Mahkeme, Anayasa Mahkemesinin kararını dikkate alarak Bakanlığın düzenlemesini iptal etti.
Mahkeme şu değerlendirmeyi yaptı
Anayasa Mahkemesince bir kanunun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin tümünün
ya da belirli hükümlerinin Anayasa'ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu
bilindiği halde eldeki davaların Anayasa'ya aykırılığı saptanmış olan kurallara
göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa'nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti
ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülemez. Aksine durum ise, Anayasa'nın
153. maddesinde yer alan Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcı olduğu yönündeki
hükme aykırılık oluşturur.
Yukarıda açık metinlerine yer verilen ve Anayasa'da düzenlenmiş olan kurallar
ile Anayasa Mahkemesi kararlarında belirtilen hukuksal durumun doğal sonucu
olarak, bir kanun ya da Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin uygulanması nedeniyle
dava açmak durumunda kalan ve Anayasa'nın 153. maddesi uyarınca itiraz yoluyla
Anayasa Mahkemesine başvurma hakkına sahip olan kişilerin de, kendi hak ve menfaatlerini
ihlal eden kuralın iptal davası veya itiraz yoluyla daha önce yapılan başvuru
sonucunda Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olmasının hukuki sonuçlarından
yararlanmaları gerektiği açıktır.
Bakılan uyuşmazlıkta, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 7429 sayılı Kanun
ile değişik Ek 4. maddesi ve anılan Kanun ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye
eklenen Geçici 42. madde hükümleri dayanak alınarak hazırlanan dava konusu Kılavuz'un
iptali istenilen ibareleri, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile hukuki dayanaktan
yoksun hale gelmiş bulunmaktadır.
Bu durumda; dava konusu olan ve iptali istenilen Kılavuz hükümleri, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek 4. maddesi ile Geçici 42. maddesine dayanılarak hazırlanıp yürürlüğe konulduğundan ve düzenlemenin yasal dayanağını teşkil eden kısımlar, yukarıda yer verilen Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmiş olduğundan, dava konusu Kılavuz'un iptali istenilen hükümlerinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
T.C.
DANIŞTAY
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2023/292
Karar No : 2025/2735
DAVANIN KONUSU : Davacı Sendika tarafından,
1- Hazine ve Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğünün 02/01/2023 tarihinde
yayımladığı Personel Ödemeleri 2023 Yılı Yeni Yıl İşlemleri Uygulama Kılavuzu'nun;
"B- Sendika Düzenlemesi" başlığı altında yer alan, "B.1-Toplu
Sözleşme İkramiyesi" alt başlığında düzenlenen, "...kurulu olduğu
hizmet kolunda sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlisi sayısının en az
yüzde ikisini sendika üyesi kaydeden..." ve "...yüzde ikisinin altında
sendika üyesi kaydeden kamu görevlileri sendikalarına üye olanlar için ise 750
gösterge rakamı üzerinden toplu sözleşme desteği hesaplamasının yapılması..."
şeklindeki ibarelerin iptali,
2- 28 Aralık 2022 tarih ve 32057 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe
giren 7429 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 11. maddesi
ile 27/06/1989 tarih ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin değiştirilen
Ek 4. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "...sendika üyesi olabilecek
toplam kamu görevlisi sayısının en az yüzde ikisini sendika üyesi kaydeden..."
ibaresinin ve anılan Kanun'un 12. maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye
eklenen Geçici 42. madde hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğundan bahisle iptali
için Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI:
Dava konusu düzenleme ve dayanağı Kanun hükmünün Anayasa'nın 5.,10.,13.,51.,90.
ve 128. maddeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne, 87 ve 98 sayılı ILO
Sözleşmeleri'ne, Avrupa Sosyal Şartı'nın 5. ve 6. maddelerine aykırı olduğu,
7429 sayılı Kanun'un 11. maddesindeki, sendika üyesi olabilecek toplam kamu
görevlisi sayısının en az %2'sini sendika üyesi kaydeden şeklindeki ibarenin
iptali halinde sendika üyeleri arasındaki ayrımın ortadan kalkacağı, sendika
üyesi olabilecek ifadesinin de ayrıca belirsizlik oluşturduğu, bu kapsamdaki
memurların da baraj hesabına dahil edilmesinin Anayasa ve Kanunlara aykırı olduğu,
bu düzenlemelerin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasının gerektiği,
dava konusu Kılavuz'un 7429 sayılı Kanun'un 11. ve 12. maddeleri ile getirilen
hükümlerin icrası için yapılmış genel bir düzenleyici işlem niteliğinde olduğu,
söz konusu işlem ile sendikaların üye sayısına göre üyelerinin yararlandırıldığı
mali ve sosyal haklar kapsamındaki toplu sözleşme ödemesi ve ikramiyesinde hukuka
aykırılık oluşturulduğu, Sendikalarının üye sayısı, kurulu olduğu hizmet kolunda
sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlisi sayısının en az %2'sinden az
olduğundan, üyelerinin toplu sözleşme ikramiyesinden yararlanamayacakları, bu
durumun mali bir hususa ait gözükse de, sendikal hak ve özgürlükler ile sendikalara
üye olma serbestisine aykırı olduğu, aynı zamanda üye kaybına da yol açılacağı,
halen yürürlüğü devam eden 2022 ve 2023 yıllarını kapsayan 6. Dönem Toplu Sözleşme'nin
23. maddesindeki hükmün yürütmesi durdurulduğundan, bu doğrultuda sendika üyelerine,
üye sayısı gözetilmeksizin eşit miktarda ödeme yapıldığı, dolayısıyla toplu
sözleşme hükümleri yürürlükte ve herkese eşit işlem yapılmakta iken, bu sözleşme
ve uygulamaya aykırı olan kanuni bir düzenlemenin hemen uygulanmasının mümkün
olmadığı, öncelikle toplu sözleşmenin yürürlük süresinin sonlanmasının gerektiği,
toplu sözleşmenin yürürlüğe girmekle ayrıca bir düzenleme yapılmasına gerek
olmaksızın hukuki sonuçlarını doğurduğu ve yürürlükte olduğu iki mali yıl boyunca,
ilgili olduğu Kanun hükümlerini yürürlükten kaldırmayarak, ilgili kanun hükümlerinin
uygulanabilirliğini, kendi yürürlükte olduğu süre boyunca askıya aldığı, mali
ve sosyal haklara ilişkin kanun hükümlerinin yürürlükte olduğu, ancak; uygulanabilir
olmadığı, toplu sözleşme hükümlerinin bu süre boyunca ilgili oldukları kanun
hükümlerinin yerine geçtiği, bunun doktrinde ikame etkisi olarak adlandırıldığı,
toplu sözleşmenin statü hukuku alanında memurlar ve diğer kamu görevlilerinin
statülerinin kanunla belirlenmesi gerektiği şeklinde ortaya çıkan kanunilik
ilkesinin bir istisnasını oluşturduğu, 7429 sayılı Kanun ile getirilen hükümlerin
aynı zamanda 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu
hükümleri ile de çeliştiği, 4688 sayılı Kanun'da toplu sözleşme hükümlerinin
uygulanmasında sendika üyesi olan ve olmayan kamu görevlileri arasında ayrım
yapılamayacağı belirtilmiş olup, 7429 sayılı Kanun ile getirilen değişiklik
ile ise üye olunan sendikanın üye sayısına göre ayrım yapılarak eşitsizlik oluşturulduğu,
toplu sözleşmenin düzenlendiği 4688 sayılı Kanun'da hiçbir değişiklik yapılmadan
toplu sözleşmenin çerçevesini çizen bir kanun ile sınırlama getirilmesinin hukuka
aykırı olduğu, uluslararası sözleşmelere de aykırı olan düzenlemenin örgütlenme
özgürlüğü alanında sağlanması gereken evrensellik, süreklilik, öngörülebilirlik,
adalet ve eşit muamele ilkelerine de aykırı olduğu belirtilerek, dava konusu
düzenlemenin iptali gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI:
7429 sayılı Kanun'un 11. maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin
Ek 4. maddesinin değiştirildiği ve anılan Kanun'un 12. maddesi ile 375 sayılı
Kanun Hükmünde Kararname'ye Geçici 42. maddenin eklendiği, söz konusu Kanun
değişikliğiyle yapılan düzenlemeler çerçevesinde, kurulu olduğu hizmet kolunda
sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlisi sayısının en az %2'sini sendika
üyesi kaydeden kamu görevlileri sendikalarına üye olanlar için 2119 gösterge
rakamı üzerinden toplu sözleşme ikramiyesi, bunun altında sendika üyesi kaydeden
kamu görevlileri sendikalarına üye olanlar için ise 750 gösterge rakamı üzerinden
toplu sözleşme desteği hesaplamasının yapılması yönünde Kamu Personel Harcamaları
Yönetim Sisteminde gerekli yazılım güncellemesi yapılarak, söz konusu güncellemeye
ilişkin ... tarih ve ... sayılı KBS duyurusuyla yayımlanan ''Personel Ödemeleri
ile İlgili 2023 Yılı Yeni Yıl İşlemleri Kılavuzu '' ile sistem kullanıcılarının
bilgilendirildiği, bu bağlamda hem Kanuna hem de Kanunu esas alan ve kanuni
düzenlemeleri tekrar eden Kılavuz hükümlerine dava açıldığından, öncelikle davanın
incelenmeksizin reddinin gerektiği, kanun, kanun hükmünde kararname ve Cumhurbaşkanlığı
Kararnamelerinin hukuka uygunluk denetiminde Anayasa Mahkemesinin görevli olduğu,
mevcut davanın esasında Kanun hükmü ve Kanun hükmünün uygulanmasına karşı açıldığı,
zira bahse konu toplu sözleşme ikramiye ödemelerinin dayanağının Kanun hükmü
olduğu belirtilerek, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ: Dava konusu düzenlemenin iptali gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : ...
DÜŞÜNCESİ: ... Sendikası vekili tarafından açılan davada; Hazine ve Maliye Bakanlığı
Muhasebat Genel Müdürlüğünün 02/01/2023 tarihinde yayımladığı Personel Ödemeleri
2023 Yılı Yeni Yıl İşlemleri Uygulama Kılavuzu'nun, "B- Sendika Düzenlemesi"
başlığı altında yer alan "B.1-Toplu Sözleşme İkramiyesi" kısmının
son fıkrasındaki "...kurulu olduğu hizmet kolunda sendika üyesi olabilecek
toplam kamu görevlisi sayısının en az yüzde ikisini sendika üyesi kaydeden..."
ve "...yüzde ikisinin altında sendika üyesi kaydeden kamu görevlileri sendikalarına
üye olanlar için ise 750 gösterge rakamı üzerinden toplu sözleşme desteği hesaplamasının
yapılması..." şeklindeki ibarelerin iptali ve bu düzenlemenin dayanağı
olan ve 28/12/2022 tarih ve 32057 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe
giren 7429 sayılı Kanun'un 11. maddesi ile değişik, 27/06/1989 tarih ve 375
sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek 4. maddesinin 2. fıkrasında yer alan
"...sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlisi sayısının en az yüzde
ikisini sendika üyesi kaydeden..." ibaresi ve mezkur Kanun'un 12. maddesi
ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen Geçici 42. maddenin Anayasa'ya
aykırı olduğundan bahisle iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmiştir.
Davaya konu Personel Ödemeleri 2023 Yılı Yeni Yıl İşlemleri Uygulama Kılavuzu"nun
iptali istenilen "B- Sendika Düzenlemesi başlıklı bölümünün B.1-Toplu Sözleşme
İkramiyesi başlıklı alt kısmında; "28 Aralık 2022 tarihli ve 32057 sayılı
Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7429 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu
ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanunun 11 inci maddesi ile 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin ek 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir;
"EK MADDE 4- 25/6/2001 tarihli ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve
Toplu Sözleşme Kanunu hükümleri uyarınca kamu görevlileri sendikalarına üye
olup, aylık veya ücretinden üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine ocak,
nisan, temmuz ve ekim aylarında aylık veya ücretleri ile birlikte 750 gösterge
rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda toplu sözleşme
desteği yapılır.
Kamu görevlileri sendikasının kurulu olduğu hizmet kolunda sendika üyesi olabilecek
toplam kamu görevlisi sayısının en az yüzde ikisini sendika üyesi kaydeden kamu
görevlileri sendikalarına üye olup aylık veya ücretinden üyelik ödentisi kesilen
kamu görevlilerine ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında aylık veya ücretleri
ile birlikte toplu sözleşmeyle belirlenen tutarda toplu sözleşme ikramiyesi
ödenir. Toplu sözleşme ikramiyesi ödenen kamu görevlilerine ayrıca toplu sözleşme
desteği yapılmaz.
Bu madde uyarınca yapılan ödemeler, damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve
kesintiye tabi tutulmaz ve ilgili mevzuatı uyarınca ödenmekte olan zam, tazminat,
ödenek, döner sermaye payı, ikramiye, ücret ve her ne ad altında olursa olsun
benzer ödemelerin hesabında dikkate alınmaz.
İkinci fıkraya göre üye sayılarının tespitinde ödeme tarihi itibarıyla 4688
sayılı Kanunun 30 uncu maddesi gereğince Resmi Gazete'de yayımlanan en son tebliğ
esas alınır."
Anılan Kanunun 12 inci maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki
geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 42- Ek 4 üncü maddenin ikinci fıkrasına göre ödenecek toplu sözleşme
ikramiyesi Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve
Sosyal Haklara İlişkin 2022 ve 2023 Yıllarını Kapsayan 6. Dönem Toplu Sözleşmenin
yürürlük süresince 2119 gösterge rakamının memur aylık katsayısıyla çarpımı
sonucu bulunacak tutarda ödenir."
Buna göre, kurulu olduğu hizmet kolunda sendika üyesi olabilecek toplam kamu
görevlisi sayısının en az yüzde ikisini sendika üyesi kaydeden kamu görevlileri
sendikalarına üye olanlar için toplu sözleşme ikramiyesinin 2119 gösterge rakamı,
yüzde ikisinin altında sendika üyesi kaydeden kamu görevlileri sendikalarına
üye olanlar için ise 750 gösterge rakamı üzerinden toplu sözleşme desteği hesaplamasının
yapılması yönünde merkezden yazılım güncellemesi yapılmış olup, Gerçekleştirme
Görevlilerince (Maaş Mutemedi) gerekli kontrollerin yapılması gerekmektedir.
B. 2- Sendika Kesintisi
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun Üyelik
Ödentisi Başlıklı 25 inci maddesinde "Aylık üyelik ödenti tutarı; kamu görevlisinin
kadro ya da pozisyonuna bağlı ve her ay mutat olarak ödenmekte olan damga vergisine
tabi aylık brüt gelirleri toplamına, sendika tüzüğünde belirtilen oran uygulanmak
suretiyle hesaplanır. Ödenti tutarı, 15 inci derecenin birinci kademesinden
aylık alan Devlet memurunun damga vergisine tabi brüt gelirleri toplamının binde
dördünden az, otuzda birinden fazla olamaz" denilmektedir.
Buna göre, 2022 yılında da uygulandığı üzere, sendika kesintisi hesabında esas
alınacak olan damga vergisi matrahında, damga vergisine tabi aylık brüt gelirler
dikkate alınacak olup, asgari ücretten kaynaklanan damga vergi istisna işlemi
burada uygulanmayacaktır.
Konuyla ilgili Bakanlığımız Kamu Mali Yönetim ve Dönüşüm Genel Müdürlüğünün
31/12/2021 tarihli ve 831779 sayılı yazısında özetle;
.
"Bu kapsamda, 7349 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi hükmünün ücret geliri elde
edenlerden alınacak damga vergisi tutarlarına ilişkin bir düzenleme olduğu,
kamu görevlilerinden alınacak damga vergisi tutarlarını etkilemekle birlikte
kamu görevlilerinin kadro ya da pozisyonlarına bağlı ve her ay mutat olarak
ödenmekte olan damga vergisine tabi aylık brüt gelirleri toplamını etkilemeyeceği,
bu nedenle de 4688 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin uygulanmasında herhangi
bir değişikliğe sebebiyet vermeyeceği mütalaa edilmektedir." görüşü bulunmaktadır."
şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.
Davacı Sendika vekilince, bu düzenlemenin dayanağı olan ve 28/12/2022 tarih
ve 32057 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 22/12/2022 tarihli 7429 sayılı Kanun'un
11. maddesi ile değişik 27/06/1989 tarih ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin
Ek 4. maddesinin 1. fıkrası ile 2. fıkrasında yer alan "... sendika üyesi
olabilecek toplam kamu görevlisi sayısının en az yüzde ikisini sendika üyesi
kaydeden..." ibaresinin ve ilgili hükümlerinin Anayasa'ya aykırı olduğundan
bahisle somut norm denetimi için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulması istenilmiş
ise de, TBMM üyesi milletvekilleri tarafından 28/12/2022 tarih ve 32057 sayılı
Resmi Gazete'de yayımlanan 7429 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda
ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un
.... , 11. maddesiyle 27/06/1989 tarih ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin
değiştirilen Ek 4. maddesinin ve 12. maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye
eklenen geçici 42. maddenin Anayasaya aykırılığı ileri sürülerek iptali istemiyle
Anayasa Mahkemesine açılan davada; Anayasa Mahkemesi'nce verilen 18/01/2024
tarih ve E:2023/12, K:202024/12 sayılı kararla; 7429 sayılı Kanun'un 11. maddesiyle
27/06/1989 tarih ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin değiştirilen Ek
4. maddesinin İkinci fıkrasının birinci ve ikinci cümleleri ile 4. fıkrasının
ve 12. maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 42.
maddesinin iptaline karar verildiği, bu kararın 05/03/2024 tarih ve 32480 sayılı
Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda 375 Kanun Hükmünde Kararname'nin ek 4. maddesinin dava konusu düzenlemeye
dayanak oluşturan bölümleri ile geçici 42. maddesi, anılan Anayasa Mahkemesi
kararıyla iptal edildiğinden davaya konu Personel Ödemeleri 2023 Yılı Yeni Yıl
İşlemleri Uygulama Kılavuzunun, "B- Sendika Düzenlemesi" başlığının
"B.1-Toplu Sözleşme İkramiyesi alt başlığı kısmındaki iptali istenilen
düzenlemelerin yasal dayanağı ortadan kalktığından söz konusu düzenlemelerde
hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Belirtilen nedenlerle, Personel Ödemeleri 2023 Yılı Yeni Yıl İşlemleri Uygulama
Kılavuzunun, "B- Sendika Düzenlemesi" başlığının "B.1-Toplu Sözleşme
İkramiyesi alt başlığı kısmının son fıkrasında yer alan davaya konu düzenlemelerin
iptali gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, 2577 sayılı Kanun'un 17. maddesinin
birinci fıkrası uyarınca duruşma için önceden belirlenen 27/05/2025 tarihinde,
davacı ... Sendikası vekili Av. ... ile davalı Hazine ve Maliye Bakanlığı vekili
Av. ...'un geldiği, Danıştay Savcısı ...'ın hazır olduğu görülerek açık duruşmaya
başlandı. 2577 sayılı Kanun'un 18. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca duruşmaya
katılan taraflara usulüne uygun söz verilip dinlendikten ve Danıştay Savcısının
düşüncesi alındıktan sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten
sonra, gereği görüşüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ:
Hazine ve Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğünün 02/01/2023 tarihinde
yayımladığı Personel Ödemeleri 2023 Yılı Yeni Yıl İşlemleri Uygulama Kılavuzu'nun;
"B- Sendika Düzenlemesi" başlığı altında yer alan, "B.1-Toplu
Sözleşme İkramiyesi" alt başlığında düzenlenen, "...kurulu olduğu
hizmet kolunda sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlisi sayısının en az
yüzde ikisini sendika üyesi kaydeden..." ve "...yüzde ikisinin altında
sendika üyesi kaydeden kamu görevlileri sendikalarına üye olanlar için ise 750
gösterge rakamı üzerinden toplu sözleşme desteği hesaplamasının yapılması..."
şeklindeki ibarelerin iptali ile 28 Aralık 2022 tarih ve 32057 sayılı Resmi
Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7429 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu
ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun'un 11. maddesi ile 27/06/1989 tarih ve 375 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname'nin değiştirilen Ek 4. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "...sendika
üyesi olabilecek toplam kamu görevlisi sayısının en az yüzde ikisini sendika
üyesi kaydeden..." ibaresinin ve anılan Kanun'un 12. maddesi ile 375 sayılı
Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen Geçici 42. madde hükmünün Anayasa'ya aykırı
olduğundan bahisle iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması istemiyle bakılan
dava açılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
ESAS YÖNÜNDEN:
Davacının Anayasa'ya Aykırılık İddiasının İncelenmesi:
Davacı Sendika tarafından, 28 Aralık 2022 tarih ve 32057 sayılı Resmi Gazete'de
yayımlanarak yürürlüğe giren 7429 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda
ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un
11. maddesi ile 27/06/1989 tarih ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin
değiştirilen Ek 4. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ''...sendika üyesi
olabilecek toplam kamu görevlisi sayısının en az yüzde ikisini sendika üyesi
kaydeden..." ibaresinin ve anılan Kanun'un 12. maddesi ile 375 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname'ye eklenen Geçici 42. madde hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğundan
bahisle iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmiş ise de, Anayasa
Mahkemesinin 05/03/2024 tarih ve 32480 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe
giren 18/01/2024 tarih ve E:2023/12, K:2024/12 sayılı kararıyla; 7429 sayılı
Kanun'un 11. maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin değiştirilen
Ek 4. maddesinin birinci fıkrasının, Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin
reddine; ikinci fıkrasının birinci cümlesinin, Anayasa'ya aykırı olduğuna ve
iptaline; anılan fıkranın ikinci cümlesinin, 6216 sayılı Kanun'un 43. maddesinin
(4) numaralı fıkrası gereğince iptaline; üçüncü fıkrasının, Anayasa'ya aykırı
olmadığına ve iptal talebinin reddine; dördüncü fıkrasının, 6216 sayılı Kanun'un
43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince iptaline; anılan Kanun'un 12.
maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen Geçici 42. maddenin
6216 sayılı Kanun'un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince iptaline
karar verilmiş olup, iş bu davada ileri sürülen Anayasa aykırılık iddiası üzerine
yeniden Anayasa Mahkemesine başvurulmasına gerek görülmemiştir.
İlgili Mevzuat:
Anayasa'nın 153. maddesinde, "...Kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi veya
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının
Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa
Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir.
Bu tarih, kararın Resmi Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez.
İptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda, Türkiye Büyük Millet
Meclisi, iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğu dolduracak kanun (.)
teklifini öncelikle görüşüp karara bağlar. İptal kararları geriye yürümez. Anayasa
Mahkemesi kararları Resmi Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı
organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar. '' kuralı yer
almaktadır.
28 Aralık 2022 tarih ve 32057 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe
giren 7429 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 11. maddesi
ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin değiştirilen Ek 4. maddesinde, ''25/6/2001
tarihli ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu
hükümleri uyarınca kamu görevlileri sendikalarına üye olup, aylık veya ücretinden
üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında
aylık veya ücretleri ile birlikte 750 gösterge rakamının memur aylık katsayısı
ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda toplu sözleşme desteği yapılır.
Kamu görevlileri sendikasının kurulu olduğu hizmet kolunda sendika üyesi olabilecek
toplam kamu görevlisi sayısının en az yüzde ikisini sendika üyesi kaydeden kamu
görevlileri sendikalarına üye olup aylık veya ücretinden üyelik ödentisi kesilen
kamu görevlilerine ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında aylık veya ücretleri
ile birlikte toplu sözleşmeyle belirlenen tutarda toplu sözleşme ikramiyesi
ödenir. Toplu sözleşme ikramiyesi ödenen kamu görevlilerine ayrıca toplu sözleşme
desteği yapılmaz.
Bu madde uyarınca yapılan ödemeler, damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve
kesintiye tabi tutulmaz ve ilgili mevzuatı uyarınca ödenmekte olan zam, tazminat,
ödenek, döner sermaye payı, ikramiye, ücret ve her ne ad altında olursa olsun
benzer ödemelerin hesabında dikkate alınmaz.
İkinci fıkraya göre üye sayılarının tespitinde ödeme tarihi itibarıyla 4688
sayılı Kanunun 30 uncu maddesi gereğince Resmi Gazete'de yayımlanan en son tebliğ
esas alınır." kuralı yer almıştır.
Anılan Kanun'un 12. maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen
Geçici 42. maddede, ''Ek 4 üncü maddenin ikinci fıkrasına göre ödenecek toplu
sözleşme ikramiyesi Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik
Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2022 ve 2023 Yıllarını Kapsayan 6. Dönem Toplu
Sözleşmenin yürürlük süresince 2119 gösterge rakamının memur aylık katsayısıyla
çarpımı sonucu bulunacak tutarda ödenir." kuralına yer verilmiştir.
Dava konusu Personel Ödemeleri 2023 Yılı Yeni Yıl İşlemleri Uygulama Kılavuzu'nun;
"B- Sendika Düzenlemesi" başlığı altında yer alan, "B.1-Toplu
Sözleşme İkramiyesi" alt başlığında ise, 7429 sayılı Kanun'un 11. maddesi
ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin değiştirilen Ek 4. maddesi ile Kanun'un
12. maddesi ile anılan Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen Geçici 42. madde
hükümlerine yer verilerek, buna göre kurulu olduğu hizmet kolunda sendika üyesi
olabilecek toplam kamu görevlisi sayısının en az yüzde ikisini sendika üyesi
kaydeden kamu görevlileri sendikalarına üye olanlar için toplu sözleşme ikramiyesinin
2119 gösterge rakamı, yüzde ikisinin altında sendika üyesi kaydeden kamu görevlileri
sendikalarına üye olanlar için ise 750 gösterge rakamı üzerinden toplu sözleşme
desteği hesaplamasının yapılması yönünde merkezden yazılım güncellemesi yapıldığı
ve gerçekleştirme görevlilerince (maaş mutemedi) gerekli kontrollerin yapılması
gerektiği belirtilmiştir.
Öte yandan; 02/08/2024 tarih ve 32620 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe
giren 7524 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 59. maddesi ile 375 sayılı
Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek 4. maddesinin birinci fıkrası, ''25/6/2001 tarihli
ve 25/6/2001 tarihli ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme
Kanunu hükümleri uyarınca kamu görevlileri sendikalarına üye olup, aylık veya
ücretinden üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine her ay aylık veya ücretleri
ile birlikte toplu sözleşmeyle belirlenen tutarda toplu sözleşme ikramiyesi
ödenir.'' şeklinde değiştirilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlıkta, davalı idarece 02/01/2023 tarihinde yayımlanan Personel Ödemeleri
2023 Yılı Yeni Yıl İşlemleri Uygulama Kılavuzu incelendiğinde; maaş işlemleri,
sendika düzenlemesi, bütçe dışı avansların mahsup işlemi, döner sermaye katkı
payı matrah işlemleri, muhasebe birimi, kurum ve birim kodu değişen harcama
birimleri personelinin yeni birimine devri (personelin tamamının devredilmesi
durumunda) ve tanımlama işlemleri, program bütçeye uygun olarak yeni bütçe tertiplerinin
girişi ve fazla çalışma ödemeleri bölümlerinin bulunduğu, ''B-Sendika Düzenlemesi''
başlığının, ''B.1-Toplu Sözleşme İkramiyesi'' ile ''B.2-Sendika Kesintisi''
alt başlıklarından oluştuğunun görüldüğü, dava konusu edilen ''B.1-Toplu Sözleşme
İkramiyesi'' kısmında ise, 28/12/2022 tarih ve 32057 sayılı Resmi Gazete'de
yayımlanarak yürürlüğe giren 7429 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda
ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un
11. maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin değiştirilen Ek 4. maddesi
ve anılan Kanun'un 12. maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen
Geçici 42. madde metinlerine yer verilerek, yüzde ikilik baraj koşulunu sağlayan
sendika üyelerinin 2119 gösterge rakamı üzerinden toplu sözleşme ikramiyesi,
bu koşulu sağlamayanlar yönünden ise 750 gösterge rakamı üzerinden toplu sözleşme
desteği hesaplaması yapılacağının belirtildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu Kılavuz hükümlerinin iptali istenilen kısımlarının dayanağını oluşturan
7429 sayılı Kanun'un 11. maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin
değiştirilen Ek 4. maddesinin ve anılan Kanun'un 12. maddesiyle 375 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname'ye eklenen Geçici 42. maddenin iptali istemiyle açılan davada,
Anayasa Mahkemesinin 18/01/2024 tarih ve E:2023/12, K:2024/12 sayılı kararıyla,
375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin değişik Ek 4. maddesinin ikinci fıkrasının
birinci cümlesi yönünden; ''...toplu sözleşmelerle kamu görevlilerinin kendilerine
menfaat sağlayabilecek hükümleri karşı tarafa kabul ettirebildikleri, bunun
için görüşme yapma yetkisi olan sendika temsilcilerinin güçlü bir sendika örgütünün
eylemli desteğine ihtiyaç duydukları ve bu desteğin güçlü sendikaların oluşmasıyla
sağlanabildiği açıktır. Dava konusu kuralla üye sayısı belirli bir oranın üzerinde
olması sebebiyle toplu sözleşme sürecine etkisi ve katkısı daha fazla olabilecek
sendikaların üyelerine toplu sözleşme ikramiyesi alma hakkının tanındığı kabul
edilebilirse de bu durum üye sayısı kuralda belirlenen oranın altında kalan
sendikaların üyelerinin maddi nedenlerle üye sayısı kuralda belirtilen oranın
üzerinde olan sendikalara üye olmaya yönelebilecek olmaları pahasına meşru görülemez.
Kaldı ki üyelerinin menfaatlerini etkili bir şekilde savunan güçlü sendikaların
ortaya çıkabilmesinin sendikalar arasında rekabetin sürmesine bağlı olduğu da
ortadadır. Kuralla kamu görevlileri sendikasının kurulu olduğu hizmet kolunda
sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlisi sayısının en az yüzde ikisini
üye kaydeden kamu görevlileri sendikalarına üye olma zorunluluğu öngörülmemiş
ise de toplu sözleşme ikramiyesinin sadece bu sendikalara üye olanlara ödeneceğinin
öngörülmüş olmasının bu sendikalara üye olmaya zorlayıcı nitelik taşıdığı dolayısıyla
yeni sendikaların kurulabilmesini ve çalışanların dilediği sendikayı seçebilmesini
fiilen engelleyici nitelik taşıdığı açıktır. Dolayısıyla kuralın anayasal yönden
nesnel ve makul bir temele dayandığı söylenemez. Bu itibarla kuralın sendika
hakkı bağlamında eşitlik ilkesiyle bağdaşmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Öte yandan
Anayasa'nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının negatif boyutu
sendika üyesi olmayan çalışanları sendikaya üye olmaya doğrudan veya dolaylı
olarak zorlayan düzenlemeler yapılmasını da yasaklamaktadır. Devlet tarafından
sendika üyesi çalışanlara, katlandıkları sendika aidatı külfetini telafi edecek
tutarda veya bu tutara yakın birtakım mali imkanlar sağlanmasının çalışanları
sendika üyesi olmaya zorlayıcı bir yönü bulunmasa da sağlanan devlet yardımının
sendika aidatı tutarını bariz bir biçimde aşması halinde bunun çalışanları sendikalara
üye olmaya dolaylı olarak zorlayıcı bir boyuta ulaştığı söylenebilir. Zira yüksek
devlet yardımı, gerçekte sendikaya üye olmaya istekli ve niyetli olmayan kamu
görevlilerini, sırf bu yardımdan yararlanmak amacıyla sendikalara üye olmaya
zorlayabilecektir. Dava konusu kuralda düzenlenen toplu sözleşme ikramiyesinin
miktarı gözetildiğinde kamu görevlilerini sendika üyesi olmaya dolaylı olarak
zorlayıcı bir yönünün bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle kuralın negatif
sendika özgürlüğünü de ihlal ettiği kanaatine varılmaktadır. Açıklanan nedenlerle
kural, Anayasa'nın 10. ve 51. maddelerine aykırıdır.'' gerekçesiyle, 375 sayılı
Kanun Hükmünde Kararname'nin değişik Ek 4. maddesinin ikinci fıkrasının ikinci
cümlesi yönünden; ''375 sayılı KHK'nın ek 4. maddesinin ikinci fıkrasının birinci
cümlesinin iptali nedeniyle anılan fıkranın ikinci cümlesinin uygulanma imkanı
kalmamıştır. Bu nedenle söz konusu cümle 6216 sayılı Kanun'un 43. maddesinin
(4) numaralı fıkrası kapsamında değerlendirilmiş ve bu kural yönünden Anayasa'ya
uygunluk denetiminin yapılmasına gerek görülmemiştir.'' gerekçesiyle, 375 sayılı
Kanun Hükmünde Kararname'nin değişik Ek 4. maddesinin dördüncü fıkrası yönünden;
''375 sayılı KHK'nın ek 4. maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin iptali
nedeniyle anılan maddenin dördüncü fıkrasının uygulanma imkanı kalmamıştır.
Bu nedenle söz konusu fıkra 6216 sayılı Kanun'un 43. maddesinin (4) numaralı
fıkrası kapsamında değerlendirilmiş ve bu kural yönünden Anayasa'ya uygunluk
denetiminin yapılmasına gerek görülmemiştir.'' gerekçesiyle, 375 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname'ye eklenen Geçici 42. madde yönünden; ''375 sayılı KHK'nın
ek 4. maddesinin ikinci fıkrasının iptali nedeniyle anılan KHK'nın geçici 42.
maddesinin uygulanma imkanı kalmamıştır. Bu nedenle söz konusu madde 6216 sayılı
Kanun'un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası kapsamında değerlendirilmiş ve
bu kural yönünden Anayasa'ya uygunluk denetiminin yapılmasına gerek görülmemiştir.''
gerekçesiyle iptal kararı verildiği, sonuç olarak; 7429 sayılı Kanun'un 11.
maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin değiştirilen Ek 4. maddesinin
birinci fıkrasının, Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine;
ikinci fıkrasının birinci cümlesinin, Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline;
anılan fıkranın ikinci cümlesinin, 6216 sayılı Kanun'un 43. maddesinin (4) numaralı
fıkrası gereğince iptaline; üçüncü fıkrasının, Anayasa'ya aykırı olmadığına
ve iptal talebinin reddine; dördüncü fıkrasının, 6216 sayılı Kanun'un 43. maddesinin
(4) numaralı fıkrası gereğince iptaline; 7429 sayılı Kanun'un 12. maddesiyle
375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen Geçici 42. maddenin, 6216 sayılı
Kanun'un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince iptaline karar verilmiş
olup, iptal hükmü 05/03/2024 tarih ve 32480 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak
yürürlüğe girmiştir.
Bu durumda, dava konusu düzenlemenin dayanağını oluşturan yasa kuralları Anayasa
Mahkemesince iptal edildiğinden, Anayasa Mahkemesi kararının geriye yürümesi
ve söz konusu karardan önce yürürlükte olan Anayasa'ya aykırı kurala göre tesis
edilen işlemlere karşı açılan ve halen görülmekte olan davaların Anayasa Mahkemesi
kararından ne şekilde etkileneceği hususunun öncelikle açıklığa kavuşturulması
gerekmektedir.
Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasında; Kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi
veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümlerinin, iptal
kararlarının Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkacağı, gereken
hallerde Anayasa Mahkemesinin iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca
kararlaştırabileceği, bu tarihin, kararın Resmi Gazete'de yayımlandığı günden
başlayarak bir yılı geçemeyeceği, beşinci fıkrasında; iptal kararlarının geriye
yürümeyeceği, altıncı fıkrasında ise; Anayasa Mahkemesi kararlarının Resmi Gazete'de
hemen yayımlanacağı ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını,
gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı, kuralları yer almaktadır.
Anayasa Mahkemesince bir kanunun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin tümünün
ya da belirli hükümlerinin Anayasa'ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu
bilindiği halde eldeki davaların Anayasa'ya aykırılığı saptanmış olan kurallara
göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa'nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti
ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülemez. Aksine durum ise, Anayasa'nın
153. maddesinde yer alan Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcı olduğu yönündeki
hükme aykırılık oluşturur.
Yukarıda açık metinlerine yer verilen ve Anayasa'da düzenlenmiş olan kurallar
ile Anayasa Mahkemesi kararlarında belirtilen hukuksal durumun doğal sonucu
olarak, bir kanun ya da Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin uygulanması nedeniyle
dava açmak durumunda kalan ve Anayasa'nın 153. maddesi uyarınca itiraz yoluyla
Anayasa Mahkemesine başvurma hakkına sahip olan kişilerin de, kendi hak ve menfaatlerini
ihlal eden kuralın iptal davası veya itiraz yoluyla daha önce yapılan başvuru
sonucunda Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olmasının hukuki sonuçlarından
yararlanmaları gerektiği açıktır.
Bakılan uyuşmazlıkta, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 7429 sayılı Kanun
ile değişik Ek 4. maddesi ve anılan Kanun ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye
eklenen Geçici 42. madde hükümleri dayanak alınarak hazırlanan dava konusu Kılavuz'un
iptali istenilen ibareleri, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile hukuki dayanaktan
yoksun hale gelmiş bulunmaktadır.
Bu durumda; dava konusu olan ve iptali istenilen Kılavuz hükümleri, 375 sayılı
Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek 4. maddesi ile Geçici 42. maddesine dayanılarak
hazırlanıp yürürlüğe konulduğundan ve düzenlemenin yasal dayanağını teşkil eden
kısımlar, yukarıda yer verilen Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmiş olduğundan,
dava konusu Kılavuz'un iptali istenilen hükümlerinde hukuka uygunluk bulunmadığı
sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu Personel Ödemeleri 2023 Yılı Yeni Yıl İşlemleri Uygulama Kılavuzu'nun;
"B- Sendika Düzenlemesi" başlığı altında yer alan, "B.1-Toplu
Sözleşme İkramiyesi" alt başlığında düzenlenen, "...kurulu olduğu
hizmet kolunda sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlisi sayısının en az
yüzde ikisini sendika üyesi kaydeden..." ve "...yüzde ikisinin altında
sendika üyesi kaydeden kamu görevlileri sendikalarına üye olanlar için ise 750
gösterge rakamı üzerinden toplu sözleşme desteği hesaplamasının yapılması..."
ibarelerinin İPTALİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ...-TL yargılama giderinin davalı idareden
alınarak davacıya verilmesine,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca
duruşmalı işler için takdir edilen ...-TL vekalet ücretinin davalı idareden
alınarak davacıya verilmesine,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi
halinde davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava
Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 27/05/2025 tarihinde oybirliğiyle
karar verildi.