Danıştay 12. Dairesine göre, , davacının eylemlerinin niteliği tespit edilmek suretiyle istenen savunma sonrasında eylemin bir başka alt bendi ihlal ettiği değerlendirildiği taktirde, davacının üzerine atılı fiillerin hukuki nitelendirmesini bilerek bu hükme göre yeni ve farklı argümanlarla kendisini savunabileceğinden, ilgiliden bu kapsamda yeniden savunma istenmesi gerektiğin, belirtmiştir.
Kamu görevlisinin hakkındaki iddiaların, eylem veya eylemlerinin, kişi, yer ve zaman gibi hususlara da yer verilerek belirtilmesi gerekir
Disiplin suçu teşkil eden fiillerle ilgili olarak yürütülecek disiplin soruşturmalarının belli usul kuralları çerçevesinde yapılması zorunludur. İsnat olunan olayla ilgili olarak soruşturma emri verilmesi, bağımsız, üst veya denk görevde olan bir soruşturmacı atanması, olayla ilgili tanık ve soruşturulanın ifadelerinin alınması, ifade alınmadan kişiye haklarının ve soruşturma konusunun bildirilmesi, isnat olunan fiille ilgili lehe ve aleyhe başkaca delillerin araştırılması, soruşturma sonucunda bir rapor hazırlanması ve bu raporda, olayın değerlendirilerek soruşturmacının kanaat ve teklifinin belirtilmesi, raporun ilgili makama sunulması, soruşturmayı yapan kişi ile soruşturmada elde edilen delilleri değerlendirecek kişi veya kurulların ayrı olması, ayrıca yasal süre içerisinde isnat olunan fiiller bildirilerek ilgili kamu görevlisinin savunmasının alınması ve savunmasının istenilmesine ilişkin yazının, ilgilinin koruma altına alınan savunma hakkını kullanmasını mümkün kılabilecek nitelikte olması gerektiği, bir başka ifadeyle, ilgili kamu görevlisinin hakkındaki iddiaların, eylem veya eylemlerinin, kişi, yer ve zaman gibi hususlara da yer verilerek belirtilmesi gerektiği, bu iddiaların dayandığı delillerin ve iddianın dayandığı maddi olay ve olguların hukuki nitelendirmesinin (eylem veya eylemlerin hangi cezayı gerektirdiğine yer verilmese bile, hukuk aleminde öngörülen hangi fiil veya hal olarak nitelendirildiğinin) belirtilmesi gerektiği disiplin hukukunun temel ilkelerinden olduğu gibi hukuki güvenliğinde bir gereğidir.
Soruşturma sırasında yeni bir fiil tespit edilirse ayrıca memur haberdar edilip savunması alınmalıdır
Davacının eylemlerinin niteliği tespit edilmek suretiyle istenen savunma sonrasında eylemin bir başka alt bendi ihlal ettiği değerlendirildiği taktirde, davacının üzerine atılı fiillerin hukuki nitelendirmesini bilerek bu hükme göre yeni ve farklı argümanlarla kendisini savunabileceğinden, ilgiliden bu kapsamda yeniden savunma istenmesi gerektiği, aksi taktirde Anayasa ve Kanun'la güvence altına alınan savunma hakkının etkin kullanılamaması sonucunu doğuracağı anlaşıldığından, disiplin kurulunca yapılan değerlendirme sonucunda davacının eyleminin, savunma istem yazısından farklı bir alt bendi ihlal ettiği belirtilerek yeniden savunma hakkı verilmesi gerekirken, bu hususa uyulmadan tesis edilen disiplin cezasına konu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.
T.C.
DANIŞTAY
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2021/1830
Karar No: 2022/5655
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : .
VEKİLİ: Av..
KARŞI TARAF (DAVALI) : . Bakanlığı
VEKİLİ: Av. .
İSTEMİN KONUSU:
. İdare Mahkemesinin. tarih ve E:., K:. sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:
. İcra Müdürlüğünde görev yapan davacının, . İcra Müdür Yardımcısı olarak görev yaptığı dönemdeki fiilleri nedeniyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (ı) alt bendi uyarınca iki yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün. tarih ve. sayılı işlemi ile bildirilen Adalet Bakanlığı Disiplin Kurulunun. tarih ve. sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
. İdare Mahkemesince verilen. tarih ve E:., K:. sayılı kararda; davacının tahsil harcını almamasının, soruşturma raporunda 2004 yılından itibaren yeniden ve Yargıtay içtihatlarına dayalı olarak hatalı olduğunun belirtildiği, davacı tarafından 2011 yılına ait teftiş raporunda farklı bir öneriye yer verildiğinin belirtilmesi ve açık bir şekilde davacıya bu yönde verilmiş bir talimat olmaması nedeniyle kasıtlı olarak verilen emir ve görevleri yapmama olarak değerlendirilemeyeceği, bununla birlikte davacıya isnat edilen birden fazla alacaklısı olan taşınmaz üzerindeki haczi, sadece alacaklı H.K. ve H.Ç.'nin talebi üzerine kaldırdığı, bunun üzerine müşteki B.Ç. dışındaki alacaklıların söz konusu taşınmazın mülkiyetini kendi üzerilerine tescil ettirdikleri, dolayısıyla müşteki dışındaki alacaklılar yararına hareket ettiği eyleminin sübut bulduğu anlaşıldığından, davacının bu eylemine uygun olarak 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (ı) alt bendi uyarınca iki yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Muhakkik raporları ve hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar da dikkate alındığında, olayda herhangi bir kasti hareketinin olmadığı, disiplin cezası ile eylem arasında bir denge bulunması gerektiği, atfedilen eylemler ile hiç kimseye menfaat sağlanmadığı, kendisinin tarafları tanımadığı, sadece bir anlık dalgınlık ve dikkatsizlik sonucu yapılmış bir eylem olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
İdare Mahkemesi kararının hukuk ve usule uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:
Temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, ikinci kez istenilen yürütmenin durdurulması isteminin incelenmeksizin reddine karar verilerek işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
. İcra Müdürlüğünde görev yapan davacı hakkında, . İcra Müdür Yardımcısı olarak
görev yaptığı dönemde, . İcra Müdürlüğünün E:. ve E:. sayılı dosyalarında bilerek
usul ve yasaya aykırı biçimde haciz fekki kararı verdiği ve tahsil harcı almadığından
bahisle muhakkik tayin edilerek davacı hakkında disiplin soruşturması başlatılmış;
muhakkik tarafından yürütülen soruşturma sonunda, davacının haciz fekki işlemini
kasıtlı olarak yapmadığı, bir anlık dalgınlığı sonucu yapmış olabileceği belirtilerek
ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği düşüncelerini içeren
20/12/2013 ve 06/02/2013 tarihli raporlar düzenlenmiştir.
Bu rapor üzerine disiplin amirliğince 03/04/2014 tarihli disiplin soruşturma
fezlekesi hazırlanmış, davacının eyleminin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun
125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (n) alt bendinde belirtilen
"Verilen görev ve emirleri kasten yapmamak" mahiyetinde olduğundan
bahisle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına karar
verilebileceği belirtilerek dosya Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğüne
sunulmuş; davacı hakkında başlatılan disiplin soruşturması üzerine Adalet Bakanlığı
Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün. tarih ve. sayılı yazısına istinaden disiplin
amirliğinin. tarih ve . sayılı yazısı ile davacıya isnat edilen eylemler belirtildikten
sonra, bu eylemlerin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin
birinci fıkrasının (D) bendinin (n) alt bendi kapsamında olduğu belirtilerek
aynı Kanun'un 130. maddesi uyarınca tebliğden itibaren 7 gün içinde yazılı savunmasını
sunması istenmiştir.
Adalet Bakanlığı Disiplin Kurulunca yapılan değerlendirme sonunda davacının
eyleminin 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin
(ı) alt bendi kapsamında olduğundan bahisle iki yıl süreyle kademe ilerlemesinin
durdurulmasına ilişkin 07/08/2014 tarihli dava konusu işlem tesis edilmiştir.
Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 36. maddesinde, "Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" hükmüne; 129. maddesinin ikinci fıkrasında ise, "Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez." hükmüne yer verilmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (n) alt bendinde, "Verilen emir ve görevleri kasten yapmamak" fiili, (ı) alt bendinde ise, "Görevin yerine getirilmesinde dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrımı yapmak, kişilerin yarar veya zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak" fiili, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası gerektiren fiiller arasında sayılmıştır.
Aynı Kanun'un "Savunma hakkı" başlıklı 130. maddesinde, "Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez. Soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun 7 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını yapmayan memur, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır." hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa ve 657 sayılı Kanun'un yukarıda belirtilen maddelerinin birlikte değerlendirilmesinden; Devlet memurunun veya diğer kamu görevlilerinin disiplin cezası ile cezalandırılabilmesi için, söz konusu disiplin cezalarını vermeye yetkili merciiler tarafından, ilgili kamu görevlisinin hakkındaki iddiaları, bu iddiaların dayandığı delilleri, üzerine atılı fiillerin hukuki nitelendirmesini ve önerilen disiplin cezasını öğrenmesi sağlanarak, savunma yapmasına imkan tanınmasının zorunlu olduğu anlaşılmaktadır.
Disiplin suçu teşkil eden fiillerle ilgili olarak yürütülecek disiplin soruşturmalarının belli usul kuralları çerçevesinde yapılması zorunludur. İsnat olunan olayla ilgili olarak soruşturma emri verilmesi, bağımsız, üst veya denk görevde olan bir soruşturmacı atanması, olayla ilgili tanık ve soruşturulanın ifadelerinin alınması, ifade alınmadan kişiye haklarının ve soruşturma konusunun bildirilmesi, isnat olunan fiille ilgili lehe ve aleyhe başkaca delillerin araştırılması, soruşturma sonucunda bir rapor hazırlanması ve bu raporda, olayın değerlendirilerek soruşturmacının kanaat ve teklifinin belirtilmesi, raporun ilgili makama sunulması, soruşturmayı yapan kişi ile soruşturmada elde edilen delilleri değerlendirecek kişi veya kurulların ayrı olması, ayrıca yasal süre içerisinde isnat olunan fiiller bildirilerek ilgili kamu görevlisinin savunmasının alınması ve savunmasının istenilmesine ilişkin yazının, ilgilinin koruma altına alınan savunma hakkını kullanmasını mümkün kılabilecek nitelikte olması gerektiği, bir başka ifadeyle, ilgili kamu görevlisinin hakkındaki iddiaların, eylem veya eylemlerinin, kişi, yer ve zaman gibi hususlara da yer verilerek belirtilmesi gerektiği, bu iddiaların dayandığı delillerin ve iddianın dayandığı maddi olay ve olguların hukuki nitelendirmesinin (eylem veya eylemlerin hangi cezayı gerektirdiğine yer verilmese bile, hukuk aleminde öngörülen hangi fiil veya hal olarak nitelendirildiğinin) belirtilmesi gerektiği disiplin hukukunun temel ilkelerinden olduğu gibi hukuki güvenliğinde bir gereğidir.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacı hakkında yürütülen soruşturma kapsamında Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün. tarih ve. sayılı yazısına istinaden disiplin amirliğinin. tarih ve. sayılı yazısı ile davacıya isnat edilen eylemler belirtildikten sonra, bu eylemlerin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (n) alt bendi kapsamında "Verilen emir ve görevleri kasten yapmamak" niteliğinde olduğu belirtilerek aynı Kanun'un 130. maddesi uyarınca tebliğden itibaren 7 gün içinde yazılı savunmasını sunmasının istenildiği, disiplin kurulunca yapılan değerlendirme sonunda ise, davacının eylemlerinin aynı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (ı) alt bendinde belirtilen "Görevin yerine getirilmesinde dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrımı yapmak, kişilerin yarar veya zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak" kapsamında olduğu belirtilerek bu madde kapsamında yeni bir savunma alınmaksızın dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen her iki alt bentteki eylemlerin karşılığı kademe ilerlemesinin
durdurulması cezasının verilmesini gerektirmekle birlikte, davacının eylemlerinin
niteliği tespit edilmek suretiyle istenen savunma sonrasında eylemin bir başka
alt bendi ihlal ettiği değerlendirildiği taktirde, davacının üzerine atılı fiillerin
hukuki nitelendirmesini bilerek bu hükme göre yeni ve farklı argümanlarla kendisini
savunabileceğinden, ilgiliden bu kapsamda yeniden savunma istenmesi gerektiği,
aksi taktirde Anayasa ve Kanun'la güvence altına alınan savunma hakkının etkin
kullanılamaması sonucunu doğuracağı anlaşıldığından, disiplin kurulunca yapılan
değerlendirme sonucunda davacının eyleminin, savunma istem yazısından farklı
bir alt bendi ihlal ettiği belirtilerek yeniden savunma hakkı verilmesi gerekirken,
bu hususa uyulmadan tesis edilen disiplin cezasına konu işlemde hukuka uygunluk
görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet
bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu. İdare Mahkemesinin. tarih ve E:., K:. sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan .-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi halinde davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen)
54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün
içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 21/11/2022 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.