Türkiye'de hizmet veren özel ve kamuya ait bin 217 adet hastane hastalık yayıyor. Hastanelerin yoğun bakım servislerinde çalışan doktor ve hemşireler ‘hastalık infeksiyonu'nun taşıyıcılığını yapıyor.
Eski bakan Veysel Atasoy, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden Prof.
Dr. Üstün Koruyan ile Edirne ve Manisa'da hastanelerde yaşanan bebek ölümleriyle
gündeme gelen 'hastane infeksiyonu' hastalığına çözüm bulunamıyor. Hastane
infeksiyonları uygarlığın bir göstergesi ve hatta bedeli olarak artış
gösteriyor. Organ ve doku nakli, yapay kalp kapakları, eklem ve kemik protezleri
gibi cerrahi girişimler bir yandan insan yaşamını uzatıp kalitesini yükseltirken
öte yandan bu ve benzeri girişimlerin yol açtığı hastane infeksiyonları yaşam
kalitesini riske sokuyor. Hastane infeksiyonları hastane dışında gelişen
infeksiyonlardan daha ağır, tedavisi daha güç ve tedavi maliyeti daha yüksek
infeksiyonlar olarak sağlığı tehdit etmeye devam ediyor.
YOĞUN BAKIMLAR RİSKLİ
Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon
Hastalıkları ve Anestezi Reanimasyon bölümünden uzman doktorlar, sekiz ay önce
"Hastane İnfeksiyonu" konusunda bir araştırma yaptılar. Çalışma mekanı olarak
Tıp Fakültesi'nin yoğun bakım ünitesini seçen uzmanlar, yoğun bakım ünitesinde
24 saat yatan hastaları izleyerek, "hastane infeksiyonu" konusunda fikir
edindiler. Yapılan çalışma sonucunda, yoğun bakım ünitesine yatırılan 182
hastanın 60'ında 'hastane infeksiyonu' gelişti. Yoğun bakım ünitesinde 'hastane
infeksiyonu' yayılma hızı % 72 olarak saptandı.
BAKANLIK ÇALIŞIYOR
Sağlık Bakanlığı hastane infeksiyonu nedeniyle ölümleri
inceleyerek bin 217 hastanede "Hastane İnfeksiyonu Komitesi" kurulmasını istedi.
Genelge kapsamında bütün hastanelerden bakanlığa rutin olarak her üç ayda bir
rapor gönderiliyor.
Çözüm eğitim ve izolasyon
Yapılan çalışmalarda, hastanemizdeki infeksiyon oranı %3
civarında saptandı. Ancak yoğun bakımda bu oran yedi puan daha yukarıdadır.
Hastene infeksiyonlarının %85'inin aerobik bakteriler, %4'ünün anarobik
bakteriler, %9'unun funguslar, %2'sinin de protozoonlardan insan vucuduna
yerleştiği anlaşılmıştır. Çözüm ise, infeksiyonların izlenmesi, yönlendirilmesi
ve önlenmesi için bir ekip kurmak, antibiyotik kullanımı, sürveyans çalışmaları,
dezenfeksiyon, sterilizasyon, izolasyon, atık toplanması, hastane temizliği,
personel eğitimi, gibi yapılacak projelerle mümkün olur."
Kaçınmak imkânsız gibi
Hiçbir özel yada kamu hastanesi, kendi bünyelerinde hastane infeksiyonu olmadığını iddia edemez. Yara neredeyse bu infeksiyon da oradadır. Hastanelerde hastaların yattığı servislerde bir hastanın, bir tıp personelinin yada bir ziyaretçinin hastane infeksiyonu kapma oranı %10'dur. Bu oran, yoğun bakım ve hastanelerin ameliyathanelerinde %30'a çıkar. Özellikle doktor ve hemşireler elleriyle hastane infeksiyon bakterilerini bir hastadan diğerine taşıyarak, taşıyıcı görevi üstlenirler. Burada bakteriyi taşıyan baş obje olan eller sürekli steril tutulmadığı için infeksiyon kapmak da kolaylaşıyor. MRSA bakterisi olarak tanımlanan hastane infeksiyonu bakterisinin bir aşısı yoktur. Tedavi ancak antibiyotikler yoluyla yapılır. Bu enfeksiyona karşı önlem alınmazsa kişiyi rahatlıkla öldürebilir.
bugün