'Depremle mücadelenin tek yolu, kentsel dönüşümdür'
AK Parti İstanbul Milletvekili Murat Kurum, "Depremle mücadelenin tek yolu, kentsel dönüşümdür. Türkiye Yüzyılında İstanbul daha güvenli ve daha yaşanılabilir bir şehir olacaktır." ifadelerini kullandı.
 
			AK Parti İstanbul Milletvekili, TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Murat Kurum, 6 şubat depreminde büyük hasar görmüş şehirlerimizin yeniden tasarım süreçlerine destek olan GYODER'in düzenlediği ve tasarım süreçlerini anlatan "Umut Çizgisi" adlı belgeselin ilk gösteriminin yapıldığı 18. GYODER Gayrimenkul Zirvesi'ne katıldı. Burada konuşan Murat Kurum, 6 Şubat depreminin ardından başlayan dönüşüm sürecini anlattı, kentsel dönüşümün depremle mücadelenin tek yolu olduğunu belirtti. Kurum Gazze'de yaşananlara da değindi, Aklımız, fikrimiz, kalbimiz Filistin'li kardeşlerimizle. Cumartesi günü hep birlikte "Dünya Beşten Büyüktür" diyeceğiz." sözleriyle tüm İstanbullulara Cumartesi günü yapılacak Büyük Filistin Mitingi'ne katılım çağrısı yaptı.
Murat Kurum, zirvede yaptığı konuşmada "6 Şubat tarihinde ülkemizde görülmüş 
  felaketlerin en büyüğünü, imtihanların en ağırını, acıların en derinini hep 
  birlikte yaşadık. Aynı gün içinde iki büyük depremle sarsıldık. 11 ilimiz büyük 
  bir yıkıma uğradı. Ne yazık ki 11 ilimizin de; sesi feryada, sözü ağıda, filizi 
  toprağa dönüştü. Dünyada daha önce eşi benzeri yaşanmamış Asrın Felaketinde 
  binlerce canımızı yitirdik. On binlerce insanımız anasız, babasız, evlatsız 
  kaldı. Bu büyük felaketin üzerinden yaklaşık 8 ay geçmesine rağmen acımız hala 
  dinmedi. Allah kaybettiğimiz her bir canımıza rahmet etsin. Geride kalanların 
  sabrını artırsın. Bu vesileyle bir kez daha milletimize baş sağlığı diliyorum. 
  Allah, ülkemizi her türlü felaketlerden korusun." ifadelerini kullandı.
  "Türkiye'nin En Büyük Konut Seferberliğini, En Büyük Afet Dönüşüm Sürecini 
  Başlattık"
  Depremin ardından yürütülen dönüşüm sürecini anlatan Kurum, "Sayın Cumhurbaşkanımızın 
  liderliğinde depremin ilk anından itibaren, bu ağır ve zor günlerde millet olarak 
  bir ve beraber olmanın, tek bileğe ve tek yüreğe dönüşmenin, yediden yetmişe 
  büyük bir felaketin karşısında kenetlenmenin sınavını verdik. İnsanımızı bir 
  an olsun yalnız bırakmadık, çaresizliğe terk etmedik. Acıya sabırla, karanlığa 
  umutla merhem olduk. Kayıp bir saniyenin bile vebali olacağı inancıyla, enkaz 
  kaldırma çalışmalarına hızla başladık. Bir taraftan da kalıcı konutlar için 
  temeller attık. TOKİ'miz ve Emlak Konutumuzla birlikte Türkiye'nin en büyük 
  konut seferberliğini, en büyük afet dönüşüm sürecini başlattık." dedi. 
  
  Dönüşüm sürecinde GYODER'in desteğine değinen Kurum, "Bu sürece, bu büyük 
  dönüşüme ve deprem bölgesini yeniden ayağa kaldırma hamlesine hiç kuşkusuz en 
  büyük desteklerden birini de Mehmet Kalyoncu kardeşim başkanlığındaki Gyoder 
  ve Gyoder'in çatısı altında gönüllü olan onlarca şehir plancısı, mimar ve mühendis 
  kardeşlerimiz verdi. Her birinizin depremin ilk anından itibaren, evlerinizden, 
  ailelerinizden, sevdiklerinizden uzakta nasıl bir özveri ve gayretle çalıştığınıza 
  milletimiz şahit oldu. Hepinizden Allah razı olsun, her birinize ayrı ayrı teşekkür 
  ediyorum. Bölgenin yeniden inşa ve ihya sürecinde üstlendiğiniz bu tarihi sorumluk 
  milletimiz tarafından hiçbir zaman unutulmayacak ve depremzede kardeşlerimiz 
  her birinizi hayırla, duayla hatırlayacaktır." diye konuştu.
  "Felaketlerin Yaşandığı Andan İtibaren Hep İnsanımızın Yanında Olduk"
  Sayın Cumhurbaşkanımızın Türk siyasetine yeniden kazandırdığı tarihi bir söylemi 
  "Devlet, milletinin hizmetkarıdır." sözünü hatırlatan Kurum, "Devlet, 
  milletinin hizmetkarıdır." Biz de Sayın Cumhurbaşkanımızın bir yol arkadaşı 
  ve davasının bir neferi olarak gecemizi gündüzüme kattık, uzak yakın demeden, 
  soğuk sıcak düşünmeden tüm gücümüzü milletimizin huzuruna ve mutluluğuna adadık. 
  Çünkü, şairin de dediği gibi; "gülmek, bir halk gülüyorsa gülebilmektir." 
  Elazığ, Malatya, İzmir depremlerinden, Giresun ve Kastamonu sel felaketlerinden, 
  Büyük Manavgat Orman Yangınından sonra da evsiz kalan insanlarımızın yardımına 
  aynı inançla koştuk. Bu felaketlerin yaşandığı andan itibaren hep insanımızın 
  yanında olduk." dedi. 
  Deprem bölgesinde yaşadıklarını anlatan Kurum, "Buralarda hayatım boyunca 
  unutamayacağım acılara, enkaz başında umutla bekleyen annelerin çaresiz bakışlarına, 
  evlerini kaybeden insanlarımızın yıkılmışlıklarına şahit oldum. Giresun'da ömür 
  boyu didinip, bin bir zahmetle açtığı dükkanının yok oluşunu seyreden esnaf 
  kardeşlerimize, sele kapılan eşi için gözyaşı döken teyzelerimize şahit oldum. 
  İzmir depreminde bir ablamızla enkazdan gelecek bir ses için bekledik. Malatya'da 
  evi yıkılan yaşlı bir çifti konteyner kente yerleştirirken gözlerindeki hüzne 
  ama bir taraftan da devletimize ve Sayın Cumhurbaşkanımıza ettikleri hayır dualarına 
  şahit oldum. İnsanımızın sabrına, inancına, irfanına şahit oldum. Ama çok şükür 
  kara gün kararıp kalmıyor. Devletimizin merhametli eliyle kalplere dokunduk, 
  güçlü eliyle yaraları sardık, insanımızla birlikte ağladık ve hamd olsun yeniden 
  birlikte ayağa kalktık. Hiçbir afetzede kardeşimizi açıkta bırakmadık. Gözlerindeki 
  hüznün, bir an önce sevince dönmesi için çalıştık. Onun için dün devletimiz 
  nasıl ki buraları süratle ayağa kaldırdıysa inşallah 11 ilimizi de yeniden hayata 
  döndürecek, yeniden eski güzel günlerine kavuşturacaktır. İnşallah kasım ayının 
  başında da ilk kalıcı konutlarımızın teslimine başlanacak." dedi. 
"Kentsel Dönüşüm, Depremle Mücadelenin Tek Yolu"
  Depremle mücadelenin, şehirlerimizi felaketlere karşı dirençli hale getirmenin 
  tek yolunun kentsel dönüşüm olduğunu vurgulayan Kurum, "Sayın Cumhurbaşkanımızın 
  2012 yılında; "bedeli ne olursa olsun kentsel dönüşüm yapacağız." 
  dediği tarihten bu yana çok şükür 2 milyon 200 binden fazla konutun dönüşümü 
  tamamlandı. 81 ilimizin tamamında, tam 922 ilçede 400 binden fazla konutun yeniden 
  yapımı sürüyor." diye anlattı. 
  "Türkiye Yüzyılı'nda İstanbul Daha Yaşanılabilir Bir Şehir Olacak"
  Kurum, "Dünyanın kalbi, medeniyetimizin emaneti, ülkemizin gözbebeği İstanbul'umuz 
  ne yazık ki büyük bir deprem riskiyle karşı karşıya. İstanbul'un acil dönüşümü 
  ve afetlere karşı dirençli hale gelebilmesi için tarihi adımlar attık. Sadece 
  son beş yılda onlarca projeyi başlattık ve tamamladık, onlarcasını da hazırladık. 
  Bu düşüncelerle ben inanıyorum ki Türkiye Yüzyılında İstanbul daha güvenli ve 
  daha yaşanılabilir bir şehir olacaktır." dedi.
  "Büyük Filistin Mitinginde, Tek Ses, Tek Nefes "Dünya Beşten Büyüktür." 
  Diyeceğiz"
  Medeniyetimizin şehir ve insanı bir tuttuğunu belirterek Büyük Filistin Mitingi'ne 
  değinen Kurum, "Bizim medeniyetimiz şehir ve insanı bir tutmuş, birbirinden 
  ayırmamıştır. Bundan dolayı da sadece medeniyetimizin değil, dünya tarihinin 
  en eşsiz şehirleri, eserleri ortaya çıkmıştır. Bunun özünde de medeniyetimizin 
  insana duyduğu derin saygı vardır. Şehirleri de insanı sevdiği gibi sevmiş ve 
  sahiplenmişiz. Çünkü medeniyetimiz gittiği her şehri Kudüs, Mekke ve Medine 
  gibi görmüştür. Tabi burada Kudüs'ü anınca hepimizin yürekleri derinden sızladı. 
  Hepimizin aklı, kalbi Filistinli masum ve çaresiz kardeşlerimizde. Allah yardımcıları 
  olsun. Bir an önce katliamın, soykırımın son bulmasını diliyoruz. İnşallah önümüzdeki 
  cumartesi günü de Sayın Cumhurbaşkanımızın katılımlarıyla Büyük Filistin Mitinginde, 
  tarih boyunca mazlumların sesinin başkenti olan İstanbul'dan; tek ses, tek nefes 
  "dünya beşten büyüktür." diyeceğiz." ifadelerini kullandı.
  Kurum, "Medeniyetimiz her şehri Kudüs, Mekke ve Medine gibi görmüştür. 
  Kudüs; kutsal, Mekke; ev, Medine; şehir demektir. Yani medeniyetimiz şehirleri 
  kutsal bir ev olarak görmüştür. Çünkü şehir kutsal görülürse, ev gibi benimsenirse 
  ve öyle yönetilirse, o şehirde mutluluk hakim olur. Onun için, şehirlerimiz 
  binalarıyla, çarşılarıyla, meydanlarıyla, yollarıyla bu duyguya hizmet etmeli, 
  bu duyguyla inşaa edilmeli, bu inançla korunmalı ve dönüştürülmeli. İnşa ve 
  ihya süreçleri de birbirinden ayrı düşünülmemeli. Eskimiş yapılar yenilenirken, 
  yeni parklar, sokaklar, caddeler yapılırken, beraberinde şehrin tarihi dokusu 
  da ihya edilmeli. Bu bağlamda deprem bölgesindeki tarihi yapılara ve eserlere 
  büyük bir hassasiyetle yaklaştığınız için sizlere ayrıca teşekkür ediyorum." 
  dedi. 
  18.si düzenlenen GYODER Gayrimenkul Zirvesi'nin hayırlı olmasını dileyen Kurum, 
  deprem bölgesinin yeniden inşa ve ihya süreci için yapılan çalışmaların anlatıldığı 
  Umut Çizgisi Belgeselinin yapımında emeği geçenleri kutladı. 
  Kurum'un konuşmasının ardından Pazarcık merkezli Şubat depreminin ardından yürütülen 
  şehirlerin tasarım süreçlerini anlatan "Umut Çizgisi" belgeselinin 
  ilk gösterimi yapıldı. 
  Gösterim sonrasında konuşan GYODER Başkanı Mehmet Kalyoncu da Murat Kurum'a 
  destekleri ve bu süreçteki güveni için teşekkür etti. 
 
		
 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										