Eğitim, sağlık, yargı ve ulusal güvenlik gibi konularda çok dikkatli olmak
gerekir. Diğer pek çok alanda özelleştirmenin, ticaretin her türlüsünü yapabilirsiniz.
Ama söz konusu olan eğer eğitimse üzerinde biraz daha düşünmek mecburiyetindeyiz.
Özel okulculuğa karşı mıyız? Kesinlikle hayır. Karşı olduğumuz, herhangi bir
kurumun özelleştirilmesi ya da ticarileştirilmesi ile eşdeğerde tutulması ve
yatırımcılara, devlet olanaklarının sınırsız bir şekilde sunulmasıdır.
Siz devlet olarak arsasını, binasını, masraflarının bir bölümünü o da yetmedi
öğretim kadrosunu da tahsis edeceksiniz, parayı ise onlar kazanacak. Üstelik
hiçbir kalite kriteri koymadan. Bunun adı o zaman özel öğretime destek değil,
başka bir şey olur.
Hükümet özel öğretim kurumları konusunda, önce kafasını netleştirmelidir. Bu
konuda velilerden yana mı yoksa özel okul sahiplerinden yana mı? Önce buna karar
vermelidir. Daha önceki uygulamalardan biliyoruz ki, yapılan iyileştirmelerin
velilere hiçbir katkısı olmadı. Okul sahiplerine direkt yapılacak destekler,
ücretlerin daha yükselmesinin ve özel okul sahiplerinin daha zengin olmasının
ötesinde bir işe yaramaz. Nitekim bugüne kadar da yaramadı.
Eğer sektör büyütülmek isteniyorsa, ki büyütülmesi kesinlikle gereklidir, o
zaman yapılacak iş, öğretim ücretlerini aşağıya çekmektir. Bunun yolu da özel
öğretim kurumlarının üzerindeki tüm vergi yükünün kaldırılmasıdır. Söylendiğine
göre öğrenciden alınan her 100 liradan 50 lirası, devlete vergi olarak gidiyor.
Yani bu okullar vergiden muaf hale getirildiğinde ücretler otomatik olarak yarı
yarıya düşecek. Böylece, çocuklarını özel okullara gönderen velilerin sayısı
birkaç katına çıkabilecek. Ama sanki ortada bambaşka senaryolar dönüyor...
Bu konuda alınması gereken tedbirlerin başında, devlet desteğinin hangi koşullarda
ve hangi kriterlere göre verileceği geliyor. Örneğin her özel okul desteklenecek
mi? Örneğin kontenjanının üçte ikisi boş kalan özel okullara da mali destek
ve vergi indirimi sağlanacak mı?
Vakıf üniversitelerine devlet yardımı belirli koşullara bağlandı. Yüksek kalite
tutturamayan, destekten yararlanamıyor. Benzeri kriterler ilk ve orta dereceli
okullar için de getirilecek mi?
Örneğin desteklenecek özel okulun taban puanının, en az, o ildeki anadolu liselerinin
puanından daha düşük olmaması koşulu aranacak mı? Örneğin ÖSS'deki başarısı
yüzde 50'nin altına düşen kolejlere destek verilecek mi?..
Çok önemli bir başka nokta ise üniversitelere yönelik. Yurtdışında parayı bastırdığınızda
diploma alınan pek çok özel üniversite var. Bu yüzdendir ki YÖK, yurtdışındaki
üniversitelerden pek çoğunun denkliğini sağlamıyor. Yani diplomalarını tanımıyor.
İşte bu yüzden, özel okulları desteklerken, özel üniversite isterken, önce destek
kriterlerini ortaya koymak gerekiyor.
Örneğin diploması dünyanın hiçbir yerinde kabul görmeyen özel üniversitelere destek sağlanacak mı? Örneğin, parayı bastıranın rahatlıkla girdiği üniversitelerden mezun olanlar, rahatlıkla hâkimlik, doktorluk, öğretmenlik yapabilecek mi? Bunlar ve diğer üniversite mezunları için hiçbir şekilde yeterlilik sınavı getirilmeyecek mi?
Getirilmeyecekse böyle saçmalık olur mu?..
Özel okulculuğun gelişmesi ve devletin üzerindeki eğitim yükünün hafiflemesi
elbette çok önemli. Ancak, 60'lı yıllarda yaşanan özel okul macerası bir daha
yaşanmamalıdır...
abbas güçlü/milliyet