Hastaneler, okullar, yardım dağıtım merkezleri... Katil İsrail Gazze Şeridi'ndeki soykırımda sınır tanımadı.
İsrail'in iki yıldır süren soykırımı boyunca gözlerin çevrildiği en önemli adreslerden biri de Birleşmiş Milletler Genel Merkezi oldu. Bu süreçte birçok toplantı gerçekleştirildi ancak bunlardan hiçbiri kalıcı bir çözüm yolunda somut bir adım doğurmadı.
BM'nin çözümsüzlüğüne inat, on binlerin Gazze'ye desteği, yüz binlere dönüştü.
Sokaklarda İsrail'e karşı büyüyen öfkeye, liderler de sessiz kalamadı.
7 Ekim'den bu yana Tel Aviv yönetimine destek veren ülkeler Gazze'deki soykırım karşısında bir bir tavır değişikliğine gitmeye başladı.
Başta İspanya, İrlanda ve Norveç olmak üzere çok sayıda ülke, katil Netanyahu hakkında çıkarılan tutuklama emrini yerine getireceğini duyurdu.
Bolivya, Tel Aviv ile diplomatik ilişkilerini kesti. 8 ülke, İsrail büyükelçisini geri çağırdı.
İspanya, Kolombiya ve Slovenya katil İsrail'e yaptırım uyguladı. Slovenya, Netanyahu'yu "istenmeyen adam" ilan etti.
Kamuoyu baskısı büyüdükçe, Filistin'i devlet olarak tanıyan ülkelerin sayısı da arttı. İlk adım İspanya'dan geldi.
80'inci BM Genel Kurulu sırasında, başta Fransa, Portekiz ve Danimarka olmak üzere 20 ülke Filistin'i tanıdı.
Katil Netanyahu BM Genel Kurulu'nda protesto edildi. Boş salona hitap etti, yalanlarını sıraladı.
Batı medyası da söylem değişikliğine gitti. Aylarca Gazze'deki katliamda İsrail'den yana tavır alan medya sonunda gerçekleri görmeye başladı.
Gazeteler, sayfalarında soykırıma yer verdi.
Dün Filistin'i suçlayıp, İsrail'i sorgusuz sualsiz destekleyenler, Gazze'deki soykırıma karşı daha fazla kayıtsız kalamadı.