'Yargıda rüşvet' soruşturmasında rüşvetçiler değil şikayetçiler yargılanıyor!'

MAZLUMDER, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar tarafından 6 Ekim tarihinde Hakimler ve Savcılar Kurulu'na yazılan ve yargıdaki rüşvet ağını ortaya çıkaran mektup ve sonrası yaşananlar için sosyal medyadan açıklama yaptı.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 17 Kasım 2023 09:12, Son Güncelleme : 17 Kasım 2023 09:52
'Yargıda rüşvet' soruşturmasında rüşvetçiler değil şikayetçiler yargılanıyor!'

MAZLUMDER'in açıklaması şu şekilde:

RÜŞVET YARGIYI DA TOPLUMU DA ÇÜRÜTMEKTEDİR,
ŞİKAYETÇİLER DEĞİL RÜŞVETÇİLER YARGILANMALIDIR!

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar tarafından 6 Ekim tarihinde Hakimler ve Savcılar Kurulu'na yazılan ve yargıdaki rüşvet ağını ortaya çıkaran mektubun gerçekten temiz bir yargı inşası için bir adım olması gerektiğini düşünüyorduk. Ancak sonrasındaki yaşananlar ile bu düşüncemizin aksi yönde cereyan etmiştir. Aynı günlerde gazeteci Tolga Şardan MİT'in yargı raporu haberi sonrası gözaltına alınmış ve tutuklanmış; kamuoyu tepkilerinin ardından serbest bırakılmıştır.

Bu olaya ilişkin kamuoyu tepkisi henüz dinmeden GYK üyemiz ve Cezaevi Komisyonu Başkanımız Avukat Eyyup AKINCI hakkında yargının merkezde yer aldığı bu rüşvet tartışmalarına ilişkin atmış olduğu tweetlerden dolayı Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmıştır. Akıncı, önce rüşvet iddiaları ile ilgili tanık olarak çağrılmışsa da aynı günlerde Küçükçekmece Adliyesi web sitesinde yayımlanan basın açıklaması ile töhmet altında bırakılmış ve yürütüldüğü iddia edilen rüşvet soruşturmasının aslında rüşvet iddialarını kapatma operasyonu olduğu anlaşılmıştır.

Küçükçekmece Başsavcılığının açıklaması sonrasında savcılığı samimi bulmayan Akıncı, tanıklık yapmayı kabul etmediğini, mevcut ortamda tanıklık yaparsa müvekkillerinin zarar görmesinden endişe ettiğini ve bunun sır saklama yükümlülüğüne aykırı olduğunu ifade ederek tanıklık yapmayı kabul etmemiştir. Bunun üzerine Küçükçekmece Başsavcılığı Avukat Eyyup Akıncı'yı şüpheli olarak soruşturma dosyasına eklemiş ve hiçbir davette bulunmadan yakalama kararı çıkarttırmıştır. Yargı pratiğinde örneği görülmemiş bu hız, Başsavcılığın paniğini göstermesi açısından ayrıca not edilmelidir.

Herhangi bir olumsuzluğa mahal vermemek adına, çok sayıda avukatın desteği ve kendi iradesi ile Küçükçekmece Adliyesine giden Av. Eyyup Akıncı savcılıktaki beyanlarının ardından kendisinin ve avukatlarının usuli itirazlarının hiçbirisi dikkate alınmaksızın konutu terk etmeme ve yurt dışı çıkış yasağı adli kontrolü talebi ile Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilmiştir. Küçükçekmece Başsavcılığının hatta bizatihi başsavcının talebine harfiyen uyan sulh ceza hakimi konutu terk etmeme ve yurt dışı çıkış yasağı kararı vererek ortada bir hak olsaydı bile ancak ihkakı hak olarak nitelenebilecek bir karar vermiştir.

İroniktir ki Avukat Eyyup Akıncı Küçükçekmece Adliyesindeki rüşvet iddiaları dolayısıyla aslında taraf olan Küçükçekmece Adliyesinin hakim ve savcıları tarafından soruşturulmuştur ve örneğine az rastlanır bir hukuk garabetine imza atılmıştır. Bu durum hukuken ve ahlaken kabul edilemez. Yine avukatların meslekleri ile alakalı suçlamalar söz konusu olduğunda Adalet Bakanlığından soruşturma izni alınması gerekliliği bile soruşturmada göz ardı edilmiş, bir an önce hesap sorma gayesi ile bir başka hukuksuzluk örneği sergilenmiştir. Kendisini patron olarak gören Küçükçekmece Başsavcılığının savunma makamının yargının eşit unsurlarından birisi olduğunun farkında bile olmaması yargının düştüğü seviye açısından manidardır.

Savcılık tarafından atfedilen Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma suçu (TCK 217/A) ihdas edilirken ikaz ettiğimiz üzere, bu suç ifade hürriyetinin, muhalif düşüncenin ve güç odaklarına yönelik eleştirilerin baskılanması için kullanılmaya başlanmıştır bile.

Kanun olarak çıkarılmış olsa bile hukuka aykırı olan bu yeni suç tipinin unsurları açısından bakıldığında dahi Avukat Eyyup Akıncının yargılanması hukuksuzluktur. Akıncı'nın beyanları halk arasında endişe, panik, korku yaratmamış aksine belki temiz bir yargı için ümide vesile olmuştur; bu beyanlarla ülkenin iç-dış güvenliği, kamu düzeni zedelenmemiştir; verilen bilgilerin gerçeğe aykırılığı ortaya konulmadığı gibi muadilleriyle alakalı doğrudan Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı HSK'ya mektup yazmıştır.

Hal böyleyken ve Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı ve Sulh Ceza Hakimliği bu iddiaların tarafıyken bu kadar pervasızca yürütülen sürecin soruşturmasını ve sorgusunu yapmaları açık bir hukuksuzluk olduğu gibi toplumla dalga geçmenin yeni bir örneğidir. Biz yaparız, itiraz edeni yargılarız ve kimse ses çıkaramaz, demektedirler. Ancak bilmelilerdir ki sürecin takipçisiyiz.

Unutulmamalıdır ki rüşvet yargıyı da toplumu da çürütmektedir, şikayetçiler değil rüşvetçiler yargılanmalıdır!

MAZLUMDER

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber