Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yüksel Başbuğ'un Başbakan Erdoğan'a gönderdiği
mektupla zam istemesinin ardından, 600-700 milyon lira maaşla geçinme uğraşındaki
kamu çalışanları da "Geçinemiyoruz, feryadımızı duyan var mı?" dedi
Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç, yaptığı açıklamada Genelkurmay'ın ücretlerin düşüklüğü konusundaki çıkışında haklı ancak ordu mensuplarının maaşlarını kamu işçileriyle karşılaştırmasında haksız olduğunu ifade etti. KESK Genel Başkanı Sami Evren ise uzaktan değil kendinden örnek verdi: "23 yıllık öğretmenim, maaşım 840 milyon lira." İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Gencay Gürsoy ise en büyük ücret kaybını sağlık çalışanlarının yaşadığını belirtti. İşte görüşler...
Salih Kılıç/Türk-İş Genel Başkanı: Feryat edenlerin hepsi haklı
Geçinemiyoruz feryadında sadece ordu mensupları değil diğer iş kollarında çalışanlar
da haklı. Türkiye'de yoksulluk sınırı 1 milyar 450 milyon lira. Bunun altında
ücret alanlar sağlıklı ve hak ettiği yaşam standardım yakalayamamış demektir.
Haberinizde Genelkurmayın 10 yıllık kamu işçilerinin 1 milyar 318 milyon lira
aldığını belirttiği yazılı. Ancak ifade edilen rakam giydirilmiş ücrettir ve
kamu çalışanlarını sadece yüzde 20'si bu ücreti alabiliyor. Peki ya geri kalan
yüzde 80? Onlar ise 600-700 milyon lira maaşla geçinmeye çalışan insanlar. Genelkurmay'ın
ücretleri başkalarının aldığı maaşla karşılaştırmaya hakkı yok.
Prof. Dr. Gencay Gürsoy / İstanbul Tabip Odası Başkanı: En büyük kaybı sağlık
çalışanları yaşadı
Herkes haklı. Ama belki de ücretlerin düşüklüğü konusunda en haklı olan kesim
sağlık çalışanları. 10 yıl içinde sağlık çalışanlarının ücretlerinde uğradığı
erozyon yüzde 40'tır. Reel satın alma kaybı göz önünde bulundurulduğunda en
büyük adaletsizliği sağlık çalışanları yaşamıştır. 6 yıl tahsil, 5 yıl uzmanlık,
bunun üzerine 10 yıllık da kıdem ekleyin. Bu doktorun aldığı maaş bir yüzbaşıdan
fazla değil. Bunlar kıyaslanacak şeyler değil ama kamu çalışanları tepkilerinde
sonuna kadar haklı. Ordu mensuplarının maaşları diğer kamu çalışanlarıyla karşılaştırıldığında,
onların durumu daha iyi. Ancak reel bakımdan ordu mensuplarının da düşük maaşlara
çalıştığını kabul etmek gerekir.
Sami Evren / KESK Genel Başkanı: 23 yıllık öğretmenim, maaşım 840 milyon
Genelkurmay, '10 yıllık bir kamu işçisinin aldığı maaş 1 milyar 318 milyon lira'
diyor. Ben 23 yıllık öğretmenim. Aldığım maaş 840 milyon lira. Genelkurmay'ın
söylediği maaşı Türk-İş'e bağlı çok az sayıda çalışan alıyor. Onlar da toplu
sözleşme hakkı olan, çok ağır şartlarda çalışan Petrol-İş, Petkim-İş, Lastik-İş
gibi iş kollarında çalışan işçiler. Türkiye'de 2 milyon kamu çalışanı varsa
bu saydıklarımın sayısı 20-30 bini geçmez. Oysa Türkiye'deki 1 milyon kamu işçisi
435 milyon lira maaş alıyor. İyileştirme tüm çalışanlar için düşünülmeli. Ayrıca
yüzdelik zam oranlarından vazgeçilmeli. Çünkü bu sistem ücret uçurumunu daha
da artırıyor.
Prof. Dr. Mehmet Bayhan/YTÜ Tasarım Fakultesi Başkanı: Feryadımızı duyan var
mı?
Geçinemiyoruz' başlığı ile çıktınız dün. Ancak üniversitelerin hali nicedir
düşünen, feryadımızı duyan var mı? Araştırma görevlisi 780 milyon, öğretim görevlisi
800 milyon, yardımcı doçent 1 milyar 20 milyon, doçent ise 1 milyar 450 milyon
lira maaş alıyor. Söz olmasın diye profesörleri söylemiyorum! Bu kişiler üniversite
bitirecek, yüksek lisans, doktora yapacak; dil bilecek, sanat ve bilim üretecek,
iç-dış toplantılara katılacak, yayın yapacak, kitap-dergi alacak... Elbise,
gömlek, kravatını devlet vermeyecek. Ya cefakar memurlarımız? 10 yıllık memur
520 milyon, hizmetli 500 milyon lira almakta. Sahi açlık sınırı ne kadardı?
Şuayip Özcan/Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı: Genelkurmay haklı peki ya biz?
Kamuda çalışan sendikalı işçilerin üzde 80'i 1 milyarın üzerinde ücret alıyor.
Ancak bunun yanında özel sektörde çalışan işçilerin yüzde 80'i 1 milyarın altında
maaş alıyor. Asgari ücretlileri saymıyoruz bile. Girmeye çalıştığımız Avrupa
Birliği ülkelerinde en yüksek maaş eğitimcilere ödenir. Ancak Türkiye'de durum
böyle değil. Geçinme indeksine baktığımızda eğitimcilerin çok az maaş aldığı
görülür. Genelkurmay kendi mensuplarının aldığı ücretlerinin azlığına dikkat
çekiyor. Haklıdırlar. Ancak Türkiye'deki diğer kamu çalışanları göz önüne alındığında
gerek askeriye gerekse emniyette çalışanların daha iyi ücret aldıkları görülür.
Gereken, gelir adaletsizliğini ortadan kaldırmak.
Ali Yazıcı/Yargı-Sen İstanbul Şube Başkanı:Katipler 500 milyonun altında alıyor
Yargıdaki ücretler Türkiye'nin kanayan yarasıdır. Bir katip 400- 500 milyon
lira arasında para alıyor. Adaletin dağıtıldığı yerdeki gelir adaletsizliği
ne kadar aa. 1992'de hakimlerle savcılarla kol kola verip yürüdük. Ücretlerimizin
iyileştirilmesini istedik. Ama bizi ikiye böldüler. Hakimlerle savcılara yüksek
zam yapıldı, adliye memurları yine düşük ücrete mahkum kaldı. Adliye memurlarının
mesaisi yoktur. Memurlar haftada 40 saat çalışır; adliye memurları kimi zaman
80 saat çalışır. Böyle şey olur mu?
Vatandaş ne diyor?
VATAN'ın "Geçinemiyoruz" haberi büyük yankı uyandırdı. Sabah saatlerinden
beri gazetemizi arayan kamu çalışanları ve memurlar tepkilerini dile getirdi.
İşte adını açıklamak istemeyen kamu çalışanlarının VATAN'a ilettikleri...
* T.H. (Emekli öğretmen): "26 yıllık meslek yaşantım sonrası aldığım ücret 500 milyon lira. Başbakan diyor ki "Geçinemiyorum"; binbaşı diyor ki "Geçinemiyorum." Peki söyler misiniz biz ne yapalım? Gidip bir mezar bulup içine mi girelim?
* K.S. (Hakim): Büyük ideallerle okudum, hakimlik sınavlarına girdim, hayalimi gerçekleştirdim. Ama hayal ettiğim ücreti hiçbir zaman alamadım. Aldığım parayı da söyleyeyim, hukuk fakültesinde okuyan öğrenciler daha sonra üzülmesinler. 920 milyon lira alıyorum. Her gün yüzlerce dosyayla uğraşıp adalet dağıtmaya çalışıyoruz ama haberde de söylediğiniz gibi geçinemiyoruz! Artık birileri sesimizi duysun.
* B.G. (Öğretmen): Genelkurmay haklı, çalışanları az ücret alıyor. Peki ya biz? Bizim hakkımızı kim arayacak? Tıp kitapları içinde boğuşurken saçlarım döküldü, doktor çıktım. Ailem benimle gurur duyuyor ama ben aldığım ücretle gurur duyamıyorum. Bu kadar okul oku, aldığın maaş 770 milyon olsun. Reva mı bize?
* N.C. (Vaiz): Biz de devlet memuruyuz, 16 yıllık hem de. Aldığım ücret binbaşının yarısı kadar. 620 milyon. Kimsenin aldığı parada gözümüz yok ama bizi de kulak versinler.
* A.U. (Öğretmen): İki yıllık öğretmenim. Maaşım 570 milyon. Evlenme arifesindeyim. Bırakın düğünü nikahı, evlendikten sonra ne yapacağımı düşünüyorum. Yoksulluk sınırının altında yaşamaya alıştık.
VATAN