Deniz Feneri Derneği'nden açıklama
Deniz Feneri Derneğinden yapılan açıklamada, "Hakkımızdaki haberler derneğimiz tarafından doğrulanmadan, kelimeler cımbızlanarak, karalayıcı şekilde yayınlanmakta ve halkımızın zihinleri bulandırılmaktadır" denildi.
Yazılı açıklamada, "iki yılı aşkın süredir derneğe dönük yıpratma ve karalama kampanyalarının aralıksız sürdüğü ve adeta bir linç kampanyası yürütüldüğü" ifade edildi.
Deniz Feneri Derneğinin İçişleri Bakanlığı denetçilerince rutin olarak denetlendiği ve gerekli raporları ilgili kurumlara sunduğu kaydedilen açıklamada, bununla beraber derneğin 2008'de üç ayı aşkın bir süre boyunca İçişleri Bakanlığının özel talebi üzerine kamu müfettişlerince denetlendiği, tüm çalışmaların tek tek incelendiği aktarıldı.
Açıklamada, denetim sonunda hazırlanan raporda hiçbir suç unsuruna rastlanmazken, "suç teşkil etmeyen eksikliklerin" giderilmesiyle ilgili derneğe bildirimde bulunulduğu ve idari para cezası dahi uygulanmadığı vurgulanarak, derneğin gerekli çalışmaları yapıp, sonucu İl Dernekler Müdürlüğüne rapor halinde sunduğu kaydedildi.
Derneğin satın alma işlemlerini, Dernekler Yönetmeliğinin 49. maddesi uyarınca rekabet şartları oluşturulmak üzere değişik firmalardan teklif alma usulüne göre yaptığı belirtilen açıklamada, talep edilen satın alma dosyalarının denetçilere elden teslim edildiği, bu dosyalar incelendiğinde piyasa şartlarının da altında satın alma yapıldığı anlaşıldığından, denetçilerin tavsiyelerinin sadece "satın almalarda dosyalama sistemi" konusunda olduğu aktarıldı.
Açıklamada, 2007-2008 yıllarında yurt dışına yapılan yardımların derneğe gelen bağışların sadece yüzde 10'luk kısmına tekabül ettiği, bağışların yüzde 90'lık kısmının Türkiye'de kullanıldığı ifade edilerek, derneğe şartlı olarak gelen bağışların Pakistan, Endonezya ve Afrika gibi kampanya gelirleri çerçevesinde sadece o ülkelerdeki projelerde kullanıldığı kaydedildi.
Derneğin açıklamasında şöyle denildi:
"Haberlerde geçen 'Yurt dışına yapılan yardımların denetlenemediği' konusu, derneğimizin bu tür yardımların uygulanması ve belgelendirilmesi konusunda mevcut yönetmelikler çerçevesinde eksiklikler olduğundan değil, yardımların bir başka ülkede yapılmış olmasından dolayı kamu denetçilerinin denetleme alanı dışında kalmasındandır. Bu teknik bir konu olup, mevcut yönetmeliklerle alakalı yeni düzenlemeleri gerektirmektedir.
Hakkımızdaki haberler derneğimiz tarafından doğrulanmadan, kelimeler cımbızlanarak, karalayıcı şekilde yayınlanmakta ve halkımızın zihinleri bulandırılmaktadır. İki yılı aşkın süredir ülkemizdeki belli kesimlerin aralarındaki siyasi kavgalarını ve menfaat mücadelelerini derneğimiz üzerinden yürüttükleri artık gün gibi ortadadır. Derneğimiz bir çorabın nereye gittiğini bile ispat edebilir durumdayken neden bu tür ithamlara maruz kaldığı anlaşılamamaktadır. Mücadelemiz, her zamankinden daha net, daha sert ve mutlaka hukuki zeminde ve her platformda devam edecektir."