Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a: Kabadayıysan, Kasımpaşalıysan çıkarsın karşıma
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yaptığı televizyonda tartışma davetini yineledi. Kılıçdaroğlu, "Öyle kabadayılık, 5-10 taraftarı bulup onların önünde bağırmakla olmaz. Kabadayıysan, Kasımpaşalıysan çıkarsın karşıma" dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Yenimahalle Belediyesi'nin düzenlediği 100. Yıl Cumhuriyet Akademisi Temel Atma Töreni'ne katıldı.
Kılıçdaroğlu, törende yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Belediye başkanlarımız gayet güzel konuşmalar yaptılar. Muhtar arkadaşımız da gayet güzel konuştu. Sorunları anlattılar, sorunları nasıl aştıklarını ifade ettiler. Halka hizmetin ne kadar değerli olduğunu; belediye, kamu yönetiminde saydamlığın ne kadar değerli olduğunu sizlerle paylaştılar. Aramızda Sayın Genel Başkan'ımız Hikmet Çetin var, hoş geldiniz. Sizlerle beraber böyle bir ortamda olmanın mutluluğunu da yaşıyorum. Milletvekili, belediye başkanı arkadaşlarımız, büyükşehir belediye başkanı arkadaşımızla birlikteyiz, beraberiz.
"KABADAYIYSAN, KASIMPAŞALIYSAN ÇIKARSIN KARŞIMA"
Öyle kabadayılık, 5-10 taraftarı bulup onların önünde bağırmakla olmaz. Kabadayıysan,
Kasımpaşalıysan çıkarsın karşıma. Devletin bütün imkanları sende üstelik. Diyorum;
bakanınla gel, danışmanlarınla gel. Bana 100 soru sor; ben sana üç soru sorayım,
iki soru sorayım, bir soru sorayım. Ama gelemez, cesaret edemez. Benim karşıma
çıkmaya cesaret edemeyen bir insanın ülkeyi sağlıklı yönetmesi mümkün değildir.
Yine çağrı yapalım, olur ya bu sefer 'evet' der. 'Evet' derse son derece mutlu
olacağım. Saatini o belirlesin, televizyonu o belirlesin, arzu ettiği gazetecileri
o çağırsın. Gideceğiz, mücadele edeceğiz, çünkü biz haklıyız ve haktan yanayız,
adaletten yanayız. Biz, kendimize güveniyoruz; birlikte, beraber söyleyeceğiz.
Bizim boğazımızdan kul hakkı inmez efendim, onlar kul hakkı yiyorlar, o neden
cesaret edip gelemiyorlar.
"TÜRKİYE'NİN BÜYÜMESİ, BÖLGESİNDE SÖZ SAHİBİ OLMASININ TEK BİR YOLU VARDIR;
TEKNOLOJİ DEVRİMİNİ KAÇIRMAMASIDIR"
Bu akademi, gencecik evlatlarımıza bilim öğretecek. Düşünmeyi, yazmayı, tartışmayı
öğretecek. Bilimdeki gelişmeleri öğretecek. Teknolojide hangi noktaya dünya
geldi, onu öğretecek. Evlatlarımızın ufkunu açan her yatırım, çok ama çok değerli
bir yatırımdır. Türkiye'nin büyümesi, bölgesinde söz sahibi olmasının tek bir
yolu vardır; teknoloji devrimini kaçırmamasıdır, bilim ekonomisini kaçırmamasıdır.
Bunun anahtarı, üniversitelerdir. Üniversiteler bilgiyi ürettiği sürece, araştırma
yaptığı sürece ve üniversitelerde her türlü düşüncenin tartışıldığı bir ortamda
Türkiye hızla toparlanır ve hızla büyür. Bütün soygunlara rağmen Türkiye zengin
bir ülke. Yeter ki yetkili ellere teslim edelim, yani aklı ve bilimi iktidara
taşıyalım. Akıl ve bilim iktidara geldiğinde Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir
sorunu yoktur. Ankara, gerçekten de Mustafa Kemal'in, Cumhuriyet'in Ankara'sı
olacak, bilimin ve kültürün merkezi olacak. Mansur Başkan buna soyundu ve devam
ediyor. Hep beraber destek olacağız."
"CUMHURİYET FAZİLETTİR, KİMSESİZLERİN KİMSESİDİR, DEMOKRASİDİR, İNSAN HAKLARIDIR,
KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİDİR, ADALETTİR, HUKUKTUR"
Bir şeyi ifade etmek isterim. 99'uncu yılını kutluyoruz Cumhuriyet'in. Tarihine
baktığımızda, acı olaylarla karşılaştık, darbelerle karşılaştık. Başbakanlar,
bakanlar idam edildi. Gencecik filiz gibi evlatlarımız, sağdan soldan idam edildi.
Şimdi biz, yeni bir yüzyıla hazırlık yapmak zorundayız, güzel bir yüzyıla hazırlık
yapmak zorundayız. Acıları kalbimize gömdük ama büyük acılar yaşamak istemiyoruz.
Beraber Türkiye'yi aydınlığa çıkarmak istiyoruz. Çünkü Cumhuriyet; fazilettir,
kimsesizlerin kimsesidir, demokrasidir, insan haklarıdır, kadın-erkek eşitliğidir,
adalettir, hukuktur. Cumhuriyet'i böyle değerlendirmemiz lazım ve Cumhuriyet'i
yüzüncü yılında Allah'ın izniyle ve sizlerin oylarıyla demokrasiyle taçlandıracağız.
"ADALET BU ÜLKEYE YA GELECEK YA GELECEK"
Biz, önümüzdeki yüzyılın gerçekten de Türkiye'nin yüzyılı, bölgede en güçlü
ülkenin Türkiye olmasını istiyoruz. İtibar sahibi bir ülke, saygınlığı olan
bir Türkiye; hızla büyüyen, istihdam, işsizlik sorunu olmayan bir Türkiye, hiç
kimsenin düşüncesinden ötürü yargılanmadığı bir Türkiye, her türlü düşüncenin
özgürce ifade edildiği bir Türkiye, bir yerden talimat alan değil vicdanıyla
ve hukukun üstünlüğüyle karar veren bir yargı, adalet istiyoruz. Saraydan alınan
talimatlarla karar veriliyorsa o ülkede adalet yok demektir. Söyledim, bir kez
daha söylüyorum; adalet, bu ülkeye ya gelecek ya gelecek.
"GÜN, BİR PARTİ GÜNÜ OLMAKTAN; SORUN, BİR PARTİ SORUNU OLMAKTAN ÇIKMIŞTIR
ARTIK. SORUN, BİR TÜRKİYE SORUNUDUR"
Kainatın adalet üzerine inşa edildiğini biliyoruz. Bu cebimizden alıyorsun,
Beşli Çetelere, yandaşlara veriyorsunuz, bilmiyor muyuz? Hepsini biliyoruz ama
göreceksiniz, tüyü bitmemiş yetimin hakkını alacağım. Beraber, birlikte yapacağız.
Güç, destek vereceksiniz, birlikte yapacağız. Eğer birlikte yapabilirsek sorunları
çözmede çok daha güçlü oluruz; beraber, birlikte oluruz. Altı lider, altı genel
başkan bir aradayız. Ayrı partileriz doğru ama altı genel başkan, aynı şeyleri
söylüyoruz; 'Demokrasi, adalet, Türkiye'de hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği
bir Türkiye'yi istiyoruz' diyoruz. İtibarı olan bir Türkiye, sanatı, kültürü
gelişmiş olan bir Türkiye istiyoruz. Bu bağlamda beraberiz ve birlikte hareket
ediyoruz. Çünkü gün, bir parti günü olmaktan; sorun, bir parti sorunu olmaktan
çıkmıştır artık. Sorun, bir Türkiye sorunudur. Bunu hepimizin böyle bilmesi
lazım.
"CUMHURİYET'E DÜŞMANLIK YAPARAK KENDİLERİNE FARKLI BİR ALAN AÇMAK İSTİYORLAR"
Öyle anlaşılıyor ki bunların Cumhuriyet'le bir sorunu var, dilimizle sorunları
var. Neymiş, 'Kültürümüzü unutmuşuz, Arapça olsaymış başka bir şey olurmuş'.
Buradan söylüyorum; o beyefendi, sözde üniversiteyi bitirmiş, sözde bakanlık
da yapmış. Sen, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve Osmanlı Devleti'nin ne olduğunu
bilmiyorsun. Türkçe'nin de ne olduğunu bilmiyorsunuz. Türkçe'nin dünyanın en
köklü dillerinden birisi olduğunu bilmiyorsun. Cumhuriyet'e düşmanlık yaparak
kendilerine farklı bir alan açmak istiyorlar.
"KUCAKLAŞACAĞIZ, BARIŞACAĞIZ, HELALLEŞECEĞİZ, KAMPLAŞMAYACAĞIZ"
Cumhuriyet; bizim, 85 milyonun cumhuriyetidir. Cumhuriyet; hak, hukuk demektir.
Özgür bir yurtta vatandaş olmak demektir Cumhuriyet. Demokrasiyle taçlandığı
zaman, Cumhuriyet'in bilim, kültür, spor alanında nasıl geliştiğini bütün dünya
görecektir. Bizim hedefimiz, Cumhuriyet'i demokrasiyle taçlandırmaktır. Bunu
yaptığımız takdirde, bir 20 yıldır yapılamayan öğrenci yurdu sorununu bir yılda
çözeceğiz. Üreten, alın teri döken herkesin hakkını, hukukunu teslim edeceğiz.
Üretiyorsanız, alın teri üretiyorsanız emeğinizin karşılığını alacaksınız. İster
taksi şoförü ol ister çiftçi ol, esnaf ol, sanayici ol, kamuda görevli bir memur
ol, ne olursan ol, alın teri döküyor ve üretiyorsan, çalışıyorsan hakkın teslim
edilecektir. Bugün yapılan; üretenin cezalandırıldığı, havadan geçinenlerin
ise mükafatlandırıldığı bir dönemdeyiz. Bunun farkındayız, bu tabloyu tersine
çevireceğiz. Güzel tabloda; emek, alın teri, gözyaşı var. Gözyaşı derken sevinç
göz yaşları olacak. Kucaklaşacağız, barışacağız, helalleşeceğiz, kamplaşmayacağız.
Doğusu, batısı, güneyi, kuzeyi, Türkiye bir bütün olacak ve hep birlikte Türkiye'yi
ayağa kaldıracağız.
"HİÇBİR YOKSUL AİLENİN DOĞAL GAZI, İNTERNETİ KESİLMEYECEK. BUNLAR ARTIK
İNSAN HAKKIDIR"
Sosyal yardımlar yapılıyor. Ne yapılırsa yapılsın, insan onuru kadar değerli
bir şey yoktur. Hiç kimsenin yoksulluğunu afişe edemezsiniz. Yoksulluk kader
değildir. İş verdiniz de çalışmadı mı, imkan verdiniz de yapmadı mı? Aç, işsiz
bırakıyorsunuz, getiriyorsunuz ona yardım yapıyorsunuz, yaptığınız yardımı afişe
ediyorsunuz; bunu da kaldıracağız. Bu ülkenin gerçekten insanlarına saygımız
vardır. Evet, yoksulluk olabilir; evet, sosyal devlet yardım edebilir ama bu
yardımı, sağ elin verdiğini sol el görmeyecek, bu felsefeyle yapacağız. Aile
Destekleri Sigortası'nı getireceğiz. Bu topraklarda hiçbir aile, 'ben sahipsizim'
demeyecektir. Hiçbir çocuk, yatağa aç girmeyecektir. Hiçbir ailenin elektriği
kesilmeyecek. Hiçbir yoksul ailenin doğal gazı, interneti kesilmeyecek. Bunlar
artık insan hakkıdır, insana hakkını teslim etmek de sosyal devletin görevidir.
"UYUŞTURUCUYU DA UYUŞTURUCU BARONLARINI DA BU ÜLKEDEN TAMAMEN YOK EDECEĞİM"
Onlar yapmıyorlar. Onlar, hizmeti Beşli Çetelere, yandaşlara, uyuşturucu baronlarına
veriyorlar. Uyuşturucu baronlarının da ne yaptığı biliyorum, kimlerle kol kola
gezdiklerini biliyorum. Fazla değil, Allah nasip ederse Millet İttifakı'nın
iktidarında göreceksiniz; uyuşturucuyu da uyuşturucu baronlarını da bu ülkeden
tamamen yok edeceğim. Bu sorunu çözmek için iktidar olmak gerekiyor. Öyle uyuşturucu
baronlarını alacaksın, yan yana fotoğraf çektireceksin; uyuşturucu baronunu
atacaksın hapse, bir süre sonra serbest bırakacaksın, öbür taraftan bir hoca
düşüncesini açıkladı diye üniversiteden atacaksın, yemezler. Bay Kemal bunları
yemez.
"DÜNYADAN HABERLERİ YOK'"
Önümüzdeki yüzyıla Türkiye'yi hazırlamak zorundayız. Türkiye; bilimde, teknolojide
büyümek zorundadır. Ben, Amerika'ya gittim, MIT'ye, dünyanın bir numaralı üniversitesine.
Bu üniversitede bizden, bu topraklarda yetişmiş bilim insanları var. Dünyanın
en saygın bilim insanları orada. Ve bu bilim insanları, insanlığın ufkunu açıyorlar.
Yeni bilim, gelişmeler, teknolojiler; insanlığın önünü açıyorlar. Osmanlı, sanayi
devrimini kaçırdığı için battı. Şimdi teknoloji devrimi var, yani bilim ekonomisi
var. Allah aşkına bir sorun bakalım; bunların hangisi, bilim ekonomisi nedir
diye bilebilir, Hangisi teknoloji devrimi nedir diye bilir, çipin ne olduğunu
bilir. Hangisi bilimin dünyanın önünü açtığını bilir. Dünyadan haberleri yok;
'bina, gökdelen yapalım; vurgunu vuralım, rantı alalım, cebimizi dolduralım.
Buradan oğlum göndersin dolarları Amerika'ya, orada da kızım gökdelen yapsın.
Geleceğimizi garanti altına alalım.' Peki bu ülkenin vatandaşları? Önemli değil.
Hiç endişe etmeyin; o Amerika'ya gönderdikleri dolarları son sentine kadar Türkiye'ye
getireceğim.