Başbakan Erdoğan, 1974'te geçici işçi ve futbolcu olarak girdiği İETT'den 12 Eylül'le yönetime gelen ve 'farklı bir hava' estiren 'komando albay' yüzünden ayrılmış. Erdoğan aylık 250 liraya çalıştığı İETT'den ayrılış nedenini şöyle özetliyor: Albay o dönemde farklı bir hava estirdi. Tabii bu hava bize pek uymadı. Ben de istifa ettim.
* Nasıl oldu İETT'ye girişiniz?
"Üniversiteye girişimle beraber gerçekleşti. Ben ortaöğretim çağında, amatör
kümede Camialtı'nda futbol oynuyordum. Üniversiteye girdiğim yıl, İETT'den teklif
geldi. Camialtı'ndayken sembolik rakamlarla oynuyordum. İETT'den teklif gelince,
İETT'nin işçi kadrosuna bizi almak suretiyle, Sosyal Hizmetler'de futbol oynayacağımız
söylendi. "Peki" dedik. Üniversite eğitim ve öğretimi devam ederken,
böylece hem futbol hem de aileye geçim temin etme imkanı bulmuştum. Bu bakımdan
İETT bana cazip geldi.
* İlk gittiğiniz günü hatırlıyor musunuz? Sınavla girmişsiniz, sınavı biraz
anlatabilir misiniz?
"Artık benim için biraz hayal oldu, çok geçmişte kaldı ama öyle basit bir
sınav diyebilirim. Normal işçiler için yapılan bir sınavdı. Sınavdan aklımda
kalan sorular yok ama çok basit sorular olduğunu biliyorum.
250 LİRA MAAŞ ALDIM
* Kantinde de çalışmışsınız...
Tabii.. Futbol sezonu bittiğinde, bizi, Şişli Garajı'nın arka planında kalan
kantinde istihdam ediyorlardı. Satış yapıyorduk orada. Çocukluğumdan itibaren
özellikle ticarete yönelik yanım iyi. Mesela, ilkokul ve ortaokulda yaz tatillerinde
çalışırdım. Sene içi yatılı okuduğum için okulda kartpostal satışı yapardım,
yatılı öğrenciler biliyorsunuz, Anadolu'da, annesine, babasına, kardeşlerine
hepsine böyle sürekli o kartpostalları gönderirdi. İlk kaynak kitaplarımı filan,
hep bu kazandığım paralarla aldım.
* Ne kadar kazanıyordunuz?
"Doğrusu, rahmetli babam, haftada iki buçuk lira verirdi bana. Kartpostal
satışlarından 5 ila 10 lira arasında para kazanırdım.
HEM FUTBOL HEM SİYASET
* İETT'ye ne kadarla başladınız?
"Aklımda kaldığı kadarıyla 250 liraydı ilk aldığım maaş.
* Sokaklarda hemen her gün birkaç siyasi cinayetin işlendiği dönemdi de...
"Evet, zor günlerdi. Futbol, bir de siyasetin içinde olmam sebebiyle, okulda
bir olay ya da antrenman olduğu gün okula hiç gitmiyordum. İmtihandan imtihana
gidiyorduk dersem yeridir.
* Aileniz kaygılanıyordu tabii..
"Sevgili annem, gece sürekli balkonlarda beklerdi, 'Acaba bugün bir şey
oldu mu?' diye
* Siz nasıl bir futbolcuydunuz?
"Benim daha çok fiziğe ve kondisyona dayalı bir futbol özelliğim vardı.
* Aileniz, özellikle babanız nasıl bakıyordu futbolculuğunuza?
"Camialtı'nda başlamadan önce olumsuzdular. Okumamı çok arzu ediyorlardı.
Camialtı'nda başladıktan sonra iş resmileşti. İstanbul Genç Karma'ya seçildim.
Türkiye Şampiyonası'na giderken babanın onay vermesi lazım. Aksi takdirde takım
sizi götüremiyor. Konuyu açınca biraz sinirlendi. İzin vermedi. Rahmetli babamın
o hassasiyeti de bizi bugünlere bir yerde hazırladı. Demek ki hayırlı olmuş.
İETT DEVLET KAPISI
* İETT'de bunca şöhretin ve eğitimli insanın çalışmasını neye bağlıyorsunuz?
"İETT tabii İstanbul'da çok yaygın bir kurumdu. Eskiden devletçilik daha
yaygındı. Anneler, babalar işte evladı devlete girerse devlet kapısı biliyorsunuz
onlar için çok çok kutlu bir kapı. İlla o alana evladını gönderme gayreti içindeydi.
Sanıyorum oradan kaynaklanıyor. Bana da bu teklif gelince, hele hele bir taraftan
istihdam edileceksiniz, bir taraftan da futbolunuzu oynayacaksınız, çok önemli
bir şey. Beni çeken de buydu..
* Neden ayrıldınız İETT'den?
12 Eylül'den sonra İETT'den ayrıldım. 12 Eylül'le birlikte... Ayrılmamın ardından
okulu bitirdim, üniversiteyi. Askere gittim. O arada, askere gidene kadar olan
süreçte ben özel sektörde çalıştım ve İETT'de aldığımın dört katı fazla maaş
almaya başladım. Ayrılmamın sebebine gelince. Bir komando albay gelmişti İETT'nin
genel müdürlüğüne. Tabii biraz o dönemde farklı bir hava estirdi. O farklı hava
bize pek uymadı. Onun için istifa etmek bizim için daha isabetliydi. Ben de
istifamı verdim ve ayrıldım.
* Size yönelik şahsi bir şeyi oldu mu?
"Yani öyle, çok çok ters bir şey olmadı ama yaklaşım tarzı hoş değildi.
Hoş olmayınca tabii bizim siyasetteki anlayışımıza uymuyordu. Çok da hayırlı
oldu. Çünkü hemen haftasında dört kat fazla maaş benim için de çok daha iyiydi.
Çünkü o zaman da benim iki tane çocuğum vardı.
sabah