Aşı karşıtlarının iddialarını yalanlayan 24 yıllık çalışma sonuçlandı

Danimarka'da 1 milyon 255 bin çocuğun 24 yılı bulan takipleriyle gerçekleştirilen dünyanın en kapsamlı çalışması, aşı karşıtlarının yıllardır dillendirdiği iddiaları çürüttü. Dünyada en çok bilinen tıp dergisi olan Annals of Internal Medicine'da 15 Temmuz'da yayımlanan çalışma, çocukluk çağı aşılarında bağışıklık yanıtı artırmak üzere kullanılan yardımcı maddelerden alüminyumun, otizmden alerjiye, 50'ye yakın hastalıkla herhangi bir bağlantısının olmadığını, verilerle kanıtladı. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, çocukluk çağı aşılarıyla ilgili şimdiye dek gerçekleştirilen en uzun süreli ve en kapsamlı çalışmayla ilgili "Elde edilen sonuçların bilimsel değeri çok yüksek" dedi

Kaynak : DHA
Haber Giriş : 02 Ağustos 2025 13:40, Son Güncelleme : 02 Ağustos 2025 13:41
Aşı karşıtlarının iddialarını yalanlayan 24 yıllık çalışma sonuçlandı

Danimarka'da yürütülen ve 1 milyon 255 bin çocuğu kapsayan çığır açıcı bir araştırma ile aşı karşıtı hareketlerin, yardımcı madde olarak alüminyum içeren aşılarla ilgili iddialarını bilimsel kanıtlarla bir kez daha çürüttü.

15 Temmuz 2025'te Annals of Internal Medicine'da yayınlanan çalışma çocukluk çağında kullanılan aşıların, otoimmün hastalıklar, alerjiler ve nörogelişimsel bozukluklar dahil 50'ye yakın hastalıkla hiçbir bağlantısının olmadığını ortaya koydu. 1997-2020 yılları arasındaki verilere dayanan bu dev kohort (grup takip) çalışması, dünya çapında şimdiye kadar yapılmış en büyük ve en güvenilir araştırmalardan biri olarak öne çıkıyor. Danimarka'nın ulusal sağlık kayıtlarının sağladığı veri kalitesiyle desteklenen çalışmayla, 1 milyon 224 bin 176 çocuğun, aşı takvimlerini ve sağlık sonuçlarını inceleyerek çocukluk çağı aşılarıyla maruz kalınan alüminyum miktarının, kronik hastalık riskini artırıp artırmadığına bakıldı.

Çalışmayı değerlendiren Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, otoimmün hastalıklar (tip 1 diyabet, romatoid artrit vb.), atopik rahatsızlıklar (atopik dermatit astım, egzama vb.) ve nörogelişimsel bozukluklar (otizm, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu) gibi alanlarda 'sıfır' risk artışı olduğunu kanıtlayan araştırmanın, aşı karşıtlarının 'alüminyum toksisitesi' iddialarını yerle bir ettiğine dikkat çekti.

SUDAN DAHA FAZLA ALÜMİNYUM ALINIYOR

Bilimsel kanıtlar, gün içinde içilen su ve yiyeceklerden alınan alüminyum miktarının ortalama 7-10 mg'ı bulduğuna işaret ederken aşılarla alınan toplam alüminyum miktarının kat be kat üstünde olduğu dikkat çekiyor. Örneğin bir çocuğun ilk 6 ayda aşılarla aldığı toplam alüminyum miktarı yaklaşık 4,4 mg iken, aynı dönemde hazır mama ile aldığı alüminyumun miktarının 38 mg'ı bulduğu vurgulanıyor. Aşılardaki alüminyum, 'adjuvan' olarak bağışıklık sistemini güçlendirmek için kullanılıyor ve vücutta birikmiyor. Danimarka çalışması, alüminyumun vücutta birikmediğini ve büyük kısmının 24-48 saat içinde idrar veya dışkıyla atıldığını doğrulayan veriler de sunuyor. Ayrıca, farklı alüminyum dozları (0,1 mg, 1-2 mg, 2-5 mg) arasında sağlık riski farkı olmadığını da gösteriyor.

Prof. Dr. Yavuz çalışmanın, çocukluk çağı aşılarının herhangi bir sağlık riski oluşturmadığını bir kez daha doğruladığına değinerek, şu bilgileri verdi: "Şu ana kadar yapılan bütün klinik araştırmalarda, çocukluk çağı aşılarının güvenli olduğu defalarca gösterilmişti. Ama bu yeni çalışma, bu anlamda elimizi daha da güçlendirdi. Daha güçlü, uzun süreli verirler sağladı."

İLK 2 YILDA YAPILAN AŞILARIN ETKİSİ İNCELENDİ

Danimarka'da yaklaşık 1 milyon 225 bin çocuğun 24 yıl boyunca takip edilmesiyle gerçekleştirilen çalışmanın, çocukluk çağında ilk 2 yılda yapılan aşıların, içindeki alüminyum miktarına göre de gruplandırılarak yapıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Yavuz, "Hem dahil edilen çocuk sayısı çok iyi hem de takip süresi çok yeterli. Her bir aşı için kaç mg alüminyum aldığı gruplandırılarak karşılaştırma yapılmış. Örneğin 0.1 mg toplam doz alanla 1-2 mg alan arasında fark var mı, 2-5 mg alanda farklı mı hepsine detaylıca bakmışlar" dedi.

Çalışmanın bir diğer önemli özelliğinin takip edilen grubun sayısındaki büyüklük ve uzun takip süresi dışında, 'karıştırıcı faktörler' olarak tanımlanan faktörlerin ekarte edilerek verilerin değerlendirilmesi olduğunu da vurgulayan Prof. Dr. Yavuz, "Çocukların sosyoekonomik durumlarından örneğin annenin sigara içip içmediği gibi tüm karıştırıcı faktörler değerlendirilerek yapılmış bir çalışma. Dolayısıyla elde edilen sonuçların bilimsel değeri çok yüksek" diye konuştu.

"AŞI KARŞITLARI BİTKİSEL ÜRÜN PAZARLIYOR"

Dünyada ve ülkemizde özellikle pandemi sonrası artan aşı karşıtlığının etkisiyle çocukluk çağı aşılarına karşı da bir direnç geliştiğine değinen Prof. Dr. Yavuz, "Küçük bir grup var aşı karşıtı olarak geçinen. Bunların sosyal medyada sesi çok çıkıyor. Ama bunların asıl amacı bitkisel ürün satmak vb. gibi ticari kaygılar. Bakıyorsunuz detayına, belli çıkarları olduğunu görüyorsunuz bunların. Bitkisel üründen para kazanıyorlar, sağlıklı yaşam koçluğu yapıyorlar vs. Ciddi bir ekonomik gelir elde etme kaygısı var bu grupların aslında. Bunlar bizim hedef grubumuz değil. Bizim asıl hedef grubumuz, bunlardan etkilenip aşı tereddüdü yaşayan aileler olmalı. Bunları kazanmamız gerekiyor. Doğru bilgiyi bu ailelere ulaştırabilmemiz gerekiyor. Bu bilimsel verilerin bu insanlara anlatılması çok kıymetli. Bu çalışmayla aşı kararsızı kesimin tereddütleri çok büyük oranda giderilmiş durumda aslında. Sosyal medyadan aşı karşıtı dediğimiz o çekirdek grubun yaydığı bilimsel kanıtı olmayan bilgilerin erkenden sürveyansının yapılması, yani hemen arkasından bu gibi çalışmaların desteklediği gerçek bilginin sunulması gerekiyor" şeklinde konuştu.

"KENDİ KIZIMA DA TÜM AŞILARINI EKSİKSİZ YAPTIRDIM"

Aşı karşıtı grupların çocukluk çağındaki aşıların içinde cıva olduğu ve bunun da otizme yol açtığı yönündeki iddialarının aslında defalarca çürütüldüğüne de değinen Prof. Dr. Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çocukluk çağı aşılarının yüzde 99'u tek doz yapılıyor zaten. Bu iddialar multidoz flakonlarda yer alırdı o, üstelik iddia edildiği gibi klasik metil cıva değildi thiomersal'dü. Onunla da ilgili söylentiler çıkarılmıştı ama bağlantı olmadığı bilimsel çalışmalarla gösterilmişti. Yani aşıların otizm gibi herhangi bir nörogelişimsel hastalığa neden olduğuna dair bilimsel bir kanıt hiçbir zaman bulunamadı. Bizim çocukluk çağı aşı takvimimiz de Danimarka ile çok benzer. Hatta Danimarka'da sayı biraz daha fazla." Kendi kızının da çocukluk çağı aşı takviminde yer alan tüm aşılarını eksiksiz yaptırdığını kaydeden Prof. Dr. Yavuz, sözlerini şöyle noktaladı: "Ben kendi adıma Sağlık Bakanlığı'nın aşı takviminde verdiği bütün çocukluk çağı aşılarını yaptırdım. Hatta Sağlık Bakanlığı'nın vermediği aşıları da yeterli bilimsel kanıt varsa, örneğin HPV aşısı gibi, bunların da hepsini yaptırdım."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber