Masterchef'te Herkesi Ağlattı!

Ekranların fenomen yarışma programı MasterChef All Star'ın bu haftaki konuk şefi olan Ömür Akkor, 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bir anısını izleyenlerle paylaştı. Elbistan'da yaşanan bir mucize kurtuluşu anlatan Akkor, herkesi duygulandırdı.

TV8 ekranlarının reyting rekortmeni yarışma programı "MasterChef Türkiye", her sezon birbirinden yetenekli yarışmacıların kıyasıya mücadelesini gözler önüne seriyor. MasterChef olmak ve şampiyon sevincini tatmak isteyen yarışmacılar tezgah başında ter dökerken izleyenler de yarışmada yaşananları anbean ekran başından takip ediyor.

Bu yıl farklı bir serüvene imza atan yarışma, "All Star" konseptiyle izleyenlerin karşısına çıktı. Mehmet Yalçınkaya ve Danilo Zanna'nın jüri koltuğunda oturduğu yarışmanın son bölümünde Ömür Akkor, konuk şef olarak jüride yer aldı.

Türk ve Anadolu mutfağına dair kitapları bulunan ve 4000 yıllık yemekleri yeniden sofralara sunan Akkor'un katıldığı programda duygu dolu anlar yaşandı.

"ÇOK ZOR BİR SÜREÇ YAŞADI AMA HİÇ ŞİKAYET ETMEDİ" Şef Mehmet Yalçınkaya, tüm Türkiye'yi sarsan Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremiyle ilgili konuştu. Depremin ardından günlerce ekibiyle birlikte bölgede yemek yapan Yalçınkaya, "Biliyorsunuz ülkemiz çok büyük bir felaket geçirdi. Ömür Şef, Danilo Şef ve ben uzun süre gidip bölgede kaldık. Ömür, gerçekten deprem olduğu andan itibaren oradaydı. Hatta ben kendisini ziyarete gittiğimde 'Benimle yemek verdiğim bu yerde bayram sofrasını kuracağız.

Ondan sonra İstanbul'a döneceğiz' dedi. Daha sonra orayı restorana çevirdi. Ticari bir restoran değil, herkesin gelebileceği bir yer. Gerçekten çok emek verdi. Rahatsızlandı, çok zor bir süreç yaşadı. Ama hiç şikayet etmedi. Ömür bana Elbistan'a gittiğinde bir mucize anlattı. Onu burada anlatmasını isteyeceğim'' ifadelerini kullandı.

Depremin merkez üssü Elbistan'da depremzedeler ve bölgede görev yapanlar için "Yeniden Hayat Lokantası"nı açan ünlü şef Ömür Akkor ise ''Bu sektörde kim emek veriyorsa herkes taşın altına elini koydu. Allah herkesten razı olsun. Biz Danilo'yu sosyal medyada hiç görmedik ama orada nasıl esti'' dedi ve şöyle konuştu: "Biz ilk bir hafta alanda çalıştığımız için, hem enkaz başında hem hastanede hem de getir götür işlerinde çalışıyorduk. Üçüncü ve dördüncü gün hastanedeydim. Hastaneden çıkarken bir aile gördüm ve o kadar mutlu görünüyorlardı ki. Dört gün sonra kurtarılan tanıdıklarının hastanede olduğunu söylediler. Ailenin oda numarasını aldım ve ziyarete gittim hemen 'geçmiş olsun diyelim' diye.

Aile, Elbistan'da depreme yakalanıyor. Asansördeler ve küçük kızları eksi birinci katın tuşuna basıyor. Aslında evleri yedinci katta. Küçük kızın eksi bire basmasıyla belki de onlar korunuyorlar. Asansör tekrar yukarıya çıkmadan bina üzerlerine yıkılıyor. Binanın altında bir yaşam alanında kalıyorlar. Normalde asansör tavsiye edilmez ama böyle bir şans. O arada da evin büyük oğlu dışarıda.

Dışarıda olunca evin halini görüyor ve keder başlıyor. Kazı aletleri su borusunu patlatıyor ve asansör su doluyor. Asansördeki aile göğüs hizasına kadar su içinde kalıyorlar. Kız çocuğu dokuz yaşında olduğu için annesi omzuna alıyor suyla temas etmesin diye.

Elbistan'da o dönem hava sıcaklığı geceleri eksi otuz dereceyi buluyor. Üçüncü gün hiçbir gelişme olmayınca, dışarıda olan oğulları mezar yerlerini ve kefenleri hazırlatıyor. Dördüncü gün ise büyük bir mucize oluyor. İspanyol ekipler içeri girip aileyi dışarı çıkarıyorlar. Müthiş bir hikayeydi."