Semih Durmuş: İllegal karara rıza göstermek kaosa kapı aralamaktır
Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, 4 Genel Yönetim Kurulu üyesinin gizlice yaptıkları toplantıyla Genel Kurul'un Ocak ayında yapılması yönünde aldıkları 'sözde kararın', kanuna, tüzüğe ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu söyledi.

Konuyla ilgili olarak Şube Başkanlarına bir açıklama gönderen Durmuş, Karar
Defterine yazılan kararın "yok" hükmünde olduğunu belirterek, "Yapılan
çok açık bir şekilde delegelerimizin ve üyelerimizin iradesine yönelik darbe
girişimidir. Bu kirli girişime rıza göstererek boyun eğmemiz ve de sessiz kalmamız
mümkün değildir" ifadelerine yer verdi.
Durmuş, 4 Genel Merkez Yöneticisinin imzaladığı kararı "sözde karar"
olarak nitelendirerek "imzaladıkları sözde karar, tüzüğe, kanuna ve hukuka
aykırıdır. Karar Defterindeki bu illegal işlem, hukuken de ahlaken de yok hükmündedir"
tepkisini gösterdi.
"İllegal girişime" rıza göstermeyeceklerini belirten Durmuş, "rıza
gösterip, yol verecek olursak, gerek sendikamızın geleceği gerekse şubelerimizin
huzur ve işleyişi tehlikeye düşmüş olacaktır" görüşüne yer verdi.
Gerek genel merkezde gerekse şubelerde 4 imzayla karar almaya kapı aralanmak
istenmesini "kaos" ve "kirli oyun" ve basiretsizlik olarak
nitelendiren Durmuş, şu görüşlere yer verdi: "İster Genel Merkezimizde
isterse şubelerimizde gizli veya açık bir araya gelecek 4 yönetici, Karar Defterinde
alıp imzalayacakları sözde kararlarla, başkanları devirmekten şubeleri bölmeye
kadar her türlü iş ve işleme yol açabileceklerdir. Açıkçası bu kapının aralanması,
sendikamızın bütünlüğü açısından kaostur, bitmek bilmeyen kirli oyunlardır,
sendikanın bünyesine yıkıcı virüs enjekte etmektir."
7. Olağan Genel Kurulun kendileri açısından 1 ay önce veya iki ay sonra yapılmasının
çok da önemli olmadığını vurgulayan Durmuş, "Biz delegelerimizin iradesine
sahip çıkarak, darbe girişimiyle sendikamızda aralanmak istenen hukuksuzluğa
ve bunun yol açacağı tehlikeler karşı çıkıyoruz" dedi.
"Benim Başkanlığımda Toplantı Olmadı"
Genel Başkan Semih Durmuş, Şube Başkanlarına gönderdiği metinde şu ifadelere
yer verdi:
"Sendikamızın 4 Genel Merkez yöneticisi, Karar Defterine şu şekilde bir
metin yazarak, imzalamışlardır.
15.11.2022 tarihli sözde karar metni aynen şöyledir; 'Genel Yönetim Kurulumuz
Semih Durmuş Başkanlığında toplanarak, Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikamız
Sağlık-Sen'in 7. Olağan Genel Kurulu'nun 14 Ocak 2023 tarihinde yapılmasına,
çoğunluk sağlanamaması halinde 21 Ocak 2023 tarihinde yapılmasına karar verilmiştir.'
Öncelikle belirtmek isterim ki Genel Yönetim Kurulumuz, benim başkanlığımda,
böyle bir gündem maddesiyle her hangi bir tarihte toplanmamıştır.
15.11.2022 tarihinde, şahsımın Başkanlığında toplanan Genel Yönetim Kurulu toplantısında,
çok farklı dört ayrı gündem maddesi görüşülerek oybirliği ile imzalanmıştır.
Gerçek bu iken, bahse konu 4 Genel Merkez yöneticimiz, Karar Defterine, Genel
Yönetim Kurulumuzun, 15.11.2022 tarihinde, şahsımın başkanlığında '7. Olağan
Genel Kurul' gündemiyle toplandığını ve 7. Olağan Genel Kurulumuzun Ocak 2023'te
yapılmasına karar verildiğini yazmışlar ve imzalamışlardır.
"Olmayan Bir Toplantı Olmuş Gibi Göstermek Suçtur"
Karar Defterine, olmayan bir toplantıyı olmuş gibi gösterip, sözde karar yazmak
ve imzalamak, sendikamızın tüzüğü açısından da genel yasal mevzuat açısından
da suçtur. Bu suçu, şahısların resmi unvanı ya da pozisyonu meşru kılmadığı
gibi hafifletmez de.
Yapılan çok açık bir şekilde delegelerimizin ve üyelerimizin iradesine yönelik
darbe girişimidir. Bu kirli girişime rıza göstererek boyun eğmemiz ve de sessiz
kalmamız mümkün değildir.
Günü ve saati geldiğinde, delegelerimizin hür iradesiyle hayat bulacak er meydanına
çıkmak dururken, kapalı kapılar ardında tezgahlanan girişimden medet ummaya
kalkmak, asla hayra yorulmayacak niyetleri de ortaya koymaktadır.
Yargıtay: Olağan Genel Kurul, Süresinden Önce Yapılamaz
30 yıla merdiven dayayan sendikal tarihimizde, böyle bir yola asla başvurulmamıştır.
Vurulması da mümkün olamazdı çünkü sendikal mevzuatımız bu tür karanlık girişimlere
fırsat vermeyecek kadar açıktır.
Şöyle ki;
4688 sayılı kanunun 10/2 maddesine göre, olağan genel kurul toplantılarının
4 yılı aşmamak üzere tüzüklerde belirlenen sürelerde yapılması öngörülmektedir.
Tüzüğümüzün 15/1 maddesi de sendikamızın olağan genel kurul toplantılarının
4 yılda bir yapılmasını öngörmektedir.
Tüzüğümüzün 18/5 maddesine göre ise talep tarihi itibarıyla, olağan genel kurul
toplantı tarihine 6 aydan az bir süre kalması halinde olağanüstü genel kurula
gidilememektedir.
Bunlara ilaveten Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin de 'Olağan Genel Kurul, süresinden
önce yapılamaz' şeklinde kararı bulunmaktadır. (14/03/2006 tarih ve 2006/6786
E. - 2006/6621 K. Sayılı kararı).
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin bir başka kararında da '.iki olağan genel kurul
tarihleri arasında yapılan her genel kurul toplantısı olağanüstü genel kurul
olarak kabul edilmektedir' denilmektedir. (07/03/2006 tarih ve 2006/5854 E.
- 2006/5736 K. Sayılı karar).
"Günü ve Saati Geldiğinde Genel Kurul Yapılacaktır"
Bu mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere olağan genel kurulumuzu yasal
süresinde yapmak mecburiyetindeyiz ve bu süre, darbe girişimcilerinin dayatmaya
çalıştığı tarih değildir. Bu nedenle 6. Olağan Genel Kurul delegelerinin hür
iradeleriyle, 4 yıllık süre için seçilen Genel Merkez Yönetimimiz, görev süresini
tamamlayacaktır. Günü ve saati geldiğinde de usulüne uygun bir şekilde 7. Olağan
Genel Kurulu'nu yapacaktır.
Tüm bunların yanı sıra 4 Genel Merkez Yöneticisinin, bir araya gelerek Genel
Yönetim Kurulu kararı alması da tüzüğümüze göre mümkün değildir. Çünkü Genel
Yönetim Kurulu, tüzüğümüzün 21. maddesine göre, Genel Yönetim Kurulu üyelerinin
salt çoğunluğunun katılımıyla olağan toplanır.
"7 Kişi İçin Salt Çoğunluk 5, Oy Çokluğu ise 4'tür"
Tüzüğümüzde iki tür toplantı ve karar yeter sayısı belirlenmiştir; salt çoğunluk
ve oy çokluğu. Salt çoğunluk, uygulamaya ve yerleşmiş içtihatlara göre yarıdan
bir fazlası olarak nitelikli çoğunluktur. Oy çokluğunda ise nitelikli çoğunluk
aranmaz. Toplantılarda toplantı yeter sayısı dikkate alınmak kaydı ile en çok
oy alınmasını ifade eder. Genel Yönetim Kurulumuz 7 üyeden oluştuğuna göre 7
kişi için salt çoğunluk 5, oy çokluğu ise 4'tür.
Bu ifadelerden de anlaşılacağı üzere tüzüğümüz ayrı durumlarda farklı toplantı
ve karar sayıları belirlemiştir. Aksi takdirde, tüzüğümüzde salt çoğunluk veya
oy çokluğu ifadelerinin ayrı ayrı düzenlenmiş olmasının anlamı olmayacaktı.
15.11.2022 tarihinde, 4 gündem maddesini görüşmek üzere bizzat şahsımın başkanlık
ettiği Genel Yönetim Kurulumuz, ben dahil 6 üyenin katılımıyla gerçekleşmiş
ve bahse konu 4 karar, 6 üyenin imzasıyla imzalanmıştır.
4 yöneticimiz, bu toplantının haricinde kendi aralarında gizlice yaptıkları
toplantıda ise Karar Defterine, 7. Olağan Genel Kurulun Ocak 2023'te yapılacağına
dair sözde kararı yazarak imzalamışlardır. Üstelik bu toplantıya benim başkanlık
ettiğim iftirasını atmaktan da geri durmamışlardır.
"Tüzük Gereği Salt Çoğunluk 5 Kişi, 4 Üyeyle Toplanılamaz"
Tüzüğümüzün 21. maddesine göre Yönetim Kurulu toplantılarında kararlar, toplantıya
katılan üyelerin salt çoğunluğunun imza atmasıyla alınabiliyor. Buna rağmen
darbe girişiminin tezgahlandığı gizli toplantıdaki sözde karara 4 üye imza atmış.
Oysa tüzük gereği salt çoğunluk 5 kişi. Mevzuat böyle öngördüğü için de 4 üyenin
katılımıyla Genel Yönetim Kurulu toplantısı yapılamaz, karar alınamaz.
"Karar Defterindeki İllegal İşlem Hukuken de Ahlaken de Yok Hükmündedir"
Tüm bu nedenlerle, 4 Genel Merkez yöneticimizin, 7. Olağan Genel Kurul tarihine
yönelik olarak Karar Defterine yazarak imzaladıkları metin; tüzüğe, kanuna ve
hukuka aykırıdır. Karar Defterindeki bu illegal işlem, hukuken de ahlaken de
yok hükmündedir.
Başka türlü de olamaz çünkü bu illegal girişime bugün rıza gösterip, yol verecek
olursak, gerek sendikamızın geleceği gerekse şubelerimizin huzur ve işleyişi
tehlikeye düşmüş olacaktır.
Şöyle ki ister Genel Merkezimizde isterse şubelerimizde olsun, kendi aralarında
gizli veya açık bir araya gelecek 4 yönetici, Karar Defterinde alıp imzalayacakları
sözde kararlarla, başkanları devirmekten şubeleri bölmeye kadar her türlü iş
ve işleme yol açabileceklerdir. Açıkçası bu kapının aralanması, sendikamızın
bütünlüğü açısından kaostur, bitmek bilmeyen kirli oyunlardır.
"Biz Delegelerimizin İradesine Sahip Çıkıyoruz"
Bizim açımızdan normal şartlarda, 7. Olağan Genel Kurulun 1 ay önce veya iki
ay sonra yapılacak olmasının hiçbir önemi bulunmuyor. Biz delegelerimizin iradesine
sahip çıkarak, darbe girişimiyle sendikamızda aralanmak istenen hukuksuzluğa
ve bunun yol açacağı tehlikeler karşı çıkıyoruz.
Üzüntü duyduğum bir noktada yapılan muamelenin çirkinliğidir. Yıllarca yüz yüze
baktığımız 4 arkadaşımız kendi aralarında Genel Kurul tarihiyle ilgili bir karar
alıyorlar ve bunu bana yani Genel Başkana, bir çalışan aracılığıyla imza için
gönderiyorlar. Bu olacak bir iş değildir. Şahsi olarak da temsil ettiğim makamın
gereği olarak da bu muameleyi kabul etmem mümkün olamaz.
"Sözde Karar Sendikal Bilgi ve Vizyonlarını Ortaya Koyuyor"
Diğer bir husus da aldıkları sözde kararın içerik olarak da bir şeye benzememesidir.
Karar Defterine yazmış oldukları sözde kararda tarihin dışında hiçbir şey bulunmuyor.
Genel Kurul kararı böyle mi yazılır! Ne gündem yazmışlar, ne Genel Kurul'un
yapılacağı yeri yazmışlar. Açıkçası yazmış oldukları sözde karar sendikal bilgi
ve vizyonlarını da ortaya koymaktadır.
Çok değerli Başkanım; mensubu olduğumuz onur ve gurur duyduğumuz Sağlık-Sen,
hiçbir kimsenin veya hiçbir odağın kirli oyunlarıyla dizginlenemeyecek ölçüde
hür irade ve kudrete sahiptir. Böyle olmaya da devam edecektir.
"Sinsi Tezgah Peşinde Olanlara Hep Birlikte 'Dur' Diyelim"
Genel Başkan olarak bana düşen, bu iradeye sahip çıkmak ve kudretli teşkilatımızdan
aldığım güç ve yetkiyle, tezgah peşinde olanlara karşı dimdik ayakta durmaktır.
'Erdemi pazara kadar değil, mezara kadar' götürecek dava arkadaşlarımı, çok
daha güçlü bir şekilde birlikte yol yürümeye, sinsi tezgah peşinde olanlara
karşı 'dur' demeye davet ediyorum"