ülkeye yayılan koronavirüsü pandemi olarak ilan etti. Pandemi en basit tanımıyla dünyada eşzamanlı olarak çok yaygın bir şekilde çok fazla sayıda insanı tehdit eden bulaşıcı hastalıklara verilen isim.

Bu açıklamalar ışığında koronavirüs salgını 657 sayılı Kanunun 96. maddesinde belirtilen "genel hayata muessir afet" olarak kabul edilebilir mi? Salgına karşı alınan yukarıda yer verdiğimiz önlemlere bakınca kime sorulsa koronavirüs salgınının genel hayata müessir afet olduğunu söyleyecektir. Ancak hukuki açıdan durum bu şekilde tanımlanabilir mi?

Mevzuatımızda genel hayata müessir afetlerin neler olduğu 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunda sayılmıştır. Kanunun 1. maddesinde genel hayata müessir afetler olarak, "Deprem (Yer sarsıntısı), yangın, su baskını, yer kayması, kaya dusmesi, cıg, tasman ve benzeri afetler" sayılmış salgın hastalıklar kapsama alınmamıştır. Kanunun 2. maddesine göre yukarıda sayılan afetlerin gerçekleştiği yerler Cumhurbaşkanınca afete maruz bölge ilan edilebilmektedir. 657 sayılı Kanunun 96. maddesiyle birlikte düşününce Cumhurbaşkanınca afete maruz bölge ilan edilen yerlerde görev yapan memurlar istifaları kabul edilene veya yerlerine atananlar gelip göreve başlayana kadar görevlerini bırakamayacaktır. Bu kurala uymadan görevi bırakan veya çekilmiş sayılan memurlar yeniden Devlet memuru olarak atanamayacaktır.

Salgın hastalıklar karşısında alınacak önlemler ise 1593 Sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununda düzenlenmiştir. Kanunun 57. maddesinde salgın hastalıkların neler olduğu belirtilmiş, 64. maddesinde ise 57. maddede sayılanlar dışında da belirli özellikler gösteren hastalıklar salgın hastılık olarak kabul edilmiştir. Hem Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilmesi, hem de 1593 sayılı Kanun kapsamı dikkate alındığında koronavirüsün salgın hastalık kaynağı olduğunda ve tehlikeli bir salgın hastalıkla karşı karşıya olduğumuzda kuşku bulunmamakta. Ancak salgın hukuki anlamda umumi hayata müessir afet tanımına uymuyor.

Bu açıklamalarımızdan 657 sayılı Kanunun 96. maddesinin yazımında bir eksiklik olduğu anlaşılıyor. İçinde bulunduğumuz dönemde hiç arzu edilmeyecek şey salgınla mücadele sürecinde görevlendirilen personelin istifası olacaktır. Bu durumun salgın hastalıkla mücadeleyi olumsuz etkilemesi kaçınılmazdır. 96. madde, hizmetine en çok ihtiyaç duyulduğu dönemde "usulüne uygun olmayan bir şekilde" görevi bırakan memurları bir bakıma cezalandırmayı amaçlamaktadır. Çekilme hakkını kullanarak talepte bulunan, istifası kabul edilene kadar veya yerine personel gelene kadar görevine devam eden memurlar için söylenecek bir şey yok. Ancak, yaşadığımız süreç 96. madde hükmünün salgın hastalıkları da kapsayacak şekilde düzenlenmesinin gerekliliğini ortaya koymuştur.

Sonuç olarak, koronavirüs salgınının tehlikeli bir salgın hastalık olduğunda kuşku yok. Ancak Olağanüstü hal ilan edilmediği ve salgının "umumi hayata müessir afet" kapsamında olmadığı dikkate alındığında memuriyetten istifaların bu süreçten etkilenmeyeceğini, usulüne uygun çekilme talebinde bulunan memurların 6 ay, çekilmiş sayılan memurların ise bir yıl geçtikten sonra yeniden memuriyete atanabileceklerini değerlendiriyoruz.

Memurlar.Net - Özel