Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) yeni müfredat hedefinin belki de en önemli
parçası veli, öğretmen, öğrenci, okul idaresi ve MEB'i buluşturacak olan 'internet
ağı' projesi. Şu anda 8 bin 500 okulda bunun altyapısının kurulduğunu söyleyen
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, 2005 sonuna dek 20 bin, 2006 sonuna dek ise
43 bin okulda internet bağlantısı sağlanacağını söyledi. Bakan Çelik, Prof.
Dr. Üstün Ergüder'e yeni müfredatı hangi kanallarla işlemeyi plânladıklarını
anlattı.
Sizi dinlerken benim kafamda bir soru oluştu. Müfredat değişecek diyorsunuz,
ders kitaplarını değiştirme projeleriniz olduğunu söylüyorsunuz. Kanımca insan,
yani öğretmen faktörü son derece önemli. Yani sınıfa giren öğretmen eski dürtülerle,
eski alışkanlıklarla, sırf bir 'aktarıcı' olarak hareket ederse bu reform gerçekleşmeyebilir.
Eleştirel düşünceyi ele alalım. Öğrencimizde eleştirel düşünce yeteneğini geliştirmek
istiyorsak öğretmen faktörü çok kritik. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Bu konuda
planlarınız nedir veya var mı? Mevcut 600 bin öğretmenimizi hizmet içi eğitime
tabi tutacak mıyız? Hem bu konuda hem de yeni öğretmenlerimizin yetişmesi konusunda
üniversiteler ve YÖK ile işbirliği yapıyor musunuz?
Uygulayıcılar bir şeye gönül vermedikçe başarıya ulaşamazsınız. Bu sene bazı yasalarımızı değiştiriyoruz. Bu yasaları hayata geçirenler var, uygulayıcılar var, bir de problem olduğu zaman devreye girenler var. Yürütmedeki insanların kafası buna müsait değilse, örneğin hâkimlerin, savcıların anlayışı buna müsait değilse orada da sonuç alınamaz. Uygulayıcılar buna gönül vermezse, dünyanın en iyi tanımlarını da çıkarsanız başarıya ulaşamazsınız. Ama bu bir geçiş süresidir. Bugün ulaşamazsınız, ama netice itibarıyla belli bir süre içinde insanlar buna adapte olurlar. Bu bir master programının senkronize parçalarından bir tanesidir.
Hizmet içi eğitim başladı
Öğretmenlerin eğitimi de bunun çok önemli bir adımını oluşturuyor. Bu
işin bilişim teknolojilerini kullanan bir tarafı var. İnterneti yaygınlaştırıyoruz,
öğretmen, öğrenci, veli, okul idaresi ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın merkezi
arasında 2005 yılının sonunda bitecek olan internet altyapısından dolayı seri
bir iletişim olacak. Bunu kullanarak bir hizmet içi eğitim anlayışımız var.
İkincisi Microsoft'la, Intel ile yaptığımız şeyler var. Mesela Intel dört- beş
ay gibi bir süre içinde 10 bin 500 öğretmenimizin bu alanda eğitimini sağladı.
Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı olarak bizim de çok yoğun bir hizmet içi eğitim
programımız var.
TRT 4'te seminer
Ayrıca, biz televizyon imkânını kullanarak bunları yapıyoruz. Her yıl ilköğretim
okullarında eğitim-öğretime hazırlık semineri var, dönem başında ve dönem sonunda.
Bunlar hakikaten zevahiri kurtarmak adına yapılmıyor. Şimdi biz bunu tamamen
yeni bir konsepte kavuşturduk. TRT 4'te bu seminer programı başladığı andan
itibaren öğretmenlere zengin bir program sunuyorlar. Mesela ben seminerde açılış
konuşması yapıyorum. Talim Terbiye Kurulu Başkanımız da müfredatla ilgili programları
tüm Türkiye'deki öğretmenlere aktarıyorlar. Okul idareleri oturuyorlar, bunları
televizyondan izliyorlar. Sonra bunları tartışıyorlar. Diyelim ki İlköğretim
Genel Müdürümüz kendisiyle ilgili uygulamayı anlatıyor. Bu imkânlardan yararlanıyoruz.
Eğitim portalı geliyor
Bunun bir de eğitim portalı ayağı var. Eğitim portalını (*) oluşturduğumuz zaman
ortak dili kullanma meselesi gündeme gelecek, ortak malzemeyi kullanma ve bilgiye
ulaşmanın kolaylığından yararlanacak bu insanlar. Bu, sabahtan akşama bu meselede
baştan sona değişiklik yapmak mümkün değil. Bunu bir sürece yayıyoruz. İnsanlar
diyor ki, bunu oturtmak zor iştir, beş-on yılda olur. Başlamak bunun yarısıdır.
Sistemin içine yeni girenler buna uyum sağlayarak girecekler.
Üniversiteler uyarıldı
Üniversitelere bir yazı gönderdik. Artık bilişim teknolojisini eğitimin olmazsa
olmaz ilkesi olarak kabul ediyoruz. Önümüzdeki yıldan itibaren bilgisayar sertifikası
olmayan öğretmenin başvurusunu kabul etmeyeceğiz. Şimdi her eğitim sistemine
dahil olan öğretmen bu bilgisayar meselesini hallederek gelmiş olacak. Şimdi
öğretmenleri bu sisteme dahil etmek için hizmet içi eğitim yapıyoruz. Bizim
bu müfredatımız üniversitelere gönderildi. Üniversiteler eğer söz konusu müfredatı
esas alarak eğitim yapmazlarsa öğretmen yetiştirmiş olmayacaklar.
Fen-edebiyat sorunu
Ben üzülerek ifade edeyim öğretmen yetiştirme sistemimiz büyük bir sıkıntı içindedir.
Son yıllarda öğretmenliğin sadece eğitim fakültelerine verilmesini, fen-edebiyat
fakültelerinin ise bir kenara atılmış olmasını doğru bir uygulama olarak görmüyorum.
Diyorlar ki fen edebiyat fakültesinden öğretmen olmaz...
Türkiye'de 77 üniversite var. Bunlarda 94 tane fen-edebiyat fakültesi var. Öğretmen
olma avantajından dolayı eğitim fakültelerine giden öğrenciler biraz daha fazla
puan alarak oraya gidiyorlar. Diyorlar ki bunlar öğretmen olsunlar, peki fen-edebiyattan
mezun olanlar ne olsun? Onlar da bilim adamı olsun diyorlar. Eğer daha başarısızlar
için bir ülkede bilim adamı olsunlar diyorsanız, o bilimin vay haline. Hiçbir
eğitim fakültesini küçümsemiyorum. Öğretmen yetiştirme sisteminin yükseköğretim
ayağı çok zayıf.
'18 öğretmen lisesi açtık'
Ben bakanlığım döneminde 18 tane yeni öğretmen lisesi açtım. Öğretmen lisesi
öğrencilerini biliyorsunuz öğretim kurumlarına kolay giriyorlar. Fakat öğretmen
yetiştiren yükseköğretim kurumlarında ciddi problemler var. Bunun için arkadaşlarımız
defalarca YÖK'e yazılar yazdı. YÖK'ün bunu Milli Eğitim Bakanlığı ile oturup
bir çözüme kavuşturması gerekiyor.
İşin bu tarafı bana göre sakat.
'Kalitede ciddi artış var'
Ama her şeye rağmen son yıllarda Türkiye'de öğretmen yetiştiren kurumları tercih
eden öğrenci sayısında da öğrenci kalitesinde de ciddi bir artış vardır. Sisteme
giren öğretmen adayları kaliteli gençler oluyor. Dolayısıyla gelecek adına bu
konuda iyimser olabiliriz. Bir taraftan mevcudu eğiteceğiz, bir taraftan da
yeni gelenleri bu sisteme uyumlu hale getirdiğimiz zaman, sanıyorum bu sorunu
aşarız.
Bilişime odaklı lise eğitimi
Her okula ADSL (**) internet bağlantısı sağlayacağız dediniz. Dünya Bankası
Temel Eğitim Projesi'ni değerlendirdiği raporunda okullarımıza bilgisayar teknolojisi
alanında yapılan yatırımların iyi değerlendirilemediğine dikkat çekiyor. Ayrıca
Türkçe web siteleri çok az. Yalnız makineyi koymakla, bağlantıyı sağlamakla
olmuyor. Zihniyet değişim lâzım. Uzmanlar, eğiticiler ve 'software' de lâzım.
Türkiye'nin bu ihtiyacını gidermek için-bu aynı zamanda bir hükümet programıdır-,
biz bilişim teknolojisine ağırlık veriyoruz. Bu yıl 18 ilimizde büyük çaplı
Anadolu teknik liseleri açacağız. Seçme öğrenci alacağız ve bu eğitim daha çok
'hardware' ve 'software' üzerine olacak. Biz aslında bugüne kadar eğitim portalını
çoktan bitirmiştik. Biz bu müfredatın şekillenmesini bekledik. Çünkü bu senkronize
programın bir başka ayağı eğitim portalı Türkiye'deki web sitelerinin zayıf
olduğu doğru. Dünya Bankası'nın raporuna katılıyorum. Biz bu eksikliği gidermek
için böyle bir yola kalkıştık.
Biz bu yıl sonuna kadar 20 bin okula ulaşmayı hedefliyoruz. Şimdiden 8 bin 500 okul bitti ve gelecek senenin sonuna kadar da 43 bin 200 gibi bir rakama ulaşmayı hedefliyoruz. Geriye kalanlar tek sınıflı mezra okullarımız, onların önemli bir kısmı kapalı zaten. 43 bin okula ulaştığımız zaman öğrenci potansiyelinin yüzde 98'ine ulaşmış olacağız. Bu çok önemli.
Veliler de okula...
Sabahcı- öğlenci eğitimi yapmayan, tek dönem eğitim yapan okulların bilgisayar
laboratuvarları, günde beşer altışar saatten deseniz 30 saat açık. Bir haftada
168 saat var. Biz trilyonlarca para harcadık. Çok ciddi işletme giderleri, cari
giderleri olan okullarımızı rantabl kullandırdığımızı söyleyemem.
Bu bilgisayar laboratuvarlarını veliye açıyorduk. Ayın 20'sinde İstanbul Büyükşehir
Belediyesi'yle protokol imzalayacağız. Bu protokol erkek teknik genel müdürlüğü
ve kız teknik öğretmenliği de bağlayan bütün teknik öğretmenleri içine alan
bir program.
Büyükşehir belediyeleri, öğretmenlerimize hafta sonu okulların boş olduğu saatlerde
ve akşam saatlerinde ücret ödeyecekler. Yetişkin eğitimine yönelik hayat boyu
dediğimiz vatandaşa yönelik eğitimler vereceğiz. Sadece öğrenci yararlanmasın,
öğrencinin velisi de yararlansın. Türkiye'de e-devlet uygulamalarının yaygınlaşması
için bu anlamda bir adım atıyoruz. Dünya Bankası'nın gösterdiği eksiklik bizim
eksikliğimiz. İşte biz onu tamamlamak üzere bunu yapıyoruz.
(*) Eğitim portalı: Dergilerden kitaplara ve gazete haberlerine dek eğitimle
ilgili tüm kaynakların toplanacağı sanal kütüphane. 2005-2006 eğitim öğretim
yılının sonunda hayata geçirilmesi hedeflenen portal, sürekli olarak güncellenecek.
(**) ADSL: Mevcut telefon hatları üzerinden çalışan ve yüksek hızlı data, ses
ve görüntü iletişimine aynı anda erişim sağlayan sistem.
Öğretmen öğreniyor
MEB'in Intel ile yaptığı ortaklık uyarınca, 10 bin 500 öğretmene bilişim eğitimi
verildi. Öğretmen yetiştiren tüm üniversitelere, bundan böyle eğitim programlarında
yeni müfredatla uyumlu bilişim becerilerinin kazandırılması gerektiği, aksi
takdirde mezunların öğretmen sayılamayacağı belirtildi. İlköğretimde bilişimin
etkin kullanımı için trilyonluk yatırım yaptıklarını söyleyen Bakan Çelik, bilgisayar
laboratuvarlarından velilerin de yararlandırılması için çalıştıklarını söyledi.
radikal