Üniversite yaşantısının gençler üzerindeki etkileri

Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuri Bilgin, gençler arasında üniversite ile birlikte sıkı disiplinli yaşamın artık biteceği görüşünün hakim olduğunu belirterek, "Ancak kendine yasaklar, ilkeler koyma da insanı insan yapan bir özelliktir" dedi.

Üniversitenin pek çok gencin gözünde lise sonrası bir özgürlük ortamı olarak algılandığını belirten Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuri Bilgin, "Gençler arasında üniversite ile birlikte lise yaşamının ve ÖSS'nin dayattığı sıkı disiplinli yaşamın artık biteceği, anne-babanın da çocuğu büyümüş, kendi haline bırakılabilir sayması nedeniyle aile kontrolünün hafifleyeceği görüşü hakimdir" dedi. Gençler arasında genellikle kurallara bağımlı olmamanın özgürlük işareti olarak görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Bilgin, "Bu kısmen doğrudur. Çünkü bu yol insanın özgürlüğünü ifade etmesini, bireyselliğini göstermesini sağlar. Ancak kendine yasaklar, ilkeler koyma da insanı insan yapan bir özelliktir" diye konuştu.

Eğitimde esas olanın insanların arzularını tatmin etmek olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Bilgin, "1960'lı yıllarda Batı dünyasında yaygınlaşan çocuk eğitiminde yasak koymama, çocuklara 'hayır' dememe anlayışının uygunluğu tartışılır hale gelmiştir. Zira her şey serbest anlayışı, yaşamla ilgili olarak hiçbir şeyi gerekli görmemeye dönüşebiliyor. Bu anlayış yaşamı hakkında karar vermekten, yaşamının sorumluluğunu üstlenmekten kaçınma davranışında somutlaşıyor" şeklinde konuştu.

Üniversiteli olmanın pek çok şeyi bir arada barındırdığını söyleyen Prof. Dr. Bilgin, "Tebaa değil yurttaş olmak, çocuk değil yetişkin, seyirci değil aktör olmak, yasasız değil yasalı olmak, empati kazanmak. Tüm bunlar, aynı bir zihinsel yapının parçaları olarak üniversiteli olmanın, üniversite eğitimi almış olmanın evrensel olarak geçerli olabilecek gerçek bir göstergesidir" dedi.

iha