Gasp çağı: Özel mülkiyet ve serbest dolaşım için risk

ABD ve Avrupa ülkelerinin, Ukrayna işgalinden sonra Rus kökenli iş insanlarının para ve mallarına el koyması, 'küresel ticaret ve özel mülkiyeti' tartışılır hale getirdi. Batı'da yatırımları bulunan özellikle Körfez ülkelerinden iş insanlarının da artık güvende olmadığı belirtiliyor. Polis Akademisi Öğretim Üyesi Dr. Levent Yılmaz, "Aynı durumu Çin'in yaşamayacağını kim garanti edebilir" diye sordu. Doç. Dr. Yusuf Dinç de, "Liberalizmin temel tezleri yırtılırken, küresel ekonomik sistemde önemli bir kırılma yaşanıyor" dedi

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 21 Mart 2022 07:59, Son Güncelleme : 21 Mart 2022 07:23
Gasp çağı: Özel mülkiyet ve serbest dolaşım için risk

Rusya'ya yönelik yaptırımlar, küresel ekonomide yeni bir dönemin başladığına işaret ediyor. Batılı ülkelerce yaptırım bahanesiyle, farklı ülke kişi ve ülke kurumlarının mallarına ve finansal kaynaklarına el konulmasıyla küresel yatırımcıda tedirginlik oluşabileceği ifade ediliyor.

KÜRESEL EKONOMİ VE TİCARET ZARAR GÖRÜR

  • ABD ve Avrupalı ülkelerin Rus oligark ve şirketlerinin mal varlıklarına el koymasının ardından Rusya, ülkede faaliyetlerini durduran 59 çok uluslu şirkete el konulacağı açıklamasıyla karşılık vermişti. Ekonomistler, özel mülkiyetlerine el koyma politikasının nereye varacağını tartışıyor. Birçoğuna göre, bu durumun yaygınlaşması uluslararası ticaret ve yabancı sermaye yatırımlarını azaltabilir. Örneğin, 10 yıl sonra ülkesinin ABD ile sorun yaşamasından korkan yatırımcılar artık iki kez düşünecek.

AVRUPA'DA YATIRIMI OLAN TEDİRGİN

Rus oligarkların yatlarına ve jetlerine el konulmasından, Avrupa'daki paralarının dondurulmasına kadar birçok örneği peşi sıra izliyoruz. Rus Oligark Roman Abramovich'in, 19 yıl önce aldığı Chelsea'yi satışa çıkarması ile sonuçlanan baskılar da Avrupa futbolunda yatırımı olan başta Arap sermayesi olmak üzere birçok yatırımcı için endişe kaynağı oluşturuyor.

İSVİÇRE 200 YILLIK TARAFSIZLIĞINI BOZDU

  • Özellikle parasını Batılı ülkelerde değerlendiren Ortadoğulu, Çinli ve Latin Amerikalı şirketlerin bundan sonra daha temkinli davranacağı ifade ediliyor. Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri sermayesinin Premier Lig yatırımlarına yönelik kararlar gibi birçok örnek sermayesini farklı ülkelerde değerlendiren yatırımcılar tarafından dikkatle izlenecek türden. Son olarak, finansal piyasaların sır küpü İsviçre, 200 yıllık tarafsızlığını bozarak offshore hesaplarında Rus müşterilere ait 213 milyar dolar olduğunu açıkladı.

RUSYA'NIN 300 MİLYAR DOLARI BLOKE

6 bin 500'e ulaşan farklı yaptırımla dünyanın en fazla yaptırım uygulanan ülkesi haline gelen Rusya, dünya çapındaki toplam 640 milyar dolar civarında rezervinin 300 milyar dolarlık kısmını da kullanamıyor. Batı ülkeleri tarafından küresel ekonomiden izole edilen Moskova yönetimi, yaptırımlar nedeniyle 140 milyar dolar değerindeki altın rezervine alıcı bulmakta güçlük çekiyor.

  • Son yıllardaki ekonomik yaptırımlarda Rusya'yı, 3 bin 616 yaptırıma maruz kalan İran, 2 bin 608 düzenlemeyle Suriye, 2 bin 77 yaptırımla Kuzey Kore takip ediyor. 7 ülkelik listede Venezuela 651, Myanmar 510 ve Küba 208 yaptırımla yer alıyor. Bu durum özellikle son 30 yıldır doğrudan yabancı yatırımlarla büyüyen küresel ekonomiyi tehdit ediyor. Birçok ekonomiste göre, liberalizmin temelini oluşturan özel mülkiyet ve sermayenin serbest dolaşımına yönelik bu riskli eylemler yeni bir dönemin habercisi. Kişi ve şirketlerin farklı coğrafyalardaki yatırımları, siyasilerin diğer ülkelerde edindiği mülkler, banka hesapları herhangi bir krizde adeta gasp edilebilir.

1,7 TRİLYON DOLARLIK DOĞRUDAN YATIRIMA TEHDİT

BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı'nın, (UNCTAD) 19 Ocak'ta yayınlanan Yatırım Eğilimleri Raporu'na göre 2019'da yıllık 1,5 trilyon dolar olan küresel doğrudan yatırım tutarı 2020'de salgın nedeniyle 1 trilyon dolara geriledi. 2022'de ise yüzde 77'lik bir artışla 1,65 trilyon dolara ulaştı. Gelişmiş ülkeler ise bu rakamın 777 milyar dolarlık kısmını kendi topraklarına çekmeyi başardı. Yeni yatırımlarda ise pandeminin etkisiyle stratejik önemi artan enerji, gıda veya sağlık sektörleri öne çıktı. Bu verilerden de anlaşılacağı üzere salgın dönemi hariç yılda ortalama 1,5 trilyon dolarlık sermaye, farklı yerlere sayısız doğrudan yatırıma konu oluyor.

SIRADAKİ ÜLKE ÇİN OLMASIN?

  • Polis Akademisi Öğretim Üyesi Dr. Levent Yılmaz, 'Uluslararası ve ilgili ülkenin hukukuna göre edinilmiş mallara neye göre el konuluyor?' sorusunu yöneltti. Bu durumun Rusya-Ukrayna çatışmasından bağımsız olarak değerlendirildiğinde uzun vadede küresel yatırımcıyı tedirgin edebileceğini belirten Yılmaz, "Örneğin x ülkesinin ve şirketlerinin önünde artık bir örnek var. ABD ile ters düşen bir devletin vatandaşlarının parasına ve mal varlığına el konulabilecek. Sırf o ülke pasaportunu taşıdığı için bir iş insanının yatırımları dondurulabilir. 10 yıl sonra farklı gerekçelerle aynı durumu Çin'in yaşamayacağını kim garanti edebilir" dedi.

LİBERAL EKONOMİYE TERS

İstabul Sebahattin Zaim Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yusuf Dinç, gelişmeleri "Liberalizmin temel tezleri yırtılırken, küresel ekonomik sistemde önemli bir kırılma yaşanıyor" sözleriyle yorumluyor. Ülkelerin devletçi önlemleri önde tutan merkantilist politikaları benimsediğine dikkat çeken Dinç, "Trump döneminde başlayan ticaret savaşlarının temelinde de Batılı ülkelerin refah devletini finanse edememesi yatıyor. Şimdi küreselleşme sürecinde farklı coğrafyalara yayılan sermayeyi kendilerine çekmeye çalışıyorlar. Tabi buradan sermayesini kaçırmak isteyen yatırımcı da alternatif coğrafyalar arayacak" diye konuştu.

Orhan Orhun Ünal

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber