Kemal Gürüz ve Kemal Alemdaroğlu, AKP iktidarının en rahatsız olduğu isimlerin
başında geliyordu. Türbandan imam hatiplere, katsayı krizinden üniversitelerle
hükümet arasındaki gerginliğe kadar her şeyin nedeni olarak onlar görülüyordu.
Hatta bu konuda, "Kemal'ler Gider, Sorun Biter" diye slogan bile
üretilmişti. Birinci Kemal, yani Gürüz, görev süresi dolduğu için koltuğuna
veda etti. İkinci Kemal Alemdaroğlu, ise İstanbul Üniversitesi mağdurlarının
YÖK'te çoğunluğu ele geçirmesinden sonra yarattıkları baskı sonucu Çankaya tarafından
görevden alındı.
Ama görüldü ki Kemal'ler gitse de, AKP açısından sorunlar çözülmedi. Tam aksine,
iktidar ile YÖK ve üniversiteler arasındaki gerginlik daha da farklı boyutlara
taşındı. İmam hatiplilerin üniversiteye girişleri ve türban konularında bir
arpa boyu bile yol kat edilemediği gibi, işler daha karışık bir hale geldi.
Oysa önceki YÖK ve İstanbul Üniversitesi yönetimi ile şimdikilerin neredeyse
hiçbir ortak noktaları yok. O halde sorun nerede? İktidarda mı? Yasalarda mı?
Yoksa isteklerde mi?..
Gürüz ve Alemdaroğlu, akademik camiada, sivil diktatörlüğün simgeleri olarak
anıldılar. Kişisel olarak her ne kadar çok mütevazı kişiliğe sahip olsalar da,
koltuklarında otururken, astıkları astık, kestikleri kestik bir izlenim bıraktılar.
Bu yüzden sadece iktidarların değil, akademik çevrelerin de eleştiri oklarının
hedefindeydiler. Ama şimdi aranıyorlar. Hayret ki, hayret!..
Gürüz ve Alemdaroğlu, bu gece Kanal D'de Genç Bakış'ta konuğumuz olacak. Kendi
dönemleriyle bugünkünü kıyaslamakla kalmayıp, geleceğe yönelik görüşlerini de
ortaya koyacaklar. Yeni YÖK yasa tasarılarıyla ilgili tartışmalara, İstanbul
Üniversitesi'nde olup bitenlere, türban ve meslek liselerinin üniversiteye girişlerinde
yaşanan tıkanıklığa, dışarıdan bir göz olarak bakacaklar. Dün kendileri eleştiriliyordu.
Bugün onlar eleştirecekler.
Gürüz ve Alemdaroğlu, ilk kez bir canlı yayında öğrenci karşısına çıkacaklar.
Aslında sadece öğrenci karşısına değil, Türkiye'nin karşısına çıkacaklar. Malatya
İnönü Üniversitesi'nde gerçekleştireceğimiz canlı yayına sizler de telefonla
katılabilecek ya da internet üzerinden Gürüz ve Alemdaroğlu'na sorular yöneltebileceksiniz.
Heyecanlı bir program olacak. Eminim ki onların olduğu kadar sizlerin de söyleyecek
çok sözünüz var...
Burslu öğrenciler
Yurtdışına YÖK ve MEB bursuyla gönderilen binlerce öğrenci var. Şu anda pek
çoğu mağdur durumda. Batık bankalara, hortumcu işadamlarına, müflis yatırımcılara
uygulanmayan ticari yaptırımlar, onlara dayatılıyor.
Doktora sürelerinin 6 yıldan 5 yıla indirildiği yetmiyor gibi, faize de faiz
uygulanarak altından kalkamayacakları faturaları ödemeye zorlanıyorlar. 60 milyar
liralık borçları, 210 milyar liraya yükselmiş. Bu yüzden kimi Türkiye'ye dönemiyor
kimi de 50 yıl çalışsam bu borcu ödeyemem şaşkınlığı içerisinde.
Hükümetin bu mağduriyeti gidermek için TBMM Genel Kurulu'na kadar getirdiği
yasa ise bir türlü Meclis'ten geçmiyor. Bilim insanlarına bu kadar eziyet çektiren
bir başka ülke bulmak gerçekten çok zor.
Bursiyerlerin hemen hemen hepsi, dar gelirli aile çocukları. Yani AKP iktidarının
sorunlarını çözmek için söz verdiği kesimin, pırıl pırıl gelecek vaat eden evlatları.
Ama şimdi perişan durumdalar.
Özetin özeti: Gençlere eziyetten artık vazgeçelim. Bu hükümette gençleri seven, onları önemseyen hiç mi kimse yok?..
abbas güçlü/milliyet