Yurt dışı sınavında üç kez elenince kitap yazdı

Saatte 60 Dakika: Veda Eden İsim adlı kitabında komisyona "İyi niyetle bir hedef belirledim. Başkasının hakkını yiyerek bir başarı veya kazanç elde etmek istemiyorum. Dört yılda sınavlara iyi bir şekilde hazırlandım. Hatta sosyal medya gruplarından da diğer adaylara paylaşımlarımla destek veriyorum. Dört yıllık bir isteğim, heyecanım var. Sözlü sınavda 10 dakikada harcanmasını istemiyorum. Hak edenin kazanmasından yanayım. Sınav başvuru süreci, hazırlanmak, Ankara'ya gitmek, sözlü sınavlara katılmak, sonuçları beklemek heyecan vericidir. Umutla yaşamak böyle bir şey. Yıllara yayarak umutlu yaşamak. İnşallah bu sene kazanan tarafta olurum ve Azerbaycan veya Gürcistan'da ülkemi temsil ederim." şeklinde seslenerek göreve talip olduğunu belirtti.

Çocuğunun yüzüne bakarken başarılı bir baba olarak bakmak istediğini belirten KARA, kitabında komisyona Aşık Veysel'den "Beni Hor Görme Kardaşım" adlı şiiriyle seslenerek gariban bir babanın çocuğu olduğunu şöyle anlattı: "Rahmetli babamın adı Veysel'di. Gariban biri olarak yaşadı babam. Küçükken anne ve babası ayrılmış. Arada büyümüş, okuyamamış. Lokantada ve kahvehanede çalıştı. Tek lüksü sigaraydı. Güçsüz ve zayıf vücudu vardı. Akciğer kanserini yenmesi mümkün değildi. 2018'de de kaybettik. Uyanık biri değildi, aksine çok saftı. Boyu kısaydı, kendini çok iyi ifade edemezdi. Cami çıkışlarında yardım için cebindeki tüm parasını verirdi. Eminim, yaşamı boyunca hor görüldüğü olmuştur çünkü garibandı. Garibanlara değersiz gözle bakıldığını genç yaşta anlamıştım. 1995'te İskenderun Demir Çelik'e çırak olarak başladım. Esmer, gariban bir gencim. Çok ağır bir fabrikada çırak olarak çalışıyorum. Okumamışım. Bir mühendis değilim. Bir ustabaşı değilim. Yaş itibarıyla insanın değerinin neyle ölçüldüğünü anlamıştım: okumak."

Gazeteci-Eğitimci Zeki Kara, ilk kitabında farklı konularda bilgiler aktarırken aslında kendi hikayesini anlattı. Beş günlük radyo programında hayatın içinde olan her şeyi aktardı. Saatte 60 Dakika: Veda Eden İsim adlı ilk eserinde hayalindeki vedasını anlatarak hayatını özetledi ve kendi yazdığı şiiriyle içinde bulunduğu ruh halini şöyle aktardı: İyi, doğru ve güzelin hikmet olacağı yoldu gidilmesi gereken. Düşünce yolculuğum hiç bitmiyor. Hatta bazen konuşmayı bile unutturur bu yolculuk. Basit olamaz hiçbir şey. Nasıl bir veda olacağını bilmiyorum çünkü henüz yaşanmadı. Ama bir veda olacaktır diye düşünüyorum. Okuyan ve düşünen çıkacaktır elbet.

"Kıvrılmaya ihtiyacım var

Ama kırılmasın yolum, bedenim

Yokuş aşağı veya yokuş yukarı

Fark etmez, dönmeyeyim geriye.

Kaçış rampaları durdursun beni

Düşüncelerim inişte kalsın hep

Yokuşa koşmasınlar, gücüme gider

Yok oluşu kabullenemem, yıkılır umut

Varış çizgimi bilemem, güçlüdür sezgim

Ödül değil miydi hayat, başka sebep bulamam"

ZEKİ KARA KİMDİR?

1 Mart 1980 tarihinde Osmaniye'de doğdu. Gerçek soyadı Karaburç'tur. İlk ve ortaokulu Osmaniye'de tamamladı. İskenderun Demir Çelik bünyesinde çıraklık yaptı. Liseyi açık öğretimden tamamlamıştır. Gaziantep Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden 2003'te mezun oldu. 2004-2009 yılları arasında özel sektörde öğretmenlik yaptıktan sonra 2009'dan itibaren MEB'de çalışmaya başlamıştır. Halen Adana'da bir Anadolu lisesinde görev yapmaktadır.

Açık ve uzaktan eğitim tutkusu olan Zeki Kara, farklı lisans programlarını da tamamlamıştır. Sosyoloji, Halkla İlişkiler ve Reklamcılık bölümlerini okumuş olup Gazetecilik, Sosyal Hizmet ve Tarih lisans programlarına da devam etmektedir. Ayrıca 2019 yılında Anadolu Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Uzaktan Öğretim alanında tezsiz yüksek lisans yapmıştır.

İnternet haberciliği de yapan Zeki Kara, sosyal medyada da öğretmenliğini sürdürerek eğitimle ilgili faydalı içerikler üretmektedir. Tanzimat dönemi sanatçısı Ahmet Mithat Efendi'nin izinden giderek herkesi okumaya teşvik etmektedir. Umay adında yedi yaşında bir kız çocuğu vardır.