Milli Eğitim Bakanı Çelik, AİHM'e yapılan başvurudan çok önce
'Alevilik bu ülkenin gerçeğidir' diyerek, müfredata dahil etme çalışmalarına
başladıklarını söyledi.
Bakan Çelik, Yeni Şafak Ankara Temsilcisi Mehmet Ocaktan ve Haber Müdürü
Abdülkadir Selvi'nin sorularını cevapladı.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, din kültürü derslerinin müfredatına Alevilik
konusunun alınması çalışmasına AİHM'ye yapılan başvurunun kabulünden çok önce
başladıklarını söyledi. Bakan Çelik, "AİHM yapılan başvuruyu görüşülmeye değer
bulmuş. Biz kendi irademizle 'Alevilik bu ülkenin gerçeğidir' diyerek müfredata
dahil ettik. Biz bu çalışmayı başlattığımızda ne AİHM'ye böyle bir müracaat
vardı, ne de başka bir şey. Bu insanlarımızın doğru tanınması için Aleviliğin ne
olduğu ve olmadığı konusunu müfredatıımıza dahil ettik" diye konuştu. Çelik,
Yeni Şafak'a eğitimdeki şiddet tartışmalarından OKS'de sıfır çeken öğrencilere
kadar farklı konularda açıklamalarda bulundu. Bu yıl lise 1, 2 ve 3. sınıflarda
Alevilik konusunun işlenmeye başlandığını anlatarak, gelen eleştirilere şu
cevabı verdi: "Ben bunu hangi alevi derneğine yazdırayım? Kendisini Alevilerin
temsilcisi olarak kabul eden bir sürü vakıf, dernek var. Biz bunlara sorduk,
görüşlerini aldık. Ortodoksluk bölümünü yazdırırken Sayın Bartelemeo'ya
yazdırmadık. Gregoryen mezhebini yazdırırken Ermeni patriğine yazdırmadık.
Yahudiliği bir yahudiye, Müslümanlığı müslümana, Şafiliği bir şafiye... Alevilik
inanç gökkuşağımızın farklı bir rengidir. Demokraside bir rengin diğerine
dönüşmek mecburiyetinde değildir."
Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme Sınavı'nda (OKS) 46 bin kişinin sıfır puan
almasının iyi değerlendirilmesi gerektiğini kaydeden Çelik, "46 bin kişi sıfır
aldı ama bütün sorulara yanlış cevap veren çocuk sayısı sadece ikidir. Bütün
soruları doğru cevaplayan yüzde 100 doğru yapan kişi var. Hepsini yanlış yapan 2
kişi var. Bunun dışında kalanlar. Sıfır alanlar yanlışları doğrularını götürdüğü
için puanları sıfırlananlardır. Bizim ülkemizde bu manada vahamet boyutunda bir
şey yoktur" dedi.
DİSİPLİN KALKTI ŞİDDET OLAYLARI ARTTI
"Biz Avrupa'daki moda rüzgarlarına kapıldık disiplin kurullarını kaldırdık, bunu
kaldırmak aslında bize de başkalarına da pahalıya patladı" diyen Hüseyin Çelik,
medyanın şiddet eğilimi gösteren öğrencileri deşifre etmesiyle, bu yönde ilgisi
olabilecek öğrencileri şiddete yöneltiğini, teşvik ettiğini söyledi. Çelik, "Bir
öğrenci sokakta başka arkadaşı ile kavga ediyor 'öğrenciler birbirini öldürdü,
liselerde okulda şiddet var' diye geçiyor. Ama bir işçi birini öldürdüğü zaman
'fabrikada şiddet var' diye kimse demiyor" dedi. Çelik, eğitim camiasının
nüfusunun 20 milyon olduğunun göz önünde bulundurulmasıyla şiddet konusunun daha
iyi değerlendirileceğini vurgulayarak, 5 - 10 tane hadise ile 20 milyonluk
eğitim camiasının sorgulandığını belirtti.
SALT DEMOKRATİK YAKLAŞIM OLMAZ
Çelik, "Ben Polat'ım, ben mafyayı çökerteceğim diye ortaya çıkan bir çocuğu
deşifre ettiğiniz zaman siz onu teşvik edersiniz. Kendisi ile ilgili farkındalık
yaratmak için öğrenciler akla hayale gelmedik şeyler yapabilirler" diye konuştu.
Çelik şöyle devam etti:
"Biz nedense hep uçlarda dolaşmaktan hoşlanırız. Deveye sormuşlar sen inişten mi
yoksa yokuştan mı hoşlanırsın o da niye düzün canımı çıktı demiş. Düz varken biz
ya inişi ya çıkışı tercih ediyoruz. Biz dedik ki o zaman disiplin kurullarını
kaldıralım öğrenci değerlendirme kurulları kuralım. Kaç dersi olursa olsun
sınıfta kalma yoktur geçersin falan bunları kaldırdık bir kere ben üç şeyde 18
yaşına kadar salt demokratik yaklaşımın olmayacağını düşünüyorum talim-terbiyede
ve eğitimde. 20 milyonluk bir kitle için 5 tane hadisede tüm eğitim camiası
sorgulanıyor. Bunu tamamen pedagojik boyutlarda ele almalı."
Ben mucize yaratamam
Milli Eğitim Bakanı Çelik, Türkiye'nin öğrenci bayşına yılda 1000 dolar
harcayabildiğini belirterek şunları söyledi: "Bana 'niye Finlandiya kadar
başarılı değiliz' dersen haksızlık etmiş olursun. Ben mucize falan yaratamam.
Ben bir çok işadamının ayağına giderek bilgisayarlı eğitime 150 milyon dolar
katkı sağladım. Bizzat ziyaret ederek, Ferit Şahenk'in, Aydın Doğan'ın, Turgay
Ciner'in, Bülent Eczacıbaşı'nın ayağına gitmişim. Buna rağmen öğrenci başına
ayrılan para bu kadardır. Bu açıdan kimsenin bu soruyu sorma hakkı yok."
Devlette ahenk olmalı
Siyasi konulara da değinen Mİlli Eğitim Bakanı Çelik, geniş halk kitlelerinin
kendilerini bağrına bastığını ancak, bütün siyasi partilerin bu duruma muhalif
olduğunu kaydetti. Çelik, "Sahip olduğumuz Cumhuriyetin ortak paydaları
üzerinden üzerinden saldırıyorlar. İmam Hatip Liseleri üzerinden bize muhalefet
yapıyorlar. Benim yaptıklarımı solcu bir bakan yapsa koyacak yer bulamazlardı.
Devlet yönetiminde ahenk olmalı. Sayın Baykal'ın ahenk sağlayan biri olması
lazım. Çok sert olacak ama armonik olmalı dense anlarım. Darbe döneminde kalmış, o günkü antidemokratik ortamda çıkmış bir müesseseyi düzenlemek isteyen insanlar o kurumla ters düşüyor yaklaşımına girerseniz, bu yaklaşım çok doğru bir yaklaşım olmaz. "
yenişafak