38 kez yakalandı, serbest kaldı
İstanbul'un sorunu sokak terörü. Kentin asayişinden sorumlu Emniyet Müdürü
Celalettin Cerrah, Sultan isimli kızı 38 kez yakaladıklarını her defasında bırakıldığından
yakındı.
Türkiye'nin asayişte en dertli ili İstanbul'un emniyet müdürü Celalettin Cerrah
içini Sabah'a döktü: "Yasal boşluğu iyi bilen suç çeteleri hırsızlık ve
kapkaçta 18 yaş altı çocukları kullanıyor."
15 BİN SUÇLU ÇOCUĞUN ÇOĞU SERBEST KALDI
"Yasa gereği çocukları sorgulayamıyoruz, savcıya teslim ediyoruz. Geçen
yıl 14 bin 874 suçlu çocuk yakaladık. Sadece bin 224'üne yasal işlem yapıldı.
Gerisi sokağa döndü."
SULTAN'I YAKALIYORUZ SALININCA SUÇ İŞLİYOR
"Bir yankesici 38 kez yakalanmış, hep serbest bırakılmış. Sultan isminde
bir kızımız var, aynı durumda. Yakalıyoruz, mahkeme bırakıyor. İki gün sonra
aynı suçu işliyor."
TİNERCİLERİ UZANLAR'IN ÇİFTLİĞİNDE EĞİTELİM
İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah tinerci çocukların rehabilite edilmeleri
gerektiğini söyledi ve adresi de gösterdi: "Uzanlar'ın Pamukova'daki çiftliği
boş duruyor. Orayı belli bir düzene sokalım ve bu çocukları orada eğitelim."
Sizin bir cümleniz var, Ahmet, Mehmet ya da ben, kişiler sorun değil, İstanbul'un
sorunu büyük diyorsunuz. Nedir İstanbul'un sorunu?
-Tabii ki asayiş. İstanbul çok göç alan bir şehir. Taşı toprağı altın diye ailelerini
toplayıp geliyorlar. Ondan sonra şehre hiç yakışmayan birtakım görüntülerle
karşı karşıya kalıyorsunuz. Otobanda çiçek satanlar vs. Her ailenin 7- 8 çocuğu
var. Yeterince para olmadığı için o çocuklara hâkim olmak son derece zor.
SORGULAMA HAKKIMIZ YOK
Yani asayişi bozanların başında 18 yaşın altındaki çocuklar mı var?
-Kesinlikle, çünkü organize suç çeteleri yasal boşluğu çok iyi biliyor. Böylelikle
hep 18 yaş altındaki gençleri kullanıyorlar kapkaç ve hırsızlık için.
Reşit olmamış biri suç işleyip, yakalandığında ne oluyor peki?
-Yasa gereği bunları sorgulama hakkımız yok. Hangi suçu işlemiş olursa olsun
götürüp savcıya teslim ediyoruz. Savcı da yasalar neyse onu uyguluyor. Suçunu
değerlendiriyor ve gerekirse mahkemeye çıkarıyor. Bir örnek vermek istiyorum,
2003'te 13 bin 974 çocuğu yakalamışız. Peki bunlardan kaçı serbest bırakılmamış
yani tevkif edilmiş? Sadece 1041. O 1041 çocuk zaten çok ağır suçlardan yargılanmış
yani adam öldürme gibi. Bu rakam 2004'te 14 bin 874'e çıkmış. Bunlardan sadece
1224'ü hakkında yasal işlem yapılmış. Yani geri kalanı ailelerine teslim edilmiş
ve tekrar sokaklara dönmüş.
SULTAN DİYE BİR HIRSIZ VAR
Beyoğlu Karakolu'nda 18'ini bitirdiği için kronik bir yankesici için doğum günü
kutlaması yapılmış.
-Evet yapıldı. 38 kez yakalanmış 38'inde de serbest bırakılmış. Örneğin bir
kızımız var ismi Sultan. Aynı durumda. Biliyoruz onun yaptıklarını. Yakalıyoruz,
mahkemeye çıkıp serbest kalıyor, 2 gün sonra aynı suçu işliyor. Polis de çaresiz
kalıyor tabii.
Peki ne yapılması lazım?
-Bu çocuklar Avrupa'da ve Amerika'da cezaevine konmuyor ama cezaevi statüsünde
ıslahevleri var. Yani cezasız kalmıyorlar. Ailelerine falan teslim edilmiyorlar.
Bizde ıslahevi yok mu?
-Var ama yeterli değil, tıklım tıklım. O konuda çalışmalarımız var. Adalet Bakanlığı
ve İçişleri Bakanlığı ile görüşerek çalışmalar yapıyoruz. Anadolu'da çoğu vilayette
çocuk mahkemeleri bile yok. İstanbul göç alıyor, biliyoruz. 18 yaşından küçükler
eğer bir kez suç işine bulaştıysa kolay kolay bundan kopamıyor, çünkü bir alışan
bir daha bırakmıyor. Nasıl bıraksın, caydırıcı bir durum yok, ceza yok, ama
gelen iyi para var.
Kaç yaşındaki çocuklardan bahsediyoruz?
-İnanır mısınız her yaş. Geçenlerde havaalanında turistlerin çantasını çalan
çocuk kaç yaşındaydı biliyor musunuz? Sadece 6. Annesi babası kaçtı çocuk bize
kaldı. Ne yaparız ki onunla? Annesini babasını yakaladık, "Biz bilmiyoruz"
dediler. Peki ne işin var o zaman havaalanında? Cevap yok. Mahkemeye çıkardık,
salıverildiler.
Peki ya tinerciler? Özellikle Dolmabahçe'nin oradaki cam siliciler, çiçek
satanlar, onlar da bu çocuk suçlular kategorisine mi giriyor?
-Evet, 18 yaşın altındaki çocukların suçta kullanılmasının önüne geçmemiz şart.
Yoksa kapkaçı, hırsızlığı bitirmemiz mümkün değil. Kim diyorsa ki ben bitiririm,
yalan söylüyordur. Mümkün değil. Dolmabahçe'deki çocuklara gelince, onlara müdahale
etmek bizim görevimiz değil, belediyenin yani zabıtanın görevi. Çocuk arabanın
camını siliyor, ben hangi maddeye dayanarak onu adliyeye göndereceğim ki? Ancak
zarar vermesi gerekir ki biz müdahale edelim.
En son kameralara yansıyan bir kapkaç gördük.
-Orada da bize haksızlık yapılıyor. Yani ertesi gün oraya ekiplerimiz gitti
ve rutin kontroller başladı. Herkes bir şey değişmiyor diyor. Nasıl anlıyorlar,
biz de aptal mıyız oraya üniformalı polis gönderelim? Sonra eleştiri oldu ekip
arabası koyduk. Hiçbir suçlu gelmiyor ama o suçluyu da yakalayamadık böylelikle.
Tinerciler sizin sorumluluğunuzda değil mi?
-Yasa gereği eğer zarar veriyorlarsa, bunları topluyoruz, çocuk bürolarına götürüyoruz.
Çocuk şubelerinde yatacak yerler var, psikologlar var ama bunların hiçbiri etkili
olmuyor. UMATEM diye bir yerimiz var, uçucu madde bağımlıları için. Oraya götürüyoruz,
2 gün sonra kaçıyor. Hiçbir şekilde kontrolümüz altında değiller.
Peki çözüm nedir?
-Bu çocuklar da bizim, atamazsın, satamazsın, öldüremezsin. Bunları tekrar topluma
kazandırmamız lazım. Eğitim vermeliyiz, iş güç sahibi yapmalıyız ama bunu toplumun
içinde bir yerde yapamayız. Rehabilite edilmeleri gerekiyor. Uzanlar'ın Pamukova'daki
çiftlikleri boş duruyor, ben öneriyorum, orayı belli bir düzene sokalım ve bu
çocukları orada eğitelim. Uçucu madde bağımlılarının toplumdan izole edilerek
eğitilmeleri şart.
İSTANBUL'DA GÖREV ZORDUR
18 yaş altındaki suçlu çocuklar ve tinerciler sorunu çözülürse İstanbul'da
asayiş sağlanır mı?
-Bu ikisini çekip alırsanız inanın suçlarda büyük oranda azalma olur. Özellikle
kapkaç hırsızlık suçlarında. 34 yıldır emniyet teşkilatında görev yapan biri
olarak söylüyorum İstanbul'da kapkaç hiçbir zaman bitmez. Ama bunları çözersek
çok azalır.
Siz birçok yerde görev yaptınız. Örneğin Batman'da Batman'da mı görev yapmak
zordu, yoksa İstanbul'da mı?
-İnanır mısınız, oraların en zor dönemlerinde ben görev yaptım ama bu kadar
zor değildi. Oralarda olaylara hâkim olabilmek çok daha kolay. İstanbul farklı
bir şehir. Örneğin şu anda 27 bin polisimiz var. 2000'de bu sayı 30 binmiş.
İstanbul'un nüfusuna ve göçüne bakarsak en az 40 bin polis olması gerekir.
Polis sayısında niye azalma var?
-Özel güvenlik yasasıyla birçoğu emekli olup özel şirketlere gitti. Büyük bir
bölümü de Anadolu'ya, şarka tayin istiyor. İzin versek yarısı gider.
Neden? İstanbul'da görev yapmak zor mu?
-Öncelikle ekonomik şartlar. Burada görev yapan polis ailesinin de şartları
iyi olsun istiyor ama bu maaşlarla pek de kolay değil. Bir de polisimizde yargılanma
korkusu var. Amerika'da polislerin karıştığı suçlarda bir komisyon kurulur.
Polis teşkilatının üst düzeyleri bir araya gelip bir rapor hazırlarlar. Eğer
suçlu kabul edilirse yargıya teslim edilir. Bizde ise hemen adli soruşturma
başlıyor.
YARGILANMA KORKUMUZ VAR
Geçenlerde bir komiser karakolda bıçaklandı ve oradaki polisler müdahale etmedi.
Bunu mu kastediyorsunuz?
-Kesinlikle. O komiser komaya girdi. Eğer orada yabancı bir polis olsaydı çoktan
bıçaklayanın kafasına silahını çekmişti. Hiç yolu yok. Bizim polisimiz ise kolay
kolay elini silahına atmaz. Suçluyu yakalarken yargılanma korkusudur bu. Kendini
güvende hissetmez.
Bir taraftan da iyi bir şey bu. Yani zırt pırt silah çıkacağına, olaylara
temkinli yaklaşmak..
-Ama o zaman suçlu korkmuyor işte. Diyor ki polis kolay kolay beni vuramaz.
Polis nefsi müdafaa olmadığı zaman ateş bile edemiyor. Yetkilerim belli ama
o yetkilerimizi bile kullanamıyoruz. Ben demiyorum ki her şeyde silah çekelim
ama güvenlik güçlerinin üzerindeki bu yargı baskısını da atmamız gerekiyor.
Peki yeni ceza yasası ile neler olacak? Eliniz kolunuz daha fazla mı bağlanacak?
-İnanmıyorum böyle bir şeye. Yasalar çıkarılırken çok iyi incelenerek çıkarıldı.
Ayrıca açıklamalar da yapıldı, yönetmelikler çıkacak diye. Bir problem yaşayacağımızı
sanmıyorum. Zaten 2 aydır meslek içi eğitim veriyoruz.
Balçiçek Pamir / Sabah