ALİ TEZEL'E SORULAN SORU VE CEVAP
Ana ve babadan aylık alacaksınız
SORU: Eşimden ayrıldım. Annem SSK'lı, babam memur emeklisidir. Acaba (müteveffa olan) ikisinin maaşını alabilir miyim? Lider Bilge
CEVAP: 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereğince, hem annesinden, hem de babasından aylığa hak kazanan çocuğa, aylıklardan fazla olanın tamamı az olanın yarısı ödenmektedir. Bu durumda 5434 sayılı Kanun gereğince babanız üzerinden tam, anneniz üzerinden yarım aylık almanız gerekir.
MEMURLAR.NET'İN AÇIKLAMASI
5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanununun 94 üncü maddesi şu şekildedir:
“İki Cihetten veya Aynı Sıfatla (Aylık) veya (Toptan Ödeme)'ye İstihkak
Halleri
Madde 94 – (Değişik: 7/5/1986 - 3284/15 md.)
Bu Kanunda belirtilen istisnalar dışında, iki yönden aylığa
hak kazananların, tercih ettikleri aylıkları, Sandığa yazılı müracaatları takip
eden aybaşından itibaren ödenir. Diğer aylıkları sürekli olarak kesilir.
Ancak, iki yönden aylığa aynı zamanda hak kazananlara, müstehak oldukları tarihten
itibaren fazla olan aylıkları ödenir.
Tercih ettikleri aylıklarını alanlar, yeniden Sandığa yazılı olarak başvurdukları
tarihi izleyen aybaşından itibaren bu isteklerinden dönebilirler.
Emekli, adi malullük, vazife malullüğü, harp malullüğü veya er vazife malullüğü
aylığı almakta iken dul veya yetim aylığını tercih edenlerin ölümlerinde, dul
ve yetimlerine kendi emekli, adi malullük, vazife malullüğü, harp malullüğü,
er vazife malullüğü aylıkları üzerinden aylık bağlanır.
Dul ve yetim sıfatıyla toptan ödeme yapılanlara, gerek yine dul ve yetim sıfatıyla
gerek kendi vazifelerinden dolayı müstehak oldukları toptan ödeme ayrıca yapılır.
Evlendiğinden dolayı aylığı kesilenlerin, kocasının ölümü sebebiyle toptan ödemeye
müstehak olması, yetim aylığının ödenmesine mani olmaz.
İki cihetten aylık veya toptan ödemeye aynı zamanda müstehak duruma girenler
hakkında da yukarıdaki hükümler uygulanır.”
Maddede, “Ancak, iki yönden aylığa aynı zamanda hak kazananlara, müstehak oldukları tarihten itibaren fazla olan aylıkları ödenir.” hükmü yer almakta olduğundan, her ikisi de Devlet memuru olan ana ve babaların vefatlarında, çocuğun her ikisinden de – ana ve babasından- ayrı ayrı aylık alma hakkının olmadığı, tercih talebinde bulunması gerektiği görülmektedir.
Bu konuda yeni düzenleme, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile yapılmıştır. Bu kanunun 54 üncü maddesinde;
“Aylık ve gelirlerin birleşmesi
MADDE 54- Bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi
durumunda;
…
3) Ana ve babasından ayrı ayrı aylığa hak kazanan çocuklara, yüksek olan
aylığın tamamı, az olan aylığın yarısı,
…
bağlanır…” denilmektedir.
Bu hükme bakıldığında, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 32 nci maddesi hükümlerine göre ölüm aylığına hak kazananlara ana ve babalarından dolayı ayrı ayrı ölüm aylığı ödenebileceği, anlaşılmaktadır.
Ancak, 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesinde, bu kanunun yürürlüğe girdiği 2008 yılı Ekim ayı başından önce devlet memuru olanların ve bunların vefatlarında dul yetimlerinin aylıklarının, bağlanması, kesilmesi hakkındaki işlemlerin yine 5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre yapılması gerektiği yönünde hükümlere yer verildiğini görmekteyiz.
“5434 sayılı Kanuna ilişkin geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 4- (Değişik: 17/4/2008-5754/68 md.)
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı
Kanuna göre; aylık, tazminat, harp malûllüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar
ile 8/2/2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre ek ödeme verilmekte
olanlara, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanunda
kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine
devam olunur. Ancak, 5 ilâ 10 yıl arasında fiili hizmet süresi olan iştirakçilerden
dolayı dul ve yetim aylığı almakta olanların, aylık ve diğer ödemeleri, bu Kanunun
32 nci, 34 üncü ve 37 nci maddelerindeki şartları haiz oldukları müddetçe devam
edilir.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçiliği sona erenlerden tahsis
talebinde bulunacaklar ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı
Kanun hükümlerine göre tahsis talebinde bulunanlardan işlemleri devam edenler
hakkında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun
hükümlerine göre işlem yapılır.
Bu Kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde; iştirakçi iken, bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(c) bendi kapsamına alınanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434
sayılı Kanun hükümlerine tabi olarak çalışmış olup bu Kanunun 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (c) bendine tabi olarak yeniden çalışmaya başlayanlar ile
bunların dul ve yetimleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri
de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.
Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması,
kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları,
diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten
kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır
ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate
alınır.
5434 sayılı Kanuna göre ödenen aylıklar ile bu madde kapsamında bağlanacak aylıklar,
memur maaş katsayılarındaki artışlara göre yükseltilir. Ayrıca 5434 sayılı Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten sonra barem, teşkilat, kadro ve sair kanunlar ile
aynı rütbe, kadro ve sair kanunlarda yapılacak değişiklikler sonucunda aylık
tutarlarında meydana gelecek yükselmeler, aynı rütbe, kadro unvanı ve dereceden
bağlanmış bulunan emeklilik, malûllük ve vazife malûllüğü aylıkları ile dul
ve yetim aylıkları hakkında da uygulanır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ölen, ancak bu Kanunla yürürlükten
kaldırılan ilgili kanun hükümlerine göre ölüm aylığının bağlanabilmesi için
yeterli prim ödeme gün sayısı olmayan sigortalının hak sahiplerinin, prim ödeme
gün sayısı bakımından bu Kanun hükümlerine göre ölüm aylığına hak kazanması
halinde, müracaat tarihini takip eden aybaşından itibaren, bu Kanunla yürürlükten
kaldırılan 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre hesaplanacak aylıkları, bu Kanunun
32 nci, 34 üncü ve 37 nci maddelerine göre ödenir.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanuna göre iştirakçi
olup bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra bu Kanunun 4 üncü maddesinin
birinci fıkrası kapsamında sigortalılığı bulunmayanların borçlandığı, ihya ettiği
hizmetleri ile birlikte bu Kanuna göre aylığa hak kazanmaları ve müracaat etmeleri
halinde, bu maddeye göre borçlandığı ve ihya ettiği hizmetlerine ait paranın
ödendiği tarihi takip eden ay başından itibaren kendilerine bu Kanunla yürürlükten
kaldırılan 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre hesaplanarak aylık bağlanır. Hak
sahipleri hakkında bu fıkra hükmü uygulanmak suretiyle aylığa hak kazandıklarında
hesaplanan aylıkları, bu Kanunun 32 nci, 34 üncü ve 37 nci maddelerine göre
ödenir. Ancak bu süreler emeklilik ikramiyesinde nazara alınmaz.”
Maddeler irdelendiğinde, ana ve babalarından ayrı ayrı aylık alabilmenin zorunlu ön koşulunun, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 2008 yılı Ekim ayı başından sonra ilk defa 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının ( c ) bendi kapsamında sigortalı (devlet memuru) olan eşlerin her ikisinin de vefatı halinde 5510 sayılı Kanuna göre ölüm aylığına hak kazanacak olan çocukların ayrı ayrı ana ve babalarından dolayı aylığa hak kazanabilecekleri şeklinde bir sonucun ortaya çıktığını düşünmekteyiz.
Vefat eden eşlerin, 2008 yılı Ekim ayı başından önce devlet memurluğu hizmetleri bulunması halinde, vefatlarında yine çocuklara 5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiğini, bu durumda ayrı ayrı ana ve babalarından dolayı aylık alamayacaklarını değerlendirmekteyiz.
Özetle, özellikle vatandaşlardan gelen soru ve cevaplarda hemen 5510'a müracaat etmemek, eğer Emekli Sandığı yönünden bir durum var ise 5510'un geçici 4. maddesi hükmü gereğince 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununa bakmak gerekmektedir.