MAZLUMDER: 'İşgalci İsrail her zeminde yargılanmalıdır'

Hamas - İsrail çatışmalarında 8. gününe girerken MAZLUMDER Genel Yönetim Kurulu bugünkü toplantısında yaşanan duruma ilişkin, MAZLUMDER olarak; Filistin halkının gasp edilen meşru hak taleplerinin yanında olduğumuzu ifade ederiz. Türkiye Cumhuriyeti'ni bölge ülkelerini, İslam İşbirliği Teşkilatını ve BM'yi soruna kayıtsız kalmayıp, öncelikle ateşkesi sağlayıp sonrasında kalıcı çözümler için adım atmaya davet ediyoruz" dedi.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 14 Ekim 2023 19:34, Son Güncelleme : 14 Ekim 2023 19:40
MAZLUMDER: 'İşgalci İsrail her zeminde yargılanmalıdır'

Hamas - İsrail çatışmalarında 8. gününde. İsrail, Gazze'de saldırılarına devam ederken çatışmaların bölge ülkelerine sıçrama riski artıyor. Lübnan'da Hizbullah, Suriye'de İran destekli gruplar kara saldırısı olması durumunda çatışmalara müdahil olabilir.

MAZLUMDER Genel Yönetim Kurulu bugünkü toplantısında yaşanan duruma ilişkin, MAZLUMDER olarak; Filistin halkının gasp edilen meşru hak taleplerinin yanında olduğumuzu ifade ederiz. Türkiye Cumhuriyeti'ni bölge ülkelerini, İslam İşbirliği Teşkilatını ve BM'yi soruna kayıtsız kalmayıp, öncelikle ateşkesi sağlayıp sonrasında kalıcı çözümler için adım atmaya davet ediyoruz" dedi.

Uluslararası Ceza Mahkemesini Gazze'de işlenen soykırım ve savaş suçları ile alakalı soruşturma başlatmaya davet ettiklerini ifade eden MAZLUMDER; "Türkiye Cumhuriyeti yargı mercilerini onursuz bir anlaşma ile düşürülmeye çalışılan Mavi Marmara Davasını canlandırarak, işgalci İsrail'in halen suç işleyen askeri görevlilerini tekrar yargılamaya davet ediyoruz."

Konuya ilişkin yapılan basın açıklamasının tamamı şu şekilde:

İşgalci israil, kurulduğu 1948 tarihinden beri Filistin'de baskı, işgal, işkence, tecrit, ölüm ve soykırımla anılmaktadır. BM kararları ve uluslararası hukuk kurallarına göre israil halihazıda elinde tuttuğu toprakların %90inda işgalcidir. Bu işgal süreci dönem dönem gerçeklesen katliam ve yeni yerleşim alanlarının ihdast ile devam ettirilmektedir. Deir-Yasin Köyü, Sabra ve Şatilla, El Halil, Cenin gibi onlarca soykırım nitelikli katliam gerçekleşmiştir BM Güvenlik Konseyinin 242 ve 338 saylı yaptırim kararlatını ve hukuk ihlalleri sebebiyle alınan 60'ı aşan Güvenlik Konseyi yaptırım kararını ABD yönetimleri veto etmiştir.

Halihazırda Filistinliler kendi topraklarında mülteci pozisyonuna düşerek kamplarda yaşamak zorunda biraklmış ya da farklı ülkelerde yaşamak zorunda birakilmıştı. Başta Mescidi Aksa olmak üzere kutsal mekanlara yönelik provokatif operasyonlar yapılmış, Gazze Şeridinde Içme Suyu, Elektrik, Yakıt kullanımları keyfi uyg ulamalarla engellenmi, denizde hukuksuz avlanma sinırları getirilerek denizlerini kullanma imkanlanı kısıtlanmış, Filistinliler denizde avlanamaz hale getirilmiş, kontrol noktaları ile açık hava hapishanesine çevrilmiştir. Her üç Filistinliden birisi gözaltı, tutuklanma ve hapsedilme gibi bir acıyı yaşamış, hapisteki Filistinliler için işkence sistematik bir hal almıştıt. Insanlar içecek suya, en basit ilaçlara dahi ulaşamaz hale gelmiştir.

İşgalci rejim bütün bu suçlar yanında Gazze' yi iki yilda bir topyekün bombalamış, sürdürdüğü ambargo ile temel ihtiyaçlar yanında ilaç, benzin, yiyecek ve içme suyunun içeri alınmasını yasaklamıştır. Yaşanan abluka ve ambargo neticesinde Gazzeliler vatan larinı terke zorlanmıs ve 6 milyon Filistinli mülteci haline gelmiştir. lsrail yönetiminin ve silahli grupları tarafindan Filistin halkına yönelik gerçekleştirilen zulümler cezasız kalmıştır.Devam eden surecte isgalci israil, Dördüncü Cenevre Sözleşmesinin "işgalci güç, işgal ettiği bölgeye kendi sivil nüfusunun bir bölümünü göndermeyecek ya da transfer etmeyecektir." şeklindeki 49. maddesine rağmen kademe kademe bölgeyi yeni yerleşimlere açmış ve buraları paramiliter nitelikli silahlı yerlesimcilerle doldurmuştur.

Bütün bu yaşananlar karşısında İslam dünyası, uluslararası toplum ve uluslararası mekanizmalar sessiz kalmış, işgalciye dur denilememiştir. Dünya 7 Ekim 2023 sabahı yeni bir güne uyanmiştır. Nefessiz birakılan, yavaş, sessiz ve uzun soluklu bir ölüme zorlanan Gazze halkı, esarete son vermek ve yaşanan soykırımı dünyaya duyurmak amaciyla neticelerini göze olarak Aksa Tufanı harekatını başlattı...Bu harekat sonrasinda lşgalci Israil beklenen şekilde orantisız, hedef gözetmeyen, vahşi bir saldrı başlatmıştır. Sivil yerleşim alanlarına, okullara, camilere, hastanelere ve ambulanslara yönelik yoğun bir bombardıman gerçekleştirilmiş, soykırım daha da derinleştirilmiştir.

MAZLUMDER olarak
Filistin halkinin gasp edilen meşru hak taleplerinin yanında olduğumuzu ifade ederiz.
Türkiye Cumhuriyeti ni, bölge ülkelerini, Ilslam Işbirliği Teşkilatını ve BM'yi soruna kayıtsız kalmayıp, ön celikle ateşkesi sağlayip sonrasında kalıcı çözümler için adım atmaya davet ediyoruz.
Uluslararası Ceza Mahkemesini Gazze'de işlenen soykırım ve savaş suçları ile alakalı soruşturma başlatmaya davet ediyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti yargi mercilerini onursuz bir anlaşma ile düşürülmeye çalşilan Mavi Marmara Davasıni canlandirarak, isgalci lsrail'in halen suç isleyen askeri görevlilerini tekrar yargılamaya davet ediyoruz

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber