150 milyona sınırsız mesai yapıyoruz
Mersin'de bir süre önce yaşanan bayrak hadisesi milletimizi derinden yaralarken
,orada olaya müdahale eden polis memuru Gökhan Kızıltepe ,yaşanan acıyı bir
nebze unutturdu ve varlığı ile hepimizi gururlandırdı. Gökhan Kızıltepe ,"vazifeye
atılmak için içinde bulunduğu vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeden"
bayrağımıza sahip çıkarak ,görev şuuruna sahip ,devletin vatansever bir memuru
olduğunu gösterdi .Gökhan Kızılmtepe ,bununla yetinmedi,büyük bir asalet örneği
sergileyerek hepimize insanlık dersi verdi, adam gibi adamlara en çok ihtiyaç
duyulan şu günlerde karamsar toplumumuza umut ışıkları saçtı. Kızıltepe,bayarağa
sahip çıktığı için kendisine verilmek istenen para ödülünü "'İkramiye ve
takdirnameler beni onurlandırdı. Yaptığım iş kahramanlık örneği değildir. Kahramanlar,
vatan ve bayrağı için canını vermekten çekinmeyen şehit ve gazilerimizidir.
Para ödülünü büyüklerimin hoş görüsüne sığınarak, ülkesi ve bayrağı için can
veren şehitlerin ailelerinin oluşturduğu Gazi ve Şehit Asker Ailelerine Yardım
Derneği'ne bağışlamak istiyorum" diyerek bağışladı.
Polis Memuru Gökhan Kızıltepe İki çocuk sahibi bir aile babasıdır.33 yaşındadır ve 850 milyon lira maaşla geçim savaşı vererek çoocuklarının geleceği için çabalamakta,ailesini namerde muhtaç olmaktan geçindirmek istemektedir.
Tıpkı meslektaşı onbinlerce polis memuru gibi...
Önümüzdeki günlerde polis haftası kutlanmaya başlanacak.Hafta boyunca çeşitli
gösteriler yapılacak,medyada polis için övgü konuşmalara dinlenecek, konserler
balolar düzenlenecek,bu balolara toplumun krema tabakasını oluşturanlar da katılacak,derneklere
bağışlar yapılacak,bağış yapanlar arasında polisin mali suçları araştıran bölümlerinin
takibinde olanlar bile bulunacak v.s..
Hafta bitecek "normale" dönülecek.
Yani,toplumun alt katmanlarında polis,devletin karakollarındaki ,uzak durulması
gereken korkulu yüzü ,trafikte rüşvet için kontrol yapan "Deli Dumrul"u
,toplumsal olaylarda vatandaş dövemekle yükümlü görevlisi kabul edilecek !..
Toplumun üst katmanları ,siyasetciler, sermaye sahipleri,yani krema tabakası
ise polisi öncelikle kendi yaşama alanlarını kolaylaştıracak mecburi görevliler
doğal hizmetliler olarak görmeyi sürdürecek !
Toplumun alt ve orta katmanları geçim sıkıntısı yaşadıklarından,kendi geçim
dertlerine düştüklerinden...
Üst sınıflar ise, gelir dağılımındaki dengesizliğe bir çare üretecek sistemi
oturtamadıklarından...
Polis'in sorunları,sosyal yapısı ,ülkemizde neredeyse hiç konuşulmayan bir konudur.Polis
çok rahat ve çok ağır biçimde ,toplumumuzun her katmanında ağır biçimde eleştirilmektedir.
Bu eleştiriler sıkça rencide edici biçimlerde olmaktadır. Mersin'deki polis
memuru Gökhan Kızıltepe gibi onbinlerce mensubu olan bu kuruma her tür ithamlarda
bulunulmaktadır...
Peki "Haliniz nicedir "diye soranları var mıdır?..
Yoktur!..
Konuşmaları ,yakınmaları yasak olan polis memurlarına "Benim memurum işini
bilir" yolunun bile bir zamanlar tavsiye edilmesi bir yana, bu yolu denemeye
direnenler ise sorunlarını bir rumuzla Güzin Abla'ya anlatarak çare aramaya
yönelmektedir !.
Evet şu meşhur medya ablasına !..
Size böyle bir "yakarış"ı takdim ediyorum.
Sayın Güzin Abla,
Bizim de bir ailemiz olduğu gerçeği hep göz ardı mı edilecek? Ben bir polis
olarak bazı sorunlarımızı dile getirmek istiyorum. Belki inanmazsınız ama gerçek.
Günde en az 16 saat görev yapıyorum, hafta sonu izni kullanmıyorum. Senelik
izin haricinde görev istirahatı, bayram izni, hafta sonu izni diye bir iznimiz
yok. Resmi yazışmalarla belirleniyorsa da böyle bir izin kullanmıyoruz. İçişleri
bakanımız bir genelge yayınlamış Avrupa birliği süreci ve İnsan Hakları kapsamında
polisin günde 8 saatten fazla çalıştırılmaması, hatta haftalık görev süresi
bildirilmiş. Emirleri eleştirmek için söylemiyorum, ama görev yoğunluğu yüzünden
bu emri uygulamak imkansız. Bunu uygulamak atomu parçalamaya benzer. Yeni yasalar
ve diğer uygulamalarla toplumda suç potansiyeli arttı, cezaların caydırıcı yönü
de olmadığı için mağdur insanların bizleri ihtiyacı devamlı çoğalıyor. Bunun
yanında sabit bekleme yapılarak korunan kamu kuruluşları ve özel kuruluşlar,
büyük ve yabancı ortaklı şirketler, maçlar, okullar arası müsabakalar, konser,
tiyatro, miting, konferans, şenlikler gibi görevler var. Bir de başka kamu kurumunun
yapmakla görevli olduğu, ancak bu tür görevlerini valilik veya kaymakamlık vasıtasıyla
bize havale ettirip üslenmek zorunda olduğumuz görevler var. Kaymakam bir arkadaşıma
kaymakamlık kursunda söylenen "bir evrak geldi, çok zahmetli, bir çok kurumu
ilgilendiriyor ve hangi kuruma göndereceğini bilemiyorsun. O zaman gönder emniyet
müdürlüğüne, onlar gereğini yapar, üstelik, evrakın akıbeti ile ilgili rahatlıkla
hesap sorabilirsin." Sözleri anlatmak istediğime iyi bir örnek sanırım.
Polis Akademisinde yapılan bir araştırmaya göre, polislerin diğer devlet memurlarıyla
aynı haklara sahip olduğunda alacağı maaş 5 milyara yakın olacak neredeyseÖ
Fakat bize fazla çalışma mesai tazminatı olarak toplam 150 milyon TL. maaşın
içerisinde verilip, süresi gözetilmeksizin sınırsız görev yaptırılmakta. Bizlerin
aldığı bu ücreti başka kuruluşlarda görevli memur 5-10 saatlik ek çalışma ücretiyle
alırken, bizler ancak bir aylık sınırsız mesai sonrası toplam olarak alabilmekteyiz.
Bunun eşitlik ilkesi ile bir alakası var mıdır?Diğer kamu görevlilerinin aldığı
ikramiye, ders ücreti, elbise parası, tazminatlar, kurumun döner sermayesinden
aldığı ücretler bizim aldığımız ücretin çok üzerinde. Tüm bunların yanında bizlerle
beraber eşimiz, çocuğumuz, anne ve babamız cezalandırılmakta, ailevi görevlerimizi
yerine getirememekteyiz.Ailelerimizle ilgilenemediğimiz gibi diğer insani ihtiyaçlarını
da gideremiyoruz. Yeri geldiğinde en yakın hayat arkadaşımız olan eşlerimiz
bile bizi anlamıyor.
Psikolojik durumlarımızın ne halde olabileceğini sanırım anlayabilirsiniz. Biz sadece ve sadece insan gibi yaşamak istiyoruz. Mesleğe girmeden önce bize söylenen ancak mantıksal olarak o an anlam veremediğim "cenazen olur gidemezsin, düğünün, derneğin, bayramın olur gidemezsin, katılamazsın" sözlerini şimdi çok iyi anlıyorum. Bu olayları tek tek çok iyi yaşadım ve yaşamaya da devam edeceğim. Lütfen bizim de insan olduğumuz bizim de ailelerimizin de maddi ve manevi ihtiyaçları olduğu göz ardı edilmesin. İnanın tüm bunları kendim için değil, ufacık oğlum için istiyorum. Onun günahı benim oğlum olmak mı? "Şartlarınızı biliyoruz, en yakın zamanda iyileştireceğiz" gibi açıklamaları senelerdir dinliyoruz. Sanık hakları ve şüpheli hakları, insan hakları yönünden örnek uygulamalara başladığımız günümüzde maruz kaldığımız uygulamaların insan haklarıyla bir ilgisi var mı? Biz de ailelerimiz de insan gibi yaşamak ve bazı haklara sahip olmak istiyoruz."
Bir insanın hayatında çok ender yaşayacağı,belki de hiç yaşamayacağı olayları
,polis görevi yapan bir insan günde bir iki sefer yaşıyor. Vatandaşların karşılaştığı
travma niteliğindeki sorunların çözümü için en etkin müdahale polisten bekleniyor.]
Eşi,çocukları,ev kirası,mutfak masrafı,yol masrafı ve...
Kıt kanaat bile zor geçinecek kadar maaşı olan polisten...
d.b.tercüman