Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, hükümetin 'yabancı hekim istihdam
etme' düşüncesine 'şartlı' destek verdi. Avrupa ülkelerinden bilgili ve tecrübeli
hekimlerin Türkiye'ye gelmesini desteklediklerini; ancak Asya ülkelerinden 'ucuz
maaşa çalışacak' doktorların getirilmesine karşı çıkacaklarını ifade eden Kahveci,
"Yabancı hekim standardı belirlenmeden, belirli koşullar konulmadan, denklik
ve özellikle dil sorunu çözülmeden bu hekimlerin Türkiye'ye sağlayacağı bir
yarar yoktur" dedi.
İHA muhabirinin sorularını cevaplayan Kahveci, bazı meslek örgütleri karşı
çıkmasına rağmen Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın "Hekim sayısı yetersiz"
açıklamalarına destek verdi. Türkiye'de 100 binin üzerinde hekimin görev yaptığını
hatırlatan Kahveci, "Hekim açığı olduğu bir gerçek; ama had safhada olduğu
görüşlerine katılmıyorum. Türkiye'de hekimlerin dağılımında bir dengesizlik
ve adaletsizlik var. Büyük kentlerde ciddi bir yığılma var; ancak Anadolu'da,
özellikle doğu ve güneydoğuda hekim sıkıntısı yaşanıyor. Öncelikle bu adaletsizliği
ortadan kaldırmak gerekir" diye konuştu. 490 uzman, 467'si pratisyen olmak
üzere 957 hekimin hak kazanmalarına rağmen Danıştay'ın kararı nedeniyle atamalarının
yapılamadığını ifade eden Kahveci, şunları söyledi:
"Mecburi hizmet kaldırıldı ve Çakılı Sözleşmeli personel uygulamasına geçildi. Sağlık Bakanlığı daha sonra tekrar mecburi hizmeti getirdi. Danıştay'ın Mecburi Hizmete İlişkin Başbakanlık Genelgesi'nin durdurmasıyla mezun olan 490 uzman, 467 pratisyen hekimin ataması yapılamıyor. Yabancı doktor ile Türkiye'deki hekim açığının kapatılmak istenmesi doğru bir yaklaşım değil. Hekim açığı varsa Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) şimdiye kadar niye durmuş? Türkiye'nin hekim ihtiyacı tespit edilip tıp fakültelerinin kapasiteleri artırılabilirdi. Yılda 4 bin 500 hekim mezun oluyor. Bunların büyük kısmı Türkiye'de kalıyor, bir kısmı yurt dışına gidiyor. Türkiye kendi dinamiklerini kullanarak bu açığı kapatabilir. Yabancı hekim standardı belirlemeden, belirli koşullar konulmadan, denklik ve özellikle dil sorunu çözülmeden yabancı hekimin Türkiye'ye sağlayacağı yarar yoktur. Hekim-hasta ilişkilerinde iletişim çok önemlidir. Hasta hikayesini anlatacak ki hekim de ona göre teşhis ve tedavi yapabilsin. Türkçe bilmeyen bir hekimi Türkiye'ye getirdiğinizde her hekimin başına bir tercüman mı dikeceksiniz? Türkiye AB ile tarama sürecini sürdürüyor. AB'nin asıl felsefesi işgücünün serbest dolaşımıdır. AB işgücünün serbest dolaşımına kalıcı kısıtlamalar getiriyor. İngiltere'den bilgi, beceri ve tecrübesi yüksek bir hekim gelecekse buna kimse karşı çıkmaz. Ama Asya ülkelerinden; örneğin Hindistan, Pakistan, Türk Cumhuriyetleri, Rusya ve Çin'den hekim getirirseniz bu tepki görür. Çünkü bu ülkelerdeki hekimler 50 ile 200 dolar arasında ücret alıyor.
Avrupa'daki ücret skalasında ise hekimler üst sıralardadır. Avrupa'daki hekimler
bu ücretleri bırakıp Türkiye'ye gelmez. Yabancı yatırımcıların beraberinde sağlık
personeli getirmesine ben karşıyım. Yabancı yatırımın amacı ülkeye istihdam
yaratmak artı bir katma değer sağlamaktır. Kendi personelini getirecekse bu
yatırım ne anlamı kalır?"
Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Kahveci, yurt dışından getirilecek hekimlerin
doğuya gönderilmeyeceğini ifade eden Bakan Akdağ'a tepki göstererek, "Bizim
hekim ihtiyacımız olan bölgelerimiz var. Dışarıdan getireceğimiz hekimleri buralara
gönderemeyeceksek ne faydası olacak? Bizim büyükşehirlerde bir sıkıntımız yok
ki" şeklinde konuştu. Kahveci, Sağlık Bakanlığı'nın Anayasa Mahkemesi'nin
kararını beklemeden gerekli yasal düzenlemeleri yapıp, bine yakın doktorun atamasını
bir an önce yapması gerektiğini de sözlerine ekledi.