Bakan Ersoy: Dünyanın en çok turist çeken 4. ülkesi Türkiye
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, TBMM'deki sunumunda çarpıcı veriler paylaştı. Bakan Ersoy, 2025 yılının ilk 9 aylık turizm gelir rekorunun 50 milyar dolarla kırıldığını ve yabancı turistlerin kişi başı gecelik harcamasının 116 dolara yükseldiğini belirtti. Türkiye'nin, Rusya-Ukrayna savaşı, İstanbul depremi ve İsrail-İran çatışmaları gibi olumsuzluklara rağmen, dünyada en çok turist çeken ülkeler arasında 8. sıradan 4. sıraya, turizm gelirinde ise 15. sıradan 7. sıraya yükseldiğini vurguladı.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, TBMM Genel Kurulu'nda 2026 Merkezi
Yönetim Bütçe ve 2024 Kesin Hesap görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine
sunum yaptı. Bakan Ersoy, "2025 yılında tüm zamanların ilk 9 aylık gelir
rekorunu kırmış bulunuyoruz. 2025 Ocak - Eylül döneminde turizm gelirimiz bir
önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,7 oranında artarak 50 milyar dolara
yükselmiştir. 2017 yılında 83 dolar iken 2024 yılı ilk dokuz ayında yabancı
turistlerin kişi başı gecelik harcaması 107 dolara, 2025 yılında ise bu rakam
116 dolar seviyesine yükselmiştir. Yakaladığımız 2024'e göre yüzde 9'luk, 2017'ye
göre yüzde 41'lik büyüme, en önemli hedeflerimizden biri olan nitelikli turisti
ülkemize çekme noktasında her yıl üstüne koyarak gerçekleştirdiğimiz ilerlemeyi
ve istikrarı açıkça göstermektedir. 2025 yılının ön rezervasyonlarına baktığımızda
iyi bir sezonun yaşanacağını biz zaten ön görüyorduk. Ülkemize olan bu ciddi
talebi, devam eden Rusya Ukrayna savaşının olumsuz etkilerine rağmen sağlamıştık.
Ancak maalesef olumsuzluklar bununla sınırlı kalmadı" diye konuştu.
Türkiye'nin 2024 yılında dünyanın en çok turist çeken 4'üncü ülkesi olduğunu vurgulayan Bakan Ersoy, "Paskalya tatiline denk gelen 23 Nisan İstanbul depremi, ardından patlak veren Hindistan-Pakistan çatışmaları ile 12-24 Haziran tarihleri arasındaki İsrail-İran savaşı peş peşe yaşandı. Bütün bunların üzerine İran'daki nükleer tesislerin hedef alınabileceği endişesi de hakim olunca rezervasyon akışı yavaşladı ve kıyı bölgelerimizdeki aile ağırlıklı rezervasyonlarda iptaller yaşandı. Bu koşullar altında dahi hedeflerimizden ödün vermedik. Derhal gerekli adımları atarak, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansımız ile birlikte çok yoğun tanıtım kampanyaları düzenledik. Nihayetinde çalışmalarımız sonuç verdi ve rezervasyon akışını tekrar hızlandırdık. Türkiye, 2017'de dünyanın en çok turist çeken ülkeleri arasında 8'inci sıradaydı. Biz ülkemizi 2024 itibarıyla 4'üncü sıraya taşıdık. Turizm gelirimizde gerçekleştirdiğimiz sıçrama bunun da ötesindedir. Bu alanda 2017'de 15'inci sırada olan ülkemizi, 2024'te 7'nciliğe yükselttik. Turizm geliri artışında yakaladığımız bu ivme ile 64 milyar dolarlık 2025 sonu hedefimizi de yakalayacağız" ifadelerini kullandı.
Gastronomi alanındaki çalışmalar hakkında bilgi veren Bakan Ersoy, "Attığımız tüm adımların neticesini gördüğümüz alanlardan en önemlilerinden birisi de gastronomi. TGA ile 2023 yılında Türkiye'ye getirmeyi başardığımız Dünyanın en prestijli restoran değerlendirme sistemlerinden biri olan Michelin Rehberi'nin 2026 Türkiye seçkisinde toplam 171 restoran yer aldı. 2026 seçkisinde Kapadokya'mızın da ilk kez Michelin listesinde yer alacak olmasının sevincini ve haklı gururunu yaşadık. Son açıklanan lezzet duraklarımızla Türkiye'nin Michelin Yıldızlı restoran sayısı 17'ye ulaşmış oldu. Bu tablo, Türkiye'nin gastronomi alanındaki yükselişinin ve dünya çapındaki değerinin güçlü bir göstergesidir" şeklinde konuştu.
'Geleceğe Miras' projesini, Cumhuriyet tarihinin en büyük arkeolojik seferberliği
olarak hayata geçirdiklerini söyleyen Ersoy, "2023 yılından bu yana, insanlık
tarihine ışık tutan değerlerimizi gün yüzüne çıkartmak ve restorasyonlarla ayağa
kaldırmak adına benzeri görülmemiş bir mesai yürütmekteyiz. 2025 yılı itibarıyla
65 ilde 255 kazı alanına çalışma yapılmaktadır. Yabancı heyetlerce yürütülen
29 kazımızı da 12 aylık kazı programına dahil ederek her birine Türk Koordinatör
Kazı Başkanı atadık. Gururla ifade etmek isterim ki bugün yerli ve milli bir
Türk arkeolojisi, bütün insanlık tarihini aydınlatacak çalışmalara ev sahipliği
yapmaktadır. Kazı ve restorasyon çalışmalarının yanı sıra yine 'Geleceğe Miras'
projesi kapsamında 17 antik kentimizde ziyaretçi karşılama merkezi ve çevre
düzenleme projelerini tamamladık. 13 noktada da çevre düzenleme uygulamalarını
bitirdik" dedi.
Su altı arkeolojisinde mesainin sürdürüldüğünü belirten Bakan Ersoy, "Bu
kapsamda, tarihimizin dönüm noktasına şahitlik etmiş olan Bitlis'te, dünyanın
en büyük Türk-İslam mezarlığı olma özelliği taşıyan Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı
ziyaretçi karşılama merkezinin açılışını 25 Ağustos tarihinde gerçekleştirdik.
Su altı arkeolojisinde de mesaimiz sürüyor. Kemer açıklarında dünyanın en eski
ticaret batığında, Datça'da ise Osmanlı donanmasından bir gemide kazı çalışmaları
yapıyoruz. Bu gemilerden elde edilen bulgular şimdiden önemli dönem verileri
sunmaktadır. 7 adet sualtı arkeolojik kazısı ile Türkiye bu alanda dünyada birinci
sırada. 15 binden fazla envanterli buluntunun gün yüzüne çıkarıldığı bütün bu
arkeolojik çalışmalar için sadece 2025 yılında ayırdığımız kaynak miktarı 3,5
milyar liradır. Proje kapsamında, ilk 11 aylık süreçte bin 200'den fazla uzmanın,
3 binden fazla çalışanın istihdam edilmesini sağladık" diye konuştu.
UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki varlık sayısının 22'ye yükseldiğini belirten
Ersoy, "Son olarak 2025 yılında, "Sardes Antik Kenti ve Bintepeler
Lidya Tümülüsleri" listeye alınmıştır. 2020 yılında UNESCO Geçici Listesi'ne
kaydedilen 'Zerzevan Kalesi ve Mithraeum'un adaylık dosyası da 2026 yılında
değerlendirilmek üzere Dünya Miras Merkezine sunulmuştur. "Ankara: Modern
Bir Cumhuriyet Başkentinin Planlanması ve İnşası" ise UNESCO Türkiye Milli
Komisyonu iş birliğinde yürüttüğümüz çalışmalar sonucunda UNESCO Dünya Mirası
Geçici Listesi'ne eklenmiş ve listedeki varlık sayımız 79 olmuştur. Elbette
ecdat yadigarı vakıf eserlerimiz de kültür varlıklarımızla ilgili çalışmalarımızda
özel bir yer teşkil etmektedir. Son iki yılda yurt içinde; İstanbul Fatih Beyazıt
Camii, İstanbul Fatih Süleymaniye Külliyesi Darüşşifası ve Sıra Odalar başta
olmak üzere 166 vakıf kültür varlığının restorasyonlarını tamamladık. 2025 yılının
ilk dokuz ayında onarım ve restorasyonunu tamamladığımız eser sayısı 101 adet
olup, inşallah yıl sonuna kadar bu sayıyı 121'e çıkarmış olacağız" ifadelerini
kullandı.
Ayasofya'da tarihin en kapsamlı restorasyonunu çalışmasını yaptıklarını aktaran Ersoy, "Bu noktada bir kez daha tüm restorasyon faaliyetlerimizde bilimsel yöntem uygulamalara bağlı kaldığımızı uygulamaya gerekli görüyorum. Atılacak her adım alanında uzman akademisyenlerin üzeri aldığı birim kurumlarınca belirlenmekte yapılan her müdahale ve koruma işlemi kurum kararlarıyla uygulanmaktadır. Ayasofya'da da yapının zarar görmemesi için bir yıllık bir hazırlık süreci, elliden fazla toplantı gerçekleştirildi. Oluşabilecek tüm sabit ve hareketli yüklerin statik hesapları, zeminlerde yükleme testi, zemin testi ve radar taramaları yapılarak bütün laboratuvar çalışmalarıyla birlikte bu kararlar alındı. Ayasofya'da UNESCO heyeti tarafından biliyorsunuz düzenli olarak denetlenmektedir. Heyetin Haziran 2024 sonrası hazırladığı raporu son bölümüne okuma başlıyor. Binanın genel koruma ve basın koşulları iyidir. Anakubbe'nin güçlendirilmesi ve çatıların onarımı, taş cephelerinin temizlenmesi ve restorasyonu, pencerelerin onarımı için son zamanlarda bir çok çalışma yapılmıştır" dedi.