Dava konusu olayda, bir devlet yükseköğretim kurumunda araştırma görevlisi
olarak görev yapan davacının kadrosuyla ilişiği kesilmiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından verilen kararda; 2547 sayılı Kanun'un 50/d
maddesi kapsamında araştırma görevlisi olarak atanan davacının, görevi gereği
yapması gereken akademik faaliyetlere katılmadığının somut olarak ortaya konulduğu
ve doktora eğitimini davalı üniversitede sürdüren davacının 50/d maddesinin
getiriliş amacına aykırı şekilde, farklı üniversitelerin alan dışı doktora programlarına
kayıt yaptırdığı ve bu programlardaki derslere de devam etmediği görüldüğünden
ilişiğinin kesilmesini hukuka uygun bulmuştur. Bölge idare mahkemesi tarafından
bu karar uygun bulunmuştur.
Danıştay Sekizinci Dairesi ise, araştırma görevlisi olarak görev yapanların
başka üniversitelerde doktora eğitimi yapamayacağına dair açık düzenleme bulunmadığı
ve akademik faaliyetlere katılmadığına dair açıklamaların yeterince açıklanmadığı
gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararında
ISRAR etmiştir.
Israr kararı üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından verilen kararda; davacının araştırma görevlisi olarak görev yaptığı 2012-2017 yılları arasında Ana Bilim Dalında yapılan hiçbir toplantıya ve faaliyete katılmadığı, sınavlarda gözetmelik yapmak dışında Ana Bilim Dalında verilen eğitime bilimsel ve akademik katkı sağlayacak bir faaliyet ortaya koymadığı, görev süresinin uzatılıp uzatılmaması konusunda idarenin sahip olduğu takdir yetkisinin, davacının akademik bir faaliyetinin olmaması ve başarısız bir yüksek lisans ve doktora öğrencisi olması nedeniyle görev süresinin uzatılmaması yönünde kullanılmak suretiyle tesis edilen dava konusu işlemde kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir.
İŞTE DANIŞTAY İDDK KARARI
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/3626
Karar No : 2024/1754
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Üniversitesi
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU:... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:......, K:... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: ... Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölümü Sayısal
Yöntemler Ana Bilim Dalında 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 50/d maddesi
kapsamında araştırma görevlisi olarak görev yapan davacının görev süresinin
uzatılmamasına ilişkin 08/11/2017 tarihli işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle
yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının işlem tarihinden itibaren işleyecek
yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:.... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:...,
K:... sayılı kararıyla;
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 33/a, 50/d ve 35. maddelerinde yer alan
kurallar aktarılarak,
Yukarıda belirtilen Kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, öğretim
üyelerinin kaynağı olan araştırma görevlilerinin yetiştirilmesi ve aynı üniversitede
yüksek lisans öğrenimi gören öğrencilerin maddi açıdan desteklenmesi amacı ile
oluşturulan araştırma görevlisi kadrolarına öncelikle aynı üniversitede eğitim
alanların atanacağı anlaşılmakta olup, herhangi bir nedenle öğrencinin öğrenim
göreceği alanda lisansüstü eğitim verilmiyor ise bir başka üniversiteye kadrosunun
geçici olarak aktarılmak suretiyle öğrenimden yararlanmanın amaçlandığı, öncelikle
kendi üniversitesinde doktora veya yüksek lisans eğitimi alanlar için araştırma
görevlisi kadrosunun kullanılacağı sonucuna ulaşıldığı,
Dosyanın incelenmesinden, davacının ... Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme
Bölümü Sayısal Yöntemler Ana Bilim Dalında Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı
kapsamında araştırma görevlisi olarak görev yaptığı, Sayısal Yöntemler Ana Bilim
Dalı Akademik Kurulunun 31/07/2017 tarihli kararı ile 01/09/2017 tarihinde görev
süresi dolacak olan davacının görev süresinin uzatılmaması yönünde görüş bildirildiği,
İşletme Fakültesi Yönetim Kurulunca alınan 15/08/2017 tarihli kararda, davacının
görevinin gerektirdiği nitelikte herhangi bir akademik faaliyetinin bulunmadığı,
başarısız bir yüksek lisans ve doktora öğrencisi olduğu gerekçesiyle sözleşmesinin
yenilenmemesi yönünde görüş bildirildiği, bu görüşler üzerine tesis edilen dava
konusu 08/11/2017 tarihli Rektörlük işlemi ile davacının bağlı olduğu Ana Bilim
Dalı Başkanlığının izni olmaksızın farklı üniversitelerde doktora programına
kayıt olduğu ve başarısız bir öğrenci olduğu gerekçesiyle görev süresinin uzatılmamasına
karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler üzerinde yapılan incelemeden; davacının
görev süresinin uzatılması hususunun görüşüldüğü ... Üniversitesi İşletme Fakültesi
Yönetim Kurulu toplantısında, davacının gerekli akademik faaliyetlerde bulunmadığı
ve başarısız bir öğrenci olduğunun belirtildiği, davacının bağlı olduğu Ana
Bilim Dalı Başkanlığınca ifade edilen görüşte ise, davacının yapılan hiçbir
toplantıya ve faaliyete katılmadığının beyan edildiği, davacının akademik danışmanlığını
yaptığı öğrenciler tarafından davalı idareye ibraz edilen dilekçelerde, öğrencilerin
davacıya ulaşamaması nedeniyle ders kayıtlarını yaptıramadıklarının ifade edildiği
anlaşılmakta olup, davacının görev yaptığı Üniversite dışında yedi ayrı yüksek
lisans ve doktora programına kayıt yaptırdığı, bu programların bir kısmından
kaydını sildirdiği, kaydının devam ettiği programlarda ise dersleri ve sınavları
takip etmediğinin ilgili idareler ile yapılan yazışmalar ile somut bir şekilde
ortaya konulduğunun görüldüğü,
Yukarıda belirtilen mevzuatın değerlendirilmesinden, 2547 sayılı Kanun'un 33/a
ve 50/d maddesinde belirtilen her iki atama biçiminin akademik anlamda amaç
ve süre bakımından birçok farklılıklar içerdiği, bir başka ifade ile 33. maddeye
göre yapılan atamalar hizmetin yürütülmesi amacı taşıdığı halde, 50/d maddesine
göre yapılan atamalar ile burs verilmeyen lisansüstü öğrencilerinin mali yönden
desteklenmesinin amaçlandığının anlaşıldığı,
Bu durumda, 2547 sayılı Kanun'un 50/d maddesi kapsamında araştırma görevlisi
olarak atanan davacının, görevi gereği yapması gereken akademik faaliyetlere
katılmadığının somut olarak ortaya konulduğu ve doktora eğitimini davalı üniversitede
sürdüren davacının 50/d maddesinin getiriliş amacına aykırı şekilde, farklı
üniversitelerin alan dışı doktora programlarına kayıt yaptırdığı ve bu programlardaki
derslere de devam etmediği görüldüğünden, davalı idarenin haiz olduğu takdir
yetkisi uyarınca davacının görev süresinin uzatılmamasına ilişkin olarak tesis
edilen dava konusu işlemde hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmadığı
sonucuna varıldığı,
Nitekim, benzer bir uyuşmazlıkta Danıştay Sekizinci Dairesinin 27/12/2017 tarih
ve E:2016/7913, K:2017/9933 sayılı kararının da bu yönde olduğu,
Öte yandan; dava konusu işlemin esasının irdelenmesinden hukuka uygun olarak
tesis edildiği sonucuna ulaşıldığından, davacının bu işlem nedeniyle yoksun
kaldığı parasal ve özlük haklarının işlem tarihinden itibaren işleyecek yasal
faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi isteminin de reddi gerektiği gerekçeleriyle,
davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi.... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti:Danıştay Sekizinci Dairesinin 25/05/2022 tarih ve E:2019/140,
K:2022/3452 sayılı kararıyla;
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 33/a, 50/d ve 35. maddelerinde yer alan
kurallar aktarılarak,
Anayasa ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda yer alan, idarenin takdir
yetkisini kaldıracak şekilde yargı kararı verilemeyeceği kuralının, takdir yetkisine
dayanılarak yapılan işlemlerin yargı denetimi dışında kalacağı anlamına gelmediği,
bu sebeple, idarenin takdir yetkisinin hukuka uygun kullanılıp kullanılmadığı
hususunun, idari yargı mercilerince denetlenmesi gerektiği,
İdarelere takdir yetkisi tanınan hallerde idarenin bu konuda yargı kararı ile
zorlanamayacağı, diğer bir ifadeyle idari işlem niteliğinde yargı kararı verilemeyeceği,
ancak bu takdir yetkisinin de mutlak olmayıp, kamu yararı ve hizmet gerekleriyle
sınırlı olduğu, takdire dayanan işlemlerin sebep ve maksat bakımından yargı
denetimine bağlı bulunduğu hususu açık ise de, idarenin bu takdir yetkisinin
denetiminde; görevin niteliği, hizmet alanı gibi şartların kamu yararı da gözetilerek
değerlendirileceğinin tartışmasız olduğu,
Dava konusu bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde, davacının danışmanlık
görevini yürütmediğine ilişkin iddiaların mevcut olduğu dilekçelerin 2014 tarihli
olduğu ve söz konusu iddiaların soruşturulması nihayetinde verilen disiplin
cezasının ... Üniversitesi Rektörlüğünün 04/09/2014 tarihli kararıyla kaldırıldığı,
ayrıca ilgili mevzuatta araştırma görevlisi olarak görev yapanların başka bir
üniversitede kendi alanında veya başka bir alanda doktora yapmasını engelleyici
bir hükmün de yer almadığının anlaşıldığı,
Bu nedenle, davacının başka Üniversitede başka alanda doktora eğitimi alıyor
olmasının dava konusu işlemin sebep unsurunu oluşturamayacağı, davalı idare
tarafından sunulan davacının başarısız olduğuna ilişkin iddiaların da somut
dayanaklar sunularak net olarak ortaya konulamadığı hususları göz önüne alındığında,
dava konusu işlemin sebep unsurunun yeterli olmadığı anlaşıldığından, dava konusu
işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı,
Bu itibarla, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararına yönelik
istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında
hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava
Dairesinin... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari
Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; davacının istinaf
başvurusunun reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, görev süresinin 01/09/2017 tarihinde
dolduğu, dava konusu işlemin bu tarihten önce tesis edilmesi gerekirken 08/11/2017
tarihinde geriye dönük olarak tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğu, davalı
idarenin mahkemeyi yanıltıcı beyanlarda bulunduğu, halen ... Üniversitesi Felsefe
Bölümü ile ... Teknik Üniversitesi İşletme Bölümünde kayıtlı doktora öğrencisi
olduğu, dolayısıyla alan dışı doktora yaptığı iddiasının gerçeği yansıtmadığı,
her iki programda öğrenimini bitirmek için tanınan azami sürenin dolmadığı gibi
bu programlardan başarısızlık nedeniyle ilişiğinin de kesilmediği, Felsefe alanında
doktora yapması konusunda 2547 sayılı Kanun'da engelleyici bir hükmün bulunmadığı,
kendi isteği ile ilişiğini kestiği yüksek lisans ve doktora programlarının dava
konusu işlem ile bir ilgisinin bulunmadığı, 2018 yılında 2547 sayılı Kanun'a
eklenen Geçici 78. madde ile kendi durumunda olan 50/d statüsündeki araştırma
görevlilerinin 33/a maddesi uyarınca atamalarının yapılması gerektiğinin belirtildiği,
bu Kanun hükmünden sonra davalı idareye başvurarak atanma talebinde bulunduğu,
danışmanlık görevini yürütmediği gerekçesiyle verilen uyarma cezasının bu konudaki
iddiaların asılsız olduğunun anlaşılması üzerine bizzat davalı idarece kaldırıldığı
ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile ... Bölge İdare Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesi ısrar kararının gerekçeli onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları
dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosya tekemmül ettiğinden
davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin
gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı, 2012 yılında Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı kapsamında ... Üniversitesi
İşletme Fakültesi İşletme Bölümü Sayısal Yöntemler Ana Bilim Dalına araştırma
görevlisi olarak atanmıştır.
Aynı yıl, Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı ile Boğaziçi Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü İşletme Ana Bilim Dalı Tezsiz Yüksek Lisans Programına yerleştirilmiştir.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 33/a maddesi kapsamında araştırma görevlisi
olarak görev yaparken 2016 yılında 2547 sayılı Kanun'a Ek-30. madde eklenmiştir.
Bu madde ile, Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı kapsamında 2547 sayılı Kanun'un
33/a maddesi uyarınca atanan araştırma görevlilerinin statüleri herhangi bir
işleme gerek kalmaksızın Kanun'un 50/d maddesinde belirtilen statüye dönüştürülmüş
ve bunlar hakkında söz konusu (d) bendi hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Söz konusu Kanun değişikliği üzerine, davalı Üniversite tarafından tesis edilen
işlem ile Ek-30. maddenin yürürlüğe girdiği 01/09/2016 tarihinden itibaren bir
yıl süreyle davacının Kanun'un 50/d maddesi uyarınca ataması yapılmıştır.
Sayısal Yöntemler Ana Bilim Dalı Akademik Kurulunun 31/07/2017 tarihli toplantısında;
01/09/2017 tarihinde görev süresi dolacak olan davacının Ana Bilim Dalında yapılan
hiçbir toplantıya ve faaliyete katılmadığı, bu nedenle görevine kesinlikle son
verilmesi gerektiği yönünde karar alınmıştır.
Bu karar, İşletme Bölüm Başkanlığının 03/08/2017 tarihli kararıyla uygun görülmüştür.
... Üniversitesi İşletme Fakültesi Yönetim Kurulunun ... tarih ve... sayılı
kararıyla; davacının akademik bir faaliyetinin olmaması ve başarısız bir yüksek
lisans ve doktora öğrencisi olması nedeniyle görev süresinin uzatılmaması yönündeki
görüşün Rektörlüğe arzına karar verilmiştir.
... Üniversitesi Rektörlüğünün 08/11/2017 tarihli oluruyla; davacının görev
süresinin uzatılmamasına karar verilmiştir.
Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 33. maddesinin (a) fıkrasında, "Araştırma
görevlileri, yükseköğretim kurumlarında yapılan araştırma, inceleme ve deneylerde
yardımcı olan ve yetkili organlarca verilen ilgili diğer görevleri yapan öğretim
yardımcılarıdır. Bunlar ilgili anabilim veya anasanat dalı başkanlarının önerisi,
Bölüm Başkanı, Dekan, enstitü, yüksekokul veya konservatuvar müdürünün olumlu
görüşü üzerine rektörün onayı ile araştırma görevlisi kadrolarına en çok üç
yıl süre ile atanırlar; atanma süresi sonunda görevleri kendiliğinden sona erer.
Bunlar aynı usulle yeniden atanabilirler." hükmü, 50. maddesinin (d) fıkrasında
ise, "Lisans üstü öğretim yapan öğrenciler, kendilerine tahsis edilebilecek
burslardan yararlanabilecekleri gibi, her defasında bir yıl için olmak üzere
öğretim yardımcılığı kadrolarından birine de atanabilirler." hükmüne yer
verilmiştir.
2547 sayılı Kanun'un Ek-30. maddesinde, "Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı
kapsamında 33 üncü maddenin (a) fıkrası uyarınca araştırma görevlisi kadrosuna
atanmış olup, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte araştırma görevlisi kadrosunda
bulunanların statüleri herhangi bir işleme gerek kalmaksızın 50 nci maddenin
birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen statüye dönüştürülmüş sayılır ve
bunlar hakkında söz konusu (d) bendi hükümleri uygulanır. Bu şekilde statüleri
değiştirilen araştırma görevlilerinden 33 üncü maddenin (a) fıkrasına göre yeniden
ataması yapılmayanların mecburi hizmet yükümlülükleri kaldırılır. 35 inci madde
uyarınca başka bir üniversitede ve yurtdışında eğitimde bulunanlar, bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üniversitelerinin talebi üzerine onbeş gün
içinde kendi üniversitelerine dönmek zorundadırlar. Bu süre içerisinde dönmeyenlerin
atamaları iptal edilir." hükmü yer almıştır.
13/10/1984 tarih ve 18544 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Lisansüstü Öğrenim
Görenlerden Öğretim Yardımcısı Kadrolarına Atanacakların Hak ve Yükümlülükleri
ile Tıpta Uzmanlık Öğrencilerinin Giriş Sınavları Hakkında Yönetmelik'in "Atama
Süresi" başlıklı 5. maddesinde, "Atanma için bütün şartlar haiz yüksek
lisans, sanatta yeterlik, doktora ve tıpta uzmanlık öğrencilerinin öğretim yardımcısı
kadrolarına atanmaları her defasında en fazla bir yıl süre ile yapılır. Atanmalar
her öğretim yılı başında aynı usulde ve yükseklisans, sanatta yeterlik ve doktora
öğrencileri için Lisansüstü Öğretim Yönetmeliğinde, tıpta uzmanlık öğrencileri
için ise, Tababet ve Uzmanlık Tüzüğü'nde öngörülen süreler ile 2547 sayılı kanunun
44. maddesinde gösterilen ek sürelerle sınırlı olmak üzere, yeniden yapılabilir.
Ancak, üniversitelerin özelliklerine göre tıpta uzmanlık eğitimi yapanlar için
bu süreler anabilim dalı başkanı ve ilgili yönetim kurulunun görüşü alınarak
rektörün onayı ile uzatılabilir."; "Sürelerin Uzatılması" başlıklı
6. maddesinde, "Her öğretim yılı sonunda öğretim elemanı kadrolarına geçici
olarak atanmış olan lisansüstü öğrencilerin bu kadrolara atanmak isteyen diğer
adaylarda dikkate alınarak, yeniden aynı usulle atanmalarının yapılıp yapılmamasına
Rektörlükçe karar verilir."; "Kadroyu Boşaltma" başlıklı 10.
maddesinde ise, "2547 sayılı kanunun 50. maddesine göre öğretim yardımcılığı
kadrolarına geçici olarak atanıp, yükseklisans, doktora, sanatta yeterlik ve
tıpta uzmanlık öğrenimlerini başarı ile tamamlayarak yükseklisans, doktora veya
sanatta yeterlik diploması veya tıpta uzmanlık belgesi alanların kadro ile ilişkileri
kendiliğinden kesilir. Hizmetlerine ihtiyaç görülenlerin 2547 sayılı kanunun
2880 sayılı kanunla değişik 33. maddesine göre öğretim yardımcısı olarak yeniden
atanmaları mümkündür." hükümlerine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2547 sayılı Kanun'un 50/d maddesinde, lisansüstü öğretim yapan öğrencilerin
her defasında bir yıl için olmak üzere öğretim yardımcılığı kadrolarından birine
atanabilecekleri hükme bağlanmış olup, anılan maddeye göre yapılan atamalarla
burs verilmeyen lisansüstü öğrencilerinin mali yönden desteklenmeleri amaçlanmıştır.
Görev süresi sona eren araştırma görevlilerinin yeniden atanması konusunda ise
idarelere takdir yetkisi tanınmış olup, idarenin bu konuda yargı kararıyla zorlanamayacağı,
ancak bu takdir yetkisinin de mutlak olmayıp kamu yararı ve hizmet gerekleri
ile sınırlı olduğu ve takdire dayanan işlemlerin sebep ve maksat yönünden yargı
denetimine tabi olduğu hususları idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının 2012 yılında Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı kapsamında ... Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölümü Sayısal Yöntemler Ana Bilim Dalına araştırma görevlisi olarak atandığı, 2016 yılında 2547 sayılı Kanun'a eklenen Ek-30. madde ile statüsünün Kanun'un 50/d maddesinde belirtilen statüye dönüştürüldüğü, bunun üzerine Ek-30. maddenin yürürlüğe girdiği 01/09/2016 tarihinden itibaren bir yıl süreyle Kanun'un 50/d maddesi uyarınca atamasının yapıldığı, Sayısal Yöntemler Ana Bilim Dalı Akademik Kurulunun 31/07/2017 tarihli toplantısında; 01/09/2017 tarihinde görev süresi dolacak olan davacının Ana Bilim Dalında yapılan hiçbir toplantıya ve faaliyete katılmadığı, bu nedenle görevine kesinlikle son verilmesi gerektiği yönünde karar alındığı, bu kararın İşletme Bölüm Başkanlığının 03/08/2017 tarihli yazısıyla uygun görüldüğü, ... Üniversitesi İşletme Fakültesi Yönetim Kurulunun ... tarih ve ... sayılı kararıyla da; davacının akademik bir faaliyetinin olmaması ve başarısız bir yüksek lisans ve doktora öğrencisi olması nedeniyle görev süresinin uzatılmaması yönündeki görüşün Rektörlüğe arzına karar verildiği ve ... Üniversitesi Rektörlüğünün 08/11/2017 tarihli oluruyla davacının görev süresinin uzatılmamasına ilişkin dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta; 2012 yılında Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı ile Boğaziçi Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Ana Bilim Dalı Tezsiz Yüksek Lisans Programına
yerleştirilen davacının daha sonra hiç ders kaydı yaptırmadığı; 2014 yılında
Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe Ana Bilim Dalı Yüksek
Lisans Programına kayıt yaptırdığı ancak hiç ders kaydı yaptırmadığı, 2014 yılında
... Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Ana Bilim Dalı Doktora
Programına kayıt yaptırdığı ve 29/04/2015 tarihli Enstitüsü Yönetim Kurulu kararıyla
kaydının inaktif hale getirildiği; 2015 yılında Boğaziçi Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Felsefe Ana Bilim Dalı Doktora Programına kayıt yaptırdığı,
2015-2016 öğretim yılında ders kaydı yaptırmadığı, 2016-2017 öğretim yılında
ise ders kaydı yaptırdığı ancak derslerin tümünden "F" notu alarak
başarısız olduğu görülmektedir.
Öte yandan, davacının araştırma görevlisi olarak görev yaptığı 2012-2017 yılları
arasında Ana Bilim Dalında yapılan hiçbir toplantıya ve faaliyete katılmadığı,
sınavlarda gözetmelik yapmak dışında Ana Bilim Dalında verilen eğitime bilimsel
ve akademik katkı sağlayacak bir faaliyet ortaya koymadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, görev süresinin uzatılıp uzatılmaması konusunda idarenin sahip olduğu
takdir yetkisinin, davacının akademik bir faaliyetinin olmaması ve başarısız
bir yüksek lisans ve doktora öğrencisi olması nedeniyle görev süresinin uzatılmaması
yönünde kullanılmak suretiyle tesis edilen dava konusu işlemde kamu yararı ve
hizmet gerekleri yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik yapılan
istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi ısrar
kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik yapılan istinaf
başvurusunun reddi yolundaki ... Bölge İdare Mahkemesi ...İdari Dava Dairesinin
... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle
ONANMASINA,
3. Kullanılmayan ... TL yürütmeyi durdurma harcının istemi halinde davacıya
iadesine,
4. Bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ... Bölge İdare
Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare
Mahkemesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak, 23/09/2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.