'İsrail bu yöntemi İngiltere ve Fransa tarihinden aldı'

Yazar Selçuk Türkyılmaz, kaleme aldığı çarpıcı makalesinde Gazze'de yaşanan soykırımın ardındaki tarihsel ve politik ortaklıkları gözler önüne serdi. Türkyılmaz'a göre, İsrail'in yerleşimci kolonyalist yayılmacılıkta kullandığı tüm yöntemler, doğrudan İngiltere ve Fransa'nın sömürgecilik tarihinden alınmış durumda.

"İsrail, İngiltere manda yönetiminin mirasını olduğu gibi devraldı" diyen Türkyılmaz, Gazze'deki vahşetin yalnızca Tel Aviv ile sınırlı olmadığını, Londra'nın bu suçun asli faillerinden biri olduğunu vurguladı.

Cameron ve Starmer'ın tehditleri

Türkyılmaz yazısında, İngiltere'nin sadece ideolojik düzeyde değil, aktif bir şekilde Gazze'de işlenen suçlara müdahil olduğunu belirtti. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başkanı Kerim Han'ın İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron tarafından bizzat tehdit edildiğini hatırlatan yazar, İngiliz-İsrail cephesinin, İsrail liderlerine yönelik olası tutuklama kararlarını engellemek için uluslararası adalet kurumlarını baskı altına aldığını kaydetti.

Bugünkü Başbakan Keir Starmer'ın ise Aralık 2024'te yaptığı "İsrail, Gazze'de su, gıda ve elektriği kesme hakkına sahiptir" açıklamasının ardından kitlesel ölümlerin başladığını hatırlatan Türkyılmaz, İngiltere'nin Gazze'de açlık silahı ile işlenen soykırımın tam merkezinde yer aldığını ifade etti.

Omar Bartov bile kabul etti

İsrailli Holokost uzmanı Omar Bartov'un The New York Times'ta yayımlanan makalesinde "İsrail'in Gazze'deki savaşı soykırımın yasal tanımına uyuyor" tespitine de yer veren Türkyılmaz, Batı dünyasının -özellikle İngiltere'nin- bu gerçeği bilmesine rağmen suskunluğunu sürdürdüğünü belirtti. "Bu bir ihanet değil, tarihsel devamlılıktır" diyen Türkyılmaz, İngiltere'nin sadece bugünün değil, 1948'den bu yana İsrail'in işlediği tüm suçlarda yapısal bir rol oynadığını ifade etti.

"Anglosakson Batı'nın bütün kirli işleri anlatılmalı"

Yazının sonunda Türkyılmaz, İsrail etrafında yıllardır örülen mitlerin artık bir bir yıkıldığını, ancak yalnızca İsrail değil, Anglosakson Batı'nın da maskesinin düşmesi gerektiğini vurguladı. "Filistinlilerin bütün insanlığı hayrete düşüren direnişi"nin, yalnızca İsrail'e değil, onun arkasında duran küresel düzenin çifte standardına karşı da bir başkaldırı olduğuna dikkat çekti.