Anasayfa

Bakan Fidan: SDG denklemden çıkmalı

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "DEAŞ ile mücadele kisvesi altında, bölücü bir gündem takip eden SDG'nin artık bu denklemden vazgeçmesi gerekiyor." dedi.

Haber Giriş : 2025-10-08T18:17, Son Güncelleme 2025-10-08T21:03

Fidan, Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ile Dışişleri Bakanlığındaki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

Uluslararası toplumun, DEAŞ ile mücadelede yöntem değişikliğine gitmesi gerekmekte olduğunu söyleyen Fidan, Suriye hükümetinin DEAŞ'a karşı eşgüdüm halinde operasyonlar gerçekleştirme iradesine sahip olduğunu vurguladı.

Fidan, "Bu iradenin gerekli yetenek ve kapasite ile desteklenmesi konusunda Suriye'ye hep beraber yardımcı olmalıyız. Türkiye, Suriye hükümetinin DEAŞ'la mücadele imkanlarının gelişmesine katkı sağlamayı sürdürecektir. Bu noktada DEAŞ ile mücadele kisvesi altında bölücü bir gündem takip eden SDG'nin artık bu denklemden vazgeçmesi gerekiyor." ifadesini kullandı.

Suriyeli mevkidaşı ile bugünkü görüşmesinde, tüm bu hususların ve 10 Mart mutabakatının ivedilikle, bütünüyle hayata geçilmesi konusunda atılabilecek adımların etraflıca değerlendirildiğini aktaran Fidan, "Her defasında altını çizdiğimiz üzere 911 kilometrekare sınırı paylaştığımız Suriye'nin güvenliği, Türkiye'nin güvenliği bakımından kilit önem taşımaktadır. Suriye'nin güvenliğine kasteden unsurlar, ülkemiz için de bir güvenlik tehdidi oluşturmaktadır."

Bakan Fidan, SDG'nin başka bir gündemle düşünüp farklı şekilde hareket ettiğini ve takiye yapmaması gerektiğini vurgulayarak, her iki tarafın lehine olacak, Suriye'nin birliğine bütünlüğüne hizmet edecek bir çözümün ortaya konması gerektiğini söyledi.

Türkiye'nin bunu barışçıl yöntemlerle hayata geçirilmesini temenni ettiğini, bunun önemli olduğunu vurgulayan Fidan, "Suriye'deki ortamdan hiçbir terör örgütünün ne bölgedeki herhangi bir ülkeye, ne de bizim için bir tehdit olmaması önemli." dedi.

Fidan, Türkiye'nin tehdit sistemini yıllardır gördüğünü, Türkiye içinde barınamayan terör örgütlerinin kendilerini sınırın dışına attığını ve orada kendilerine bir dünya kurup Türkiye'ye yönelik operasyon yaptığını dile getirdi.

Dışişleri Bakanı Fidan, "Biz bu sistemi tamamıyla bitirme kararı aldık. Tehdidi geldiği yerde karşılıyoruz, yakından takip ediyoruz. Türkiye'nin içinde bırakmadığımız gibi, Türkiye'nin dışında da, bölgenin kaderine olumsuz etki eden çıbanbaşı olmasını istemiyoruz. Bu noktada bütün taraflar üzerine düşen görevi yapmalı." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye-Suriye ilişkilerinin ve bölgesel etkilerinin çok yoğun bir koordinasyon gerektirdiğini belirten Fidan, 5 Ekim'de Suriye'de Halk Meclisi seçimleri düzenlendiğini anımsattı.

Fidan, Suriyeli mevkidaşının seçimlerin hemen ardından bu ziyareti düzenlediğini kaydederek, görüşmede çok önemli konuların yer aldığını ve tartışıldığını bildirdi.

"Bölge ülkeleri olarak, Esed rejiminin devrilmesinin ardından yeni Suriye yönetimine bazı telkinlerde bulunmuştuk, bölge ülkeleri olarak. Suriye'nin istikrarsızlık kaynağı olmaktan çıkarılması gerektiğini, terörle mücadele konusunda gereken tedbirlerin alınmasının şart olduğunu ve kapsayıcı bir politika izleyerek Suriye'de hiçbir grubun dışlanmaması gerektiğini söylemiştik." ifadelerini kullanan Fidan, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara liderliğindeki Suriye hükümetinin bu hususlarda olumlu adımlar atmasından ve işbirliğine açık davranmasından memnuniyet duyduğunu aktardı.

Fidan, bu doğrultuda Suriye hükümetinin bölgesel ve uluslararası alandaki angajmanının her geçen gün güçlendiğine işaret ederek, "Bunun en son örneğini Sayın Şara'nın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığı hitaptı. Bu da ayrıca tarihi bir gelişmeydi." dedi.

Yakalanan bu ivmeden Suriye halkının yaşam koşullarının iyileştirilmesi yönünde istifa edilmesinin önem teşkil ettiğini söyleyen Fidan, Türkiye'nin bu hususta elinden gelen gayreti göstermeye devam edeceğini belirtti.

Uluslararası toplumun Suriye halkına karşı üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğinin altını çizen Fidan, Suriye'ye ve Suriye'nin temsilcilerine yönelik tüm yaptırımların bir an önce kaldırılması gerektiğini dile getirdi.

Fidan, bu yönde atılacak adımların, Suriye'nin istikrarına ve kalkınmasına hizmet ederek, ülkedeki güvenlik durumunun iyileştirmesine de katkı sağlayacağını vurguladı.

- İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırganlığı

İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırganlığının, Suriye'nin karşı karşıya olduğu en önemli sorunlardan birini teşkil ettiğine dikkati çeken Fidan, "Suriye'nin güneyinde güvenliğin tesisine yönelik çabaları değerlendirdik. Suriye'de huzur ve güvenliğin temini ülkenin toprak bütünlüğü, birliği ve egemenliğine saygı göstermesiyle mümkün olacaktır. Türkiye olarak bu yöndeki çabalara destek vermeyi sürdüreceğiz." diye konuştu.

Fidan, Suriye halkının uluslararası toplumdan, İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırılarına net şekilde karşı çıkılması beklentisi olduğunu kaydetti.

Suriye'de artık uluslararası toplumla işbirliğine açık bir yönetimin işbaşında olduğunu aktaran Fidan, bu durumun Esed rejimi döneminde ilerleme sağlanamayan güvenlik meseleleri bakımından bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Fidan, "Suriye'nin kendi ayakları üzerinde duran ve bölgesinde istikrarın parçası olan bir ülke olma hedefini güçlü biçimde desteklemekteyiz. Suriye'nin yeniden yapılanmasına kamu ve özel sektör eliyle katkı sağlamaya inşallah devam edeceğiz." ifadesini kullandı.

Sorumluluk sahibi tüm paydaşların bu süreçte Türkiye'nin yanında yer almasının beklendiğini dile getiren Fidan, "Savaş ve çatışmalarla anılan coğrafyamızda artık barış, istikrar ve kalkınmanın egemen olmasını istiyoruz. Bu tarihi sorumluluğun yerine getirmek için elimizden gelen tüm çabayı ortaya koyacağız." diye konuştu.

- "Süveyda'daki gelişmeleri bu perspektifle de yakından takip ediyoruz"

Bakan Fidan, toplantının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Fidan, Suriye ile istişarelerin devam ettirileceğini belirterek, "Süveyda'da ortaya çıkacak olan bir istikrarsızlık unsurunun ülkenin geri kalan yerlerinde kopyalanması bizim tercih edeceğimiz bir şey değil. Bu, Suriye'nin birliğine, bütünlüğüne hizmet etmez." dedi.

Türkiye'nin amacının, istikrar içinde, özgür vatandaşların kendi kimlikleriyle müreffeh ve güvenli bir şekilde yaşarken aynı zamanda ülkenin genel bütünlüğünün bozulmadığı ve bölge için herhangi bir tehdidin oluşmadığı bir Suriye olduğunu vurgulayan Fidan, "Süveyda'daki gelişmeleri bu perspektifle de yakından takip ediyoruz. Çünkü İsrail'in Süveyda'yı ve oradaki Dürzi kardeşlerimizi gerekçe göstererek tek taraflı operasyonlarda bulunması bu bölgede farklı negatif dalgalanmalara yol açıyor." diye konuştu.

Fidan, İsrail'in Suriye'ye saldırılarına yönelik, "Bu istikrarsızlığı artırıcı bir husus. Bu da bizim için açıkçası bir milli güvenlik sorunu. Bunu da yakından takip ediyoruz." ifadelerini kullandı.

- "Belli maddelerde epey mesafe katedildi"

Gazze'de ateşkesin gerçekleştirilmesine yönelik son gelişmeler hakkında sorulan soruya Fidan, "New York'ta liderlerimizin (ABD Başkanı Donald) Trump'la beraber yaptığı görüşme esnasında ve sonrasında ortaya çıkan planın hayata geçmesi için bir şu anda çaba söz konusu." yanıtını verdi.

Fidan, daha sonra Hamas'ın bir yanıtının olduğunu anımsatarak, bu cevabın oldukça yapıcı olduğunun altını çizdi.

"Öncelikli olarak kabul edilen hususların, başta rehinelerin bırakılması olmak üzere, bir an önce hayata geçilmesi konusunda adımlar atılması gerekiyordu. Pazartesi günü itibarıyla taraflar arasında Gazze'de başlayan görüşmelerde bugün yeni bir aşamaya gelinmiş durumda." diyen Fidan, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın'ın da bugün görüşmelerde bulunduğunu hatırlattı.

Fidan, "Gazze planı 20 maddelik plan, geniş bir plan, çok fazla konuyu içermekte ama ana maddelere ayıracak olursak, birinci öncelikli maddemiz, ateşkesin sağlanması, rehinelerin bırakılması konusu var. İnşallah bugünkü görüşmeler, şu anda İsrail ve Hamas dolaylı olarak Mısır'da görüşüyorlar. Burada Katar, Amerika, Mısır ve Türkiye taraflara gerekli görüşleri sağlıyor, kendi yapıcı görüşleriyle beraber bu bir müzakere süreci. Bugün inşallah bir olumlu tablo çıkması halinde hedeflenen dört tane husus var. Şu anda onun detayları üzerinde tartışmalar devam ediyor. Belli maddelerde epey mesafe katedildi." ifadelerini kullandı.

Bir iki hususun ilerleyen saatlerde netleşmesi konusunda çabanın söz konusu olduğunu aktaran Fidan, "Bu dört madde şu, bugün uzlaşmaya varılırsa bir ateşkes ilan edilecek." dedi.

Fidan, "Ateşkese müteakip her iki tarafın elinde bulunan ve mutabık kaldıkları Hamas'ın elindeki rehineler ve cesetler, İsrail'in elindeki belli miktar müebbet hapse mahkum olanlar, 7 Ekim'den sonra tutuklanmış olan belli sayıdaki Filistinli serbest bırakılacak, bunların değişimi olacak, bu ikinci madde." diye konuştu.

Üçüncü maddenin de insani yardımların artırılması olduğu bilgisini paylaşan Fidan, şu anda çok az sayıda insani yardımın ulaştırıldığını vurguladı.

"Dördüncü madde de, İsrail birliklerinin planda belirtilen geri çekilme hatlarına, geri çekilmeye yönelik süreci başlatması." diyen Fidan, planın nasıl uygulanacağına ilişkin tartışılması gereken çok fazla detay olduğunu söyledi.

Fidan, "İyi olan şey şu, biz tarafların bu sefer özellikle rehinelerin salıverilmesi ve ateşkesin hayata geçmesi konusunda ciddi bir irade ortaya koyduklarını görüyoruz. Tabii (Binyamin) Netanyahu hükümetinin her zaman için kafasında bir bozucu B planı oluyor. Bunu da dikkate almak gerekiyor ama başta Amerika olmak üzere müzakereye katılan bütün heyetler bunun bilincindeler. Ben artık Netanyahu'nun içinde çok fazla bu konularda gidecek yer olmadığını düşünüyorum. İnşallah bugün olumlu bir haber çıkarsa planın birinci blokuyla ilgili adım atılmış olur." ifadelerini kullandı.

Öte yandan, Filistin'in yerel yönetiminin oluşturulması, polis gücünün oluşturulması gibi diğer ağır maddelerinde olduğunu söyleyen Fidan, bunların planı sahiplenerek tartışılması gerektiğini söyledi.

Fidan, bu konuda yarın Fransa'nın başkenti Paris'te önemli bir toplantı düzenleneceğini aktararak, Gazze'de devam eden görüşmelerin tamamlayıcı niteliğinde olayın genel siyasi çerçevesinin görüşüleceğini kaydetti.

Bu toplantının planın ilerletilmesi, Gazze'de savaşın durması, yaraların sarılması ve iki devletli çözümün hayata geçilmesi konusunda yine önemli tamamlayıcı bir çaba olacağının düşünüldüğünü söyleyen Fidan, şu değerlendirmede bulundu:

"Hem bugünkü görüşmelerin hem de yarınki görüşmelerin bu noktada olumlu sonuçlar üretmesini diliyoruz. Türkiye olarak başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere mesaimizin büyük bir kısmını buna ayırarak çalışmaya devam ediyoruz. Bu konuda kamuoyunun hassasiyeti, desteği, siyasi partilerimizin bu konudaki desteği ve hassasiyeti için teşekkür ediyorum. Bu destek bize büyük de bir mesuliyet yüklemekte. Bunun bilincinde çalışmaya devam ediyoruz."

- "(Özgürlük Filosu Koalisyonu) Bu asil davada mücadele eden kardeşlerimizi de inşallah kazasız belasız tahliye edip vatana geri getireceğiz"

Fidan, Özgürlük Filosu Koalisyonu'nun da tıpkı Küresel Sumud Filosu gibi Gazze'de yaşanan soykırımı gündeme getirmek bakımından son derece önemli bir sivil ve uluslararası girişim olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Bu girişim, bir önceki Sumud Filosu'nda da olduğu gibi uluslararası sularda bu sabaha karşı İsrail tarafında saldırıya uğradı. Şu anda elimizdeki bilgiler, yakından takip ettiğimiz bilgiler şunlar, an itibarıyla bize verilen rakamlar, 144 aktivistin olduğu yönünde, bunların arasında toplam 21 vatandaşımız var. 21 vatandaşımızdan da 3'ü milletvekilimiz. Konuyu ilk andan itibaren çok yakın bir şekilde takip ediyoruz."

Fidan, Küresel Sumud Filosu'ndaki tahliye için çok fazla emek ve koordinasyon olduğunu hatırlatarak, "Burada da daha hızlı ve seri şekilde inşallah hem aktivistlerin hem vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin burnu kanamadan, tahliye edilmesi, Türkiye'ye getirilmesi için yoğun bir çaba içerisindeyiz. Tel Aviv'deki Büyükelçiliğimiz, maslahatgüzarımız var biliyorsunuz, Büyükelçimizi çekmiştik. Maslahatgüzarımız İsrail makamlarıyla ön koordinasyonu yapıyor." dedi.

Sabaha karşı el konulan gemilerin aktivistlerle Aşdod Limanı'na çekildiği bilgisini aldıklarını aktaran Fidan, şunları söyledi:

"Gemilerin kademeli olarak limana yaklaşmalarından sonra aktivistlerin kayıt işlemleri tamamlanacak. Bu işlemin bu gece saatlerinde tamamlanması bekleniyor. Bunun ardından aktivistlerin Mısır sınırı yakınında, İsrail'in güneyinde bulunan, bir önceki Sumud Filosu olayında olduğu gibi tahminimiz Ketziot gözaltı merkezine götürülmesi söz konusu. İsrail'den çıkış işlemlerinin bir önceki seferde olduğu gibi burada başlatılması bekleniyor."

Fidan, söz konusu 21 Türk vatandaşının dışında İsrail'e başka bir ülke pasaportuyla giren Türk vatandaşlarının bilgilerinin de temin edilmeye çalışıldığını belirterek, şunları kaydetti:

"Sumud Filosu'nda olduğu gibi burada da tahliyelerle ilgili alternatif senaryolarımız var. İsrail ilgili makamlarıyla Tel Aviv Büyükelçiliğimiz bunları koordine ediyor. Bu senaryoların arasında yine bir Türk Hava Yolları uçağımızın gönderilerek toplu tahliyede bulunması konusu da var. Bütün olayların gidişatına göre elimizdeki senaryolardan birini uygulayarak daha önce yaptığımız gibi bu asil davada mücadele eden kardeşlerimizi de inşallah kazasız belasız tahliye edip vatana geri getireceğiz."

Anadolu Ajansı