Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Akaydın, bir siyasi partinin
il başkanının ortaya attığı ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın kızı Prof.
Dr. Aslı Baykal'ın da adının karıştığı iddiaları yalanladı.
Prof. Dr. Mustafa Akaydın ''9. Uluslararası Akdeniz Gençlik Şenliği'' ile ilgili
düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin SHP Antalya İl Başkanı Kubilay
Döşeyen'in basın açıklamasında gündeme getirdiği iddialara ilişkin soruları
yanıtladı.
Üniversite ve kendisi hakkında yapılan iddiaların asılsız ve yakıştırma olduğunu
belirten Akaydın, rektörlük makamının son derece özel ve onurlu bir görev olduğunu
söyledi.
Rektörün siyasal mesajlar vermesi ve siyasete yönelik gelecekle ilgili yaklaşımlar
içinde olmasının doğru olmadığını vurgulayan Akaydın, ''Hiçbir şekilde siyasetle
üniversitenin ilişkisi yoktur. Bunu doğru bulmuyorum. Çünkü üniversiteler siyaset
dışı kurumlardır. Ben kesinlikle siyaset dışıyım. Hakkımdaki iddialar yakıştırmadır''
dedi.
''Rektörün sırtından popüler olmak için, rektörü ve üniversiteyi kullanmak isteyenlere'' hiç yanıt vermediğini belirten Akaydın, konuşmasını şöyle sürdürdü:''Sayın Deniz
Baykal'ın kızı, üniversitemizin saygın bir profesörü ve bilim adamıdır, 3.5-4
yıl önce de profesör olmuştur. Bu olaydan 1-2 yıl öncesinde üniversitemizin
nükleer tıp anabilim dalında hırsızlık yapılmıştır. Hırsızlıkla ilgili konu
savcılığa ve mahkemeye intikal etmiştir. O dönemin savcıları olayın takipçisidir.
Üniversitede de iç soruşturma açılmıştır. Bir öğretim üyesi de ihmali olduğu
için ceza almıştır. Ama bu kişi, sayın Baykal'ın kızı değildir. Etik olarak
bunun detayları hakkında bilgi vermek durumunda değilim. Konu, o günün savcılarına
intikal etmiştir. Dolayısıyla hiçbir şekilde sümenaltı edilmemiştir. Kaldı ki
bu durum benim rektörlüğüm döneminde değil, bir önceki dönemde olmuştur. Üniversite
de bu olaya müdahil olarak katılmış ve elinden geleni yapmıştır. Hırsızlığı
yapan üniversite görevlisi de tutuklanmıştır. Bu iddialar ucuz politika yapma
uğraşlarıdır.''
''KAMUDAN 30 MİLYON YTL ALACAĞIMIZ VAR''
Akaydın, üniversite olarak SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı ve diğer resmi kurumlardan
30 milyon YTL alacakları, 17 milyon YTL de borçları olduğunu söyledi.
Alacaklarını tahsil edemedikleri için üniversite ve tıp fakültesinde yatırım
yapamadıklarından yakınan Akaydın, bu yılın ikinci yarısından sonra sıkıntının
kalkacağını düşündüklerini bildirdi.
Üniversitelerin kamu kaynakların kesilmesinin Avrupa'da da görüldüğünü ifade
eden Akaydın, Avrupa ülkelerinde kamudan üniversitelere öğrenci başına aktarılan
kaynağın 6 bin 500-7 bin, Türkiye'de ise 1000 dolar olduğunu vurguladı.
Üniversite döner sermaye gelirlerinin azaldığını, bunun da kendilerine 25 milyon
YTL'ye malolduğunu ifade eden Akaydın, ''Kamu alacaklarını tahsil etmekte güçlük
çekiyoruz. Borçlarımız artmıştır. Kamunun üniversitelere aktardığı kaynakların
kesilmesi, üniversitelerin kalitesini ve prestijini düşürmektedir. Eğitimde
kalite düşmeye başlamıştır'' dedi.
Maliye Bakanı Kemal Unakatın'ın bu sorunun çözümü konusunda söz verdiğini,
ancak bugüne dek sorunun çözümlenmediğini dile getiren Akaydın, Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Abdüllatif Şener'e sorunları hakkında rapor verdiğini sözlerine ekledi.