Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), öğretim üyelerinin, ''araştırma yapmaları
ve tecrübe edinmelerini'' sağlamak amacıyla hazırladığı ''Doktora Sonrası Araştırma
Programı (DOSAP)'', 2004-2005 akademik yılında başlıyor.
Türkiye'de ilk kez uygulanacak program ile ''genç araştırmacıların kendi üniversiteleri
dışındaki bir üniversitenin altyapı olanaklarından faydalanmaları'' sağlanacak.
Bu öğretim üyeleri, 1-1.5 yıl sürecek program boyunca kendi alanında uzmanlaşmış
akademisyenlerle ortak araştırmalar yapacak, kişisel gelişimlerini artıracak.
Gelişmekte olan üniversitelerin öğretim üyelerine öncelik verilen programa,
ilk yıl 20 öğretim üyesi katılacak.
Üniversite, proje çerçevesinde 2005-2006 akademik yılında, başta Türk Cumhuriyetleri
olmak üzere dünyaya açılmayı planlıyor.
Akbulut, konuya ilişkin A.A muhabirine yaptığı açıklamada, ilk etapta Kazakistan,
Kırgızistan, Azerbaycan gibi Türk cumhuriyetlerinden ''post-doc'' almayı düşündüklerini
söyledi.
Bunun için kaynak sorununu çözmeye çalıştıklarını ifade eden Akbulut, programda
yer alacak öğretim üyelerinin, bağlı bulundukları üniversiteden maaş almayı
sürdüreceklerini, ancak Türk cumhuriyetlerindeki maaş tutarının Türkiye'de yaşamaya
yetmeyeceğini anlattı.
''Kazakistan, Kırgızistan'daki öğretim üyesinin 50 dolar maaşı, burada birşeye
yaramaz'' diyen Akbulut, onlara maaş ödemek gerektiğini belirterek, bu yönde
başlattıkları çalışmaya Devlet Planlama Teşkilatı'nın destek verdiğini söyledi.
Akbulut, elde edecekleri bütçeye göre Türk Cumhuriyetlerinden ilk etapta 10
''post-doc'' almayı düşündüklerini belirterek, ''Bu insanlara yol parası, lojman
sağlanacak. Bu koşullarda, ayda 800-1000 dolar civarında da bir maaş verilecek''
dedi.
Komşu ülkelerden ''post-doc'' getirmenin, Türkiye'yi, bölgenin ''bilim teknoloji
merkezi'' yapmak yönünde önemli bir adım olacağını ifade eden Akbulut, ''Bilim
teknoloji ülkesi, beyin göçünü, Türkiye'ye çekmekle olabilir'' dedi.
Türkiye'de böyle bir programa dahil olabilmek için Çin ve Hindistan başta olmak
üzere dünyanın pek çok yerinden başvuru aldıklarını dile getiren Akbulut, yasaların
şu an böyle bir uygulamaya uygun olmadığını, ancak girişimlerini sürdürdüklerini
kaydetti.
ARAŞTIRMALAR HIZ KAZANACAK
Kendisinin de Amerika'da ''post-doc'' olarak görev yaptığını belirten Akbulut,
uygulamanın hem öğretim üyesi hem de üniversite açısından sağladığı yararları
bildiğinden yaklaşık 3 yıldır projeyi hayata geçirebilmek için uğraştığını söyledi.
Akbulut, bu sayede doçent olabilmek için gereken araştırma ve makaleleri, bağlı
bulundukları üniversitenin koşullarıyla hazırlayamayan öğretim üyelerinin önünü
açacaklarını belirterek, ''Onları ODTÜ'ye getireceğiz, lojman vereceğiz. Bir
profesörün yanında göreve başlayacaklar. Bu yolla yeni konulara girip, yayınlar
çıkarabilecekler. Döndükleri zaman doçent olma şansları artacak'' diye konuştu.
ODTÜ'deki öğretim üyesinin de araştırma ekibini genişletmiş olacağına dikkati
çeken Akbulut, ''Hocanın araştırmaları çok daha hızlı, daha verimli yürüyecek.
Post-doc'ın avantajı çift taraflıdır, sadece gelenin eğitimi değildir, gelen
de sana katkı yapıyor'' dedi.
''AKADEMİK İŞBİRLİĞİ PEKİŞECEK''
Akbulut, bu yolla akademik işbirliğinin artırılmasını da hedeflediklerini kaydederek,
yurtdışında katıldıkları ''Doktora Sonrası Araştırma Programı''nın ardından
kurdukları ilişki ağını, Türkiye'de de yaratmaya çalıştıklarını söyledi.
Akbulut, 1-1.5 yıl görev yaptıktan sonra kendi üniversitesine dönen öğretim
üyeleriyle bağlantıyı sürdüreceklerini, çeşitli akademik çalışmalarda işbirliğini
sürdüreceklerini belirtti.
aa