Teknik Personel Eziliyor, Sesimizi Duyan Var mı?

Türkiye'de kamuda görev yapan mühendis, mimar ve teknik personelin uzun süredir dile getirdiği özlük hakkı sorunları, temmuz ayında başlayacak olan toplu sözleşme görüşmeleri öncesinde yeniden gündemde.

Mühendis Tek-Sen Konfederasyonu tarafından düzenlenen "Birlik ve Dayanışma Sempozyumu"nda sayfamıza konuşan Mühendis Tek-Sen Tarım Sendikası Genel Başkanı Fırat Alabay, toplu sözleşme süreci öncesi sendikanın taleplerini kamuoyuyla paylaştı.

Alabay, teknik hizmetler sınıfındaki personelin yıllardır göz ardı edildiğini ve çalışma motivasyonlarının giderek düştüğünü ifade etti.

"En az maaşı biz alıyoruz"

Alabay, teknik hizmetler sınıfındaki mühendislerin, mimarların ve diğer teknik personelin, sahada fiilen çalıştığı halde eğitim düzeyi benzer meslek gruplarına kıyasla en az maaşı alan kesim olduğunu söyledi. "Şu anda bir mühendis, yanındaki işçiden daha düşük maaş alabiliyor. Aynı eğitimi almış, aynı sorumluluğu taşıyan insanlar arasında böyle bir adaletsizlik kabul edilemez. Bu durum çalışanlarımızın motivasyonunu ciddi şekilde zedeliyor" dedi.

Meslek Kanunu vurgusu: 1938'den beri değişmeyen düzenleme

Mühendislik ve mimarlık meslek kanununun 1938 yılından bu yana revize edilmediğini hatırlatan Alabay, "Teknik personelin sorunlarının köklü biçimde çözülmesi için öncelikli adım, çağın gereklerine uygun bir meslek kanununun çıkartılmasıdır. 86 yıllık bir düzenleme ile bugünün dünyasında mühendislik yapılamaz. Bu konuda derhal adım atılmalı" ifadelerini kullandı.

Ek gösterge adaletsizliği büyüyor

Alabay, teknik personelin ek gösterge oranlarının da yetersizliğine dikkat çekerek, daha önce teknikerlere verilen 3600 ek gösterge sözünün halen yerine getirilmediğini hatırlattı. "Mühendis ve mimarların 4200 olan ek göstergeleri de yetersizdir. Eş değer meslek gruplarına yapılan artışlar, teknik personele yansıtılmıyor" diyerek beklentilerini dile getirdi.

"Kamu mühendisleri yoksulluk sınırının altında yaşıyor"

Genel Başkan Alabay, devletin resmi istatistik kurumu TÜİK tarafından açıklanan 90 bin TL'lik yoksulluk sınırına dikkat çekerek, "Şu anda bir kamu mühendisi ortalama 65 bin TL maaş alıyor. Devlet, kendi belirlediği yoksulluk sınırının altında bir geliri kamu mühendislerine reva görüyor. Bu, kabul edilemez bir çelişkidir" ifadelerini kullandı.

Meslek sendikacılığı önerisi

Sendikal düzenin hizmet kolları üzerinden değil, meslek bazlı olması gerektiğini savunan Alabay, "Köye hizmet veren mühendis tarım orman kolunda, ama köy hizmetleri bayındırlık kolunda sayılıyor. Bu sistemde ciddi mantık hataları var. Meslek bazlı sendikacılık artık Türkiye'ye gelmeli" dedi.

Grev kararı yerine kamu hizmetini aksatmama sorumluluğu

Grev gibi kitlesel eylemlerin teknik hizmetlerde ciddi kamu zararına neden olacağını belirten Alabay, "Bizim bir günlüğüne bile işi bırakmamız; barajların durması, enerji tedarik zincirlerinin kırılması, sağlık sisteminin çökmesi, ulaşımın felce uğraması demektir. Bu nedenle biz greve değil, diyaloga ve yapıcı çözüme öncelik veriyoruz" dedi.

"Yangınlar kader değil, ihmal önlenebilir"

Eskişehir Seyitgazi'deki orman yangınında hayatını kaybeden personelleri rahmetle anan Alabay, yangınla mücadelede yeterli koruyucu ekipman sağlanmasının hayati önemde olduğunu belirtti. "İklim krizini kabul edelim. Ancak personeli korumak, bilinçlendirme çalışmaları yapmak, doğal afetlere hazırlıklı olmak devletin asli görevidir" diyerek sözlerini tamamladı.

Zekeriya ELTİMUR