Kerinçsiz'in çapraz sorgusu tamamlandı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 20 Nisan 2009 18:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

''Ergenekon'' davasının 78. duruşması başladı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen davanın duruşmasına Erkut Ersoy, Emin Gürses, Hüseyin Görüm, Hayrettin Ertekin, Selim Akkurt, Ümit Sayın, Erol Ölmez, Mehmet Adnan Akfırat ve Murat Çağlar dışındaki tutuklu 27 sanık katıldı.

Duruşmada, tutuksuz sanıklardan Güler Kömürcü Öztürk de hazır bulundu.

Duruşmaya, tutuklu sanık avukat Kemal Kerinçsiz'in savunmasıyla devam ediliyor.

Bu arada, cezaevi ring araçlarından biri, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi önünde kurulan ve basın mensuplarının kullandığı çadırlardan biri ile içinde çay ocağının bulunduğu başka bir çadıra çarparak zarar verdi.


?Ergenekon? davasının tutuklu sanıklarında avukat Kemal Kerinçsiz, 12 duruşma süren savunmasını tamamladı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada savunmasına devam eden Kerinçsiz, Danıştay saldırısı ve Rahip Santoro cinayetinin Glock marka silahla işlendiğini belirterek, ?Danıştay saldırısını sözde örgütün işlendiğini ispat ettiniz mi ki Rahip Santoro cinayeti ile Glock marka silah nedeniyle bağlantı kuruyorsunuz?? dedi.

Kerinçsiz, Glock marka silah nedeniyle Santoro cinayetinin bu davada yargılanan 8 sanığın üzerine atıldığını öne sürdü.

Hrant Dink cinayeti davasının sanığı Ogün Samast'ın cezaevinde uyuyamaması ve kullanıldığını ima etmesinin de bu cinayetin sözde örgüt tarafından işlendiği şeklinde yorumlandığını öne süren Kerinçsiz, ?Bir gazete haberiyle Dink cinayeti bize mal edilmeye çalışılıyor? diye konuştu.

Kerinçsiz, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın son ?Ergenekon? operasyonunda Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan'ın evinin aranmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunduğunu belirterek, ?Bir bakanın 'onu görme, onu niye görüyorsun?' sözleri savcılar ile iktidarın ilişkilerini ortaya koymaktadır. İktidar ile savcılar arasındaki muazzam etkileşim olduğu izahtan yoksundur. Siz nasıl olur da bir bakan olarak savcılara emir ve talimat verirsiniz?? dedi.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın ?Biz iktidara gelirsek Ergenekon soruşturmasını bitireceğiz? dediğini de öne süren Kerinçsiz, bu sözle Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) ihlal edildiğini savundu.

Kerinçsiz, ?Başlatan iktidar, bitiren ana muhalefet partisi. Hukuk nerede? Bu sözler davanın ne yönde yürüdüğünü yeterince göstermektedir? dedi.

Uzun süren savunmasından dolayı kendisini hatalı görmediğini ifade eden Kerinçsiz, savunmasını şöyle bitirdi:

?İddianamede yapılan tekrarlar beni böyle bir savunma yapmaya mecbur etti. Ayrıca sanıklardan bazılarının içinde bulundukları psikoloji nedeniyle kendilerini savunmamaları da benim savunmamın uzamasına neden oldu. Savcıların kişiliklerine yönelik bir hakaret kastım yoktu. Yapmış oldukları hukuk dışılığı ve yanlış işlemleri ifade etmeye çalıştım.?

EN UZUN SAVUNMA KERİNÇSİZ'DEN

Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde 78 duruşmadır devam eden ?Ergenekon? davasında, tutuklu sanıkların savunmalarının alınmasına 12. duruşmada başlandı.

Davanın 67. duruşmasına kadar 45'i tutuklu 3'ü tutuksuz toplam 48 sanığın ifadesi tamamlandı.

Davanın 67. duruşmasında savunma yapmaya başlayan Kerinçsiz, 12 duruşma süren ifadesi sırasında yaklaşık 60 saat konuştu.

Duruşma sırasında en kısa ifadeyi ise 15 dakika ile Selim Akkurt verdi. İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek ise toplam 18,5 saat olmak üzere savunmasını 4 duruşmada tamamlamıştı.

Cumhuriyet Savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın ise davanın 3. duruşmasında başladıkları iddianame okuma işlemini, 9 duruşma ve toplam 40 saatte bitirmişti.

Veli Küçük'ten mahkemeye dilekçe

Ankara - "Ergenekon" davası sanığı emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesine sunduğu dilekçede, Danıştay 2. Dairesi üyelerine ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılarla ilgili davada, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin verdiği bozma kararına uyulmamasını talep etti.

Küçük, avukatı Zeynep Küçük aracılığıyla sunduğu dilekçede, Yargıtay kararının, ortaya çıkan yeni delil ve olaylar dikkate alınarak değerlendirilmesi ve bozma kararına uyulmaması gerektiğini kaydetti.

"Her iki dava arasında irtibat kurulmasını teminen var edilen tek gerekçenin, Osman Yıldırım'ın gerek tanık ve gerekse gizli tanık olarak alınan beyanları olduğunu" belirten Veli Küçük, "Yıldırım'ın ifadelerinin yalan olduğu İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan yargılama esnasında kanıtlanmıştır" dedi.

Dilekçede, "Yıldırım'ın, menfaati söz konusu olduğunda her türlü yalanı söyleyebilecek ve her türlü iş birliğine açık, her türlü illegal ilişkinin rahatlıkla kurulabilecek bir kişi olduğu" ileri sürüldü.

Yıldırım'ın, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada hüküm giymesinin ardından, "Ergenekon" soruşturmasını yürüten savcılarca cezaevinde ziyaret edildiği iddia edildi.

Osman Yıldırım'ın bu görüşmede, bir takım iddialarda bulunduğu ifade edilen dilekçede, "Osman Yıldırım'ın, Ataşehir'de gerçekleştirildiğini iddia ettiği toplantının olmadığının, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılama sırasında dosyaya getirtilen ilgili kişilerin cep telefonu baz istasyon kayıtları ile ispatlandığı" kaydedildi.

Dilekçede, "Dosyada, her iki dava arasında irtibat bulunduğu yönünde Osman Yıldırım'ın bu beyanları haricinde hiçbir bilgi, kanıt, beyan bulunmamaktadır" denildi.


Kerinçsiz'in çapraz sorgusu tamamlandı

''Ergenekon'' davasının tutuklu sanıklarından avukat Kemal Kerinçsiz'in çapraz sorgusu tamamlandı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'ün, savcılık ve mahkemede verdiği ifadelerini okumasının ardından Kerinçsiz'in çapraz sorgusuna geçildi.

İlk olarak Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in sorularını yanıtlayan Kerinçsiz'e, ''Milli Güç'' sitesindeki yazarlar arasında kendisi, Sevgi Erenerol ve Şener Eruygur'un isminin yer aldığı hatırlatıldı.

Kerinçsiz de bu sitenin editörünün Muammer Karabulut olduğunu, genellikle ''Milli Güç Platformu''nun haberlerinin yayınlandığını kaydetti.

Turan Çömez'i, Azerbaycan hükümetinin davetlisi olarak gittiği toplantıda gördüğünü, Şener Eruygur ile bir miting sırasında tokalaştığını ifade eden Kerinçsiz, Tuncer Kılınç'ı ise hiç tanımadığını iddia etti.

Muzaffer Tekin ile 2006 yılının Nisan ayında Beyazıt'taki Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'i anma töreninde tanıştığını ileri süren Kerinçsiz, ''Ondan önce 9 Mart 2006'da Galatasaray Lisesi önünde düzenlediğimiz etkinliğe katılmış ama o zaman ben onu tanımıyordum. Onun haricinde hiç karşılaşmadık. Beyazıt'a herkes bireysel olarak gelmişti. Muzaffer Tekin'in bir grubu yoktu. Kimse orada birbirini tanıştırmadı. Muzaffer Tekin ile tesadüfen tanıştık ve tokalaştık'' dedi.

Savcı Pekgüzel'in, Büyük Hukukçular Birliği'nde, aralarında geçen bir tartışmanın ardından Oktay Yıldırım'ın hastaneye kaldırıldığının iddia edildiğini belirtmesi üzerine Kerinçsiz, o tür bir şiddeti yapmasının mümkün olmadığını söyledi.

Olayın ardından hastaneye gittiğini, Yıldırım'ın kaşının yarıldığını anlatan Kerinçsiz ''Hastanede sert bir tartışma yaşanınca 'olay büyümesin' diye hastaneden ayrıldım ve bir daha da görüşmedim. Bu konuyla alakalı Muzaffer Tekin'i aramadım da bilgi de vermedim'' dedi.

-DİĞER SANIKLARLA İLİŞKİSİ-

Bekir Öztürk ile telefonla tanıştığını, yüz yüze ilk görüşmelerinin ise 2006 yılının Nisan ayında olduğunu belirten Kerinçsiz, 5 Kasım 2006'dan itibaren cezaevine girene kadar aralarındaki husumetten dolayı tek bir görüşmeleri bulunmadığını söyledi.

Oktay Yıldırım, Bekir Öztürk ve Behiç Gürcihan ile aralarında geçmişe dayalı bir dostluk olmadığını ifade eden Kerinçsiz, ''Aramızda yoğun bir ilişki yoktu. Oktay Yıldırım'ı gazi olarak bilirim. Etkinliklere, bu gazilik sıfatıyla katılmıştır. Kişi olarak birlikte olamayacağınızı anladığınız insanlarla yollarınızı ayırırsınız'' diye konuştu.

Savcı Pekgüzel, Kerinçsiz'e ''Size yeni açılan iddianamedeki bazı isimleri sayacağım. Bunları tek tek tanıyıp tanımadığınızı ve tanıyorsanız nasıl tanıştığınızı, irtibatınızı söyler misiniz?'' sorusunu yöneltti.

Kemal Kerinçsiz bu soruya ''Ahmet Hurşit Tolon'u, sadece Eminönü'nde Turgut Özakman'ın bir konferansı sırasında gördüm ama tanışmadık. Elini dahi sıkmadım. Bir telefon görüşmesi görünüyor ama ben bir kez bile görüşmedim'' karşılığını verdi.

Bu sırada Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün, savcı Pekgüzel'i ''Bu sorular diğer dosyanın soruları. Daha sonra sorarsınız'' şeklinde uyarması üzerine Kerinçsiz, ''Benim için sorun değil. Rahatlıkla cevaplayabilirim'' dedi.

Bunun üzerine Savcı Pekgüzel, diğer isimleri sormaktan vazgeçti.

Savcı Pekgüzel, devam eden soruşturmada yer alan Mustafa Özbek ve Levent Temiz ile olan ilişkisini sorduğu Kerinçsiz, başkanlığını Mustafa Özbek'in yaptığı ''Türkiyem'' topluluğunun yürütme kurulunda 2 ay hukuk işlerinde çalıştığını belirtti.

Kerinçsiz, ''Toplumsal açılım gerçekleşti. Halk içinde sempati görünce Türkiye'de siyasallaşma kararı aldılar. Ben de bu karara karşı çıktım. Bir süre daha sivil toplum kuruluşu olarak faaliyetlerine devam etmelerini istedim. Ancak kabul edilmeyince ben de ayrıldım'' ifadelerini kullandı.

-''VELİ KÜÇÜK İLE SAMİMİ DEĞİLİM''-

Kerinçsiz, Savcı Pekgüzel'in, ''Büyük Hukukçular Birliği'nin yönetim kurulu toplantısına yabancı hiç kimsenin katılmadığını söylüyorsunuz. Ancak Levent Temiz, savcılık ifadesinde bu toplantılara Oktay Yıldırım, Halil Behiç Gürcihan ve Güler Kömürcü'nün katıldığını söylüyor. Açıklar mısınız?'' sorusunu şöyle yanıtladı:

''Güler Kömürcü basın mensubu olarak beni aramıştır. Basınla ilgili haber konusu olabilecek etkinlikler konusunda görüşmüşüzdür. Levent Temiz'in, Güler Kömürcü'nün Büyük Hukukçular Birliği yönetim kurulu toplantılarına katıldığı yönündeki ifadesi doğru değildir. Bu toplantılar, sivil toplum örgütlerinin yapacakları etkinliklerden önce bir araya geldikleri toplantılardır. Her toplantı, farklı bir sivil toplum kuruluşu merkezinde yapılırdı. Güler Kömürcü ve Zekeriya Öztürk, bırakın Büyük Hukukçular Birliği'ne girmeyi, yerini dahi bilmez. Levent Temiz'in ifadesinin nasıl alındığını ben de biliyorum. Sorguyu siz yaptınız. Sizin tavrınız nedeniyle müdafisi sorgunun yarısında odanızı terk etmiştir.''

Bunun üzerine Savcı Pekgüzel, ''Kendisi de bir avukat. Üç müdafi eşliğinde ifadesi alındı. Hiç kimse de sorguyu terk etmedi'' dedi.

Kerinçsiz de ''Levent Temiz'in bu konudaki ifadelerini kabul etmiyorum. Çünkü aramızda husumet vardı. Büyük Güç Birliği Platformunun Başkanı olmak istiyordu. Ben şahsen onun başkan olmasını istemedim. Zor ve sorunları olan bir insandır. Bir derneğin başkanlığını yürütecek yapıda birisi değildir. Bu nedenle bu ifadelerinin tamamen husumetten kaynaklandığını düşünüyorum'' görüşünü dile getirdi.

Savcı Pekgüzel, Dünya Azerbaycanlılar Toplantısında çekilen bir fotoğrafı Kerinçsiz'e gösterdi. Fotoğrafın çekildiğini hatırladığını belirten Kerinçsiz, Veli Küçük ile fazla samimi olmadığını söyledi.

Kerinçsiz, ''Keşke samimi olabilseydik. Yollarımız hiç kesişmedi. Saygın bir paşadır. Sadece iki-üç toplantıda karşılaştık. Kendisiyle hiçbir irtibat kurmadım. Bizim etkinliklerimiz, açtığımız davalarımız, duruşma günleri internet sitemizden yayınlanır. Ben Veli Küçük'e bu konularla ilgili hiçbir bilgi göndermedim, vermedim. Siteden bu bilgileri rahatlıkla alabilirler. Veli Küçük'ten çıkan belgeler de bu siteden alınmış olabilir'' diye konuştu.

Kemal Alemdaroğlu'nu tanımadığını, hiç telefon görüşmesi yapmadığını, birlikte hiçbir etkinliğe katılmadığını anlatan Kerinçsiz, ''Ergun Poyraz'a, 'Musa'nın Çocukları' ve 'Musa'nın Gülü' kitaplarından dolayı sivil toplum kuruluşları olarak bir ödül vermek istedik. Ancak cezaevine girdiği için ödülünü veremedik. Ergun Poyraz, bu ödülü kendisine verilmesini söylememiştir. Biz uygun gördük'' dedi.

Kerinçsiz, bir soru üzerine, Türk Ortadoks Patrikhanesi'nde sadece paskalya, ölüm ve anma günlerinde toplantı yapıldığını, bunun dışında özel bir toplantı düzenlenmediğini kaydetti.

Savcı Pekgüzel'in, sanıklardan Atilla Aksu ile yaptığı bir telefon görüşmesinde Adnan Menderes ile Başbakan Recep Tayyip arasında bir benzerlik kurulduğuna işaret ederek, bunu açıklanmasını istemesi üzerine Kerinçsiz, şunları söyledi:

''Recep Tayyip Erdoğan'ın 7 yolsuzluk dosyası vardır. Sahtecilik ve ihaleye fesat karıştırma dosyaları dokunulmazlığı nedeniyle dava açılmadan bekletiliyor. 'Adnan Menderes'in durumundan daha ağır durumda' olduğunu söyledim. Hukuksal bir görüşümdür. Dokunulmazlığı kaldırıldıktan sonra bunlardan da yargılanacak. Bu benim düşüncem. Ancak kimsenin asılmasını istemiyorum. İdam cezası da kaldırılmıştır.''

Sanık Kerinçsiz, bir başka soruyu yanıtlarken de Danıştay saldırısından sonra Mehmet Zekeriya Öztürk'ün gözaltına alınması nedeniyle kendisini aradığını da belirtti.

-''SİYASİ DÜŞÜNCEME TERS''-

Kemal Kerinçsiz, Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın'ın sorusu üzerine, yüksek lisans yaptığını, doktoraya da başladığını belirterek, işlerinin yoğunluğu nedeniyle üniversitede kalmadığını, kazanmasına rağmen aynı nedenlerle savcı olmadığını anlattı.

Savcı Taşkın'ın, Danıştay davasının sanıklarından Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım'ı tanıyıp tanımadığını sorması üzerine Kerinçsiz, ''Siyasi düşünceme ters. Bu kişilerle işim olmaz. Bu tür gruplarla sokakta bile yan yana geçtiğimi hatırlamıyorum. Hiçbir etkinlikte bulunmadım'' diye konuştu.

Taşkın'ın ''Büyük Hukukçular Birliği Derneği'nin açtığı davalar sonrasında yaptığınız basın açıklamalarındaki tavırlarınızla suç işlediğinizi düşündünüz mü? Açıklamalarınızın kalabalık olması için çabaladınız mı?'' sorusuna Kerinçsiz, Hrant Dink ve Elif Şafak davaları başlamadan tek satır açıklamada bulunmadıklarını, davalar bittikten sonra 3 dakikalık bir bilgilendirme yaptıklarını, bunların açıklama olmadığını ileri sürdü.

Kerinçsiz, ''Irkına hakaret edilen insanlar, tepkisini koyabilir. Bu hak arama kapsamında değerlendirilmeli. Tahrik içeren davranış ve tavırları asla tasvip etmem'' dedi.

Sanık Kerinçsiz, başka bir soruya karşılık da katıldığı Taksim'deki Azerbaycanlılar mitinginde iki ayrı grubun olduğunu ifade ederek, ''Veli Küçük bir tarafta duruyordu. Muzaffer Tekin ile Sevgi Erenerol diğer tarafta. Çünkü ikisinin arası açıktı. Burada barıştılar. O olaydan sonra verdiği beyanat nedeniyle araları açılmıştı'' diye konuştu.

Kerinçsiz, Hrant Dink ile bir çok panel ve televizyon programına katıldıklarını, Dink ile tartışmalarının hukuksal olduğunu iddia etti.

Sanık Veli Küçük de Savcı Pekgüzel'in gösterdiği fotoğrafa açıklık getirerek, fotoğrafın, Avrupa ve Amerika'da bulunan Dünya Azerbaycanlılar Grubu'nun sorumlularının katıldığı Kumburgaz'daki Princess Otel'deki DAK toplantısında çekildiğini belirtti.

Mahkeme Başkanı Şengün, Kemal Kerinçsiz'in çapraz sorgusunun tamamlanmasının ardından duruşmayı yarına bıraktı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber