Bir subay erlere tacizde bulundu. Yargıtay karar verdi:
Erlerden namus için kaçmasını beklemek, sessiz kalınca da 'rızası var' demek
insan haklarına aykırıdır.
Askeri Yargıtay, bir subayın emrindeki erlere defalarca cinsel tacizde bulunması
üzerine örnek bir karara imza attı: "Erlerden namusunu korumak için kaçmasını
beklemek, korkudan sessiz kalınca da 'rızası var' demek insan haklarına
aykırıdır." Askeri Yargıtay'a örnek niteliğindeki bu kararı aldıran, süreç şöyle
gelişti: Kıdemli Yüzbaşı A.D., Tunceli'nin bir ilçesine atandı. Yüzbaşının
atanmasıyla bazı erler için de kabus dolu günler başladı. Tacizi yaşayan
erlerden E.K., yüzbaşının kendisini "sırtını ovdurmak" bahanesiyle yanına
çağırdığını söyledi. Erin anlatımlarına göre yüzbaşı "eşofman tahriş ediyor"
diyerek, üzerini çıkardı ve erden de üzerini çıkarmasını emretti. Daha sonra ere
cinsel tacizde bulunan yüzbaşı, ilişkiye girme teklifini reddeden eri
"askerliğini bitirtmem" diye tehdit etti. Yüzbaşı, birlikteki 4 askere daha
"masaj yaptırma" bahanesiyle defalarca tacizde bulundu. Yüzbaşının tacizlerine
dayanamayan bir er firar etti. Ceza alacağı korkusuyla birliğine geri dönen er,
yaşadıklarını tabur komutanına anlattı. Erin ifadesi üzerine tabur komutanı
diğer erlerle de konuşunca olay ortaya çıktı.
'GECELERİ GİZLENİYORDUM'
Tacize uğrayan 5 erin şikayet etmesiyle yüzbaşı, 9'uncu
Motorize Piyade Tugay Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde yargılandı. Mahkemede
ifade veren tanıklar da "Her gece bir asker çağırıyordu. Askerler 35-40 dakika
sonra bozuk bir yüzle dışarı çıkıyordu" dedi. Mahkeme, yüzbaşıyı "ırza tasaddi"
suçundan 18 yıl 30 ay 45 gün hapis cezasına mahkum etti ve TSK'dan ihraç etti.
Yüzbaşı dosyayı temyiz edince dosya Askeri Yargıtay'a geldi. Askeri Yargıtay
kararında, erlerin beden ve akıl sağlığının yerinde olduğunu belirtilerek,
"Erlerin çoğunun sanığın eylemine karşı koymaları mümkünken ses çıkarmadıkları,
sanığın eylemlerine göz yumdukları, adeta rıza gösterdikleri anlaşılmaktadır"
denildi.
YARGITAY KARARI BOZDU
Yargıtay, bu nedenle hapis cezası kararını bozarak, sanığın
daha az ceza öngören "alenen hayasızca hareketler" suçundan ceza almasını
istedi. Bu karara bazı üyeler karşı oy kullandı. Karşı oy yazısında, şöyle
denildi: "İffetli yaşamak, iffetini korumak yaşamak kadar önemli bir insan
hakkıdır. Bir erden namusunu korumak için kaçmasını ya da tabur komutanına karşı
güç kullanmasını beklemek, korkudan sessiz kalınca da 'rızası var' demek insan
haklarına ve eşyanın doğasına aykırıdır."
MAHKEME DİRENDİ
Yargıtay'ın bozma kararı üzerine Askeri Mahkeme, "Asker hiyerarşisi içinde astın üste karşı kayıtsız şartsız itaat yükümü altında olması ve heleki er statüsünde olan mağdurların birden fazla sıfatı bulunan sanığa karşı koyması düşünülemeyecektir" diyerek verdiği hapis cezası kararında direndi. Askeri Yargıtay Başsavcılığı da "Bir erden namusunu korumak için kaçmasını beklemek, insan haklarına, hayatın akışına aykırıdır" yönünde tebliğname hazırladı. Bu gelişmelerin ardından son kararı veren Askeri Yargıtay Daireler Kurulu, mahkemenin hapis cezası kararını onadı. Yeni TCK'nın yürürlüğe girmesi ile A.D., cezasının yeniden gözden geçirilmesi için mahkemeye başvurdu. Dosyayı inceleyen Askeri Yargıtay 1'inci Dairesi yüzbaşının cezasını yeni TCK uyarınca 13 yıla düşürdü.
sabah