Rekabet Kurumunda yaşanan saltanan, Devlet Denetleme Kurulu Raporu ile ortaya kondu.

Haber Giriş : 01 Temmuz 2003 09:29, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Rekabt Kurumunda yaşanan saltanan, Devlet Denetleme Kurulu Raporu ile ortaya kondu.

Cumhurbaşkanı Ahmet Nejdet Sezer'in talimatıyla Rekabet Kurumu'nu mercek altına alan Devlet Denetleme Kurumu (DDK), kurumdaki ?akraba saltanatı?nı ortaya çıkardı. En basit örnekle, raporda yeralan ?Kurum'da araç varlığının 15'e düştüğü ancak 31 şoförün istihdam edildiği? bilgisi bile durumu ortaya koyuyor. TBMM ve Sayıştay'ın denetiminin dışında bulundukları ve diğer kamu kurumlarına göre ?Ayrıcalıklı' oldukları gerekçesiyle sık sık eleştiri konusu olan üst kurullarla ilgili Devlet Denetleme Kurumu'nun hazırladığı rapor bu eleştirilerin de ne kadar haklı olduğunu ortaya çıkardı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e bağlı çalışan Devlet Denetleme Kurumu'nun (DDK), Rekabet Kurumu'nun 1999, 2000 ve 2001 yılları iş ve işlemlerinin araştırma ve denetlenmesine yönelik raporunda devletin parasının savurganca harcandığı, personel savurganlığı yapılarak üyelerin akrabalarının kurumda işe yerleştirdikleri ortaya çıktı.

İki oğul; üç yakın
Raporda, işe alınan akrabalarla ilgili ?Rekabet Kurumu'nda kimi üyelerin yakını ve akrabası işe alınmıştır. Bir üyenin iki oğlu, üç yakını Kurum'da çalışmaktadır? değerlendirmesi yapıldı. Kurumda mevcut 36 şoförün 5'inin İstanbul Bölge Temsilciliği emrinde tutulmakta olmasının da personel savurganlığı olduğu belirtilen raporda, ?Kurumun araç varlığının 15'e düştüğü dikkate alındığında Ankara'da istihdam edilmekte olan 31 şoför de fazladır? tespitine yer verildi. DDK'nın raporunda, Rekabet Kurumu'nun İstanbul Temsilciliği'nin İstanbul'a giden kurum personeli ve üyelerinin karargah hizmetlerini görmek dışında bir işlevi olmadığı belirtildi. Raporda, İstanbul temsilciliğinin kurum bütçesine olağanüstü mali yükler getirdiğine de dikkat çekilerek, ?Ortaya çıkardığı masrafla orantılı bir işleve sahip olmayan ve yakın gelecekte de olamayacağı anlaşılan İstanbul Bölge Temsilciliğinin daha fazla masrafa neden olmaması için kapatılması gerekmektedir? denildi.

Birimler arası çatışma
DDK raporunda Rekabet Kurumu'na yönelik yer alan diğer tespitlerde şöyle sıralandı: Kadrolar arasında önem-öncelik derecesi çok abartılmakta, bu durum birimler ve görevliler arası çatışmalara neden olmaktadır. Kuruma aidiyet duygusu gelişmemiştir. Görev tanımlarının yeterli biçimde yapılmamış, unvanlar arasında gerçekçi bir hiyerarşinin henüz kurulamamış olması, özlük hakları boyutuyla genel bir hoşnutsuzluğa neden olmaktadır. Personelin Kurum içinde kendi kendilerini yerleştirdikleri yer ile formal örgüt yapısındaki yerleri arasındaki fark yüzünden çatışmalar meydana gelmekte, iş barışı bundan etkilenmekte, hizmet kalitesi bozulmaktadır. 1999, 2000 ve 2001 bütçe ve kesin hesap cetvelleri incelendiğinde, ödenekler arasında aktarma yapılarak ek ödenek alınmasının olağan hale geldiği görülmektedir. Ödenek yetersizliği sıkıntısı olmadığından, özellikle İstanbul Bölge Temsilciliğinin harcamalarında, Kurum yükümlülüklerinin avans olarak ödenmek suretiyle yerine getirilmesine, daha sonra ise bu ödemelerin gider kaydedilmek suretiyle bütçeleştirilmesine dayalı bir yöntem izlenmektedir. Bu nedenle de sık sık ?aşan miktarları'söz konusu olmaktadır. Optimal personel sayısı belli olmadığından ve görev tanımları yapılmadığından, gerek meslek memurlarının, gerekse de öteki personelin performansları ölçülememektedir.

Alınacak tedbir
Rekabet Kurumunun etkin ve kaliteli bir hizmet verebilmesi için ise alınması gereken tedbirler DDK raporunda şöyle sıralandı: Görev tanımları yapılıp performans kriterleri ortaya konulmalıdır. Eski üyelerin baş danışman kadrolarına atanması uygulamasından vazgeçilmelidir. Personel ödemelerinde, harcırahlarda, temsil ödeneklerinde ve öteki sosyal giderlerde tasarrufçu bir anlayışla davranılması gerekmektedir. Yurt dışı seyahatler önemli ölçüde kısıtlanmalı, yollanacak kurul üyesi ya da personelin ilgili toplantılarda kurumu temsile yetecek düzeyde lisan bilmesine özen gösterilmelidir. Harcamalarda şeffaflığa önem verilmeli, bunu sağlayacak düzenlemeler yapılmadır. Taşınmazlar için yapılan masrafları azaltacak her türlü önlem alınmalı, boş tutulmakta olan bütün lojmanlar rayiç değerleri ile satılmalıdır. Kamu Konutları Yasası ve Taşıt Yasasına ve kurumun bu konudaki iç düzenlemelerine aykırı biçimde lojman ve taşıt kullanan, bu nedenle kurumun gereksiz yere aidat ve benzeri harcamalar yapmasına neden olan kurul üyelerinin sorumluluklarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Türkiye Gazetesi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber