Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in rehber öğretmen açığını gidermek ve rehberlik
sistemini daha aktif hale getirme gibi gerekçelerle "oda sistemli"
rehberlik sisteminden vazgeçileceğini açıklaması, eğitim çevrelerinin tepkisine
yol açtı.
Norm kadroları öğrenci sayısına göre belirlenen ilköğretim ve ortaöğretim okullarında
öğrencilerle bire bir iletişim halinde çalışan rehber öğretmenler, yeni yapılandırma
ile Rehberlik Eğitim Merkezleri'ne (RAM) çekilecek. Edinilen bilgilere göre;
rehberlik hizmetleri, okul temelli olmaktan çıkarılıp, problem odaklı (kriz
merkezli) hizmetler olarak düzenlenmeye çalışılıyor. Norm kadro yönetmeliğinde
yapılacak değişikliklerle de ileri bir süreçte okullardaki rehber öğretmen normlarının
kaldırılması düşünülüyor.
Eğitimciler, düşünülen problem odaklı rehberlik sisteminin pek çok yeni sorunları da beraberinde getireceği görüşünde. Bu uygulamada rehber öğretmenlerin okulla kaynaşması, okulunu sahiplenmesi veya okulca sahip çıkılma durumu ortadan kalkacak. Her yıl değişik bir yada birkaç okula görevlendirilen rehber öğretmen, okulu tanıyamayacak. Psikolojik danışmanların okulda koruyucu, önleyici, geliştirici, yönlendirici işlevler kapsamında çeşitli görevleri de bulunuyor. Öğretmenler, okul psikolojik danışmanının okul ortamının her anlamda bir parçası olmazsa, çalışmaların yalnızca krize müdahale boyutunda kalacağını belirtiyorlar. Oda sistemli rehberlik sisteminde; okul ruh sağlığı, yönlendirme hizmetleri, öğrenci intiharları ve şiddet, artan devamsızlık gibi nedenlerden dolayı psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerine ihtiyacın gün geçtikçe artmakta olduğunun göz önüne alındığında kendini gerçekleştirme sürecinde öğrenciye eğitsel, kişisel ve mesleki seçimlerinde rehberlik etmek, "üniversite sınavı öncesinde hangi mesleği seçeceğine karar verebilmiş olmak" için yönlendirme desteği sunulması, yerleştirme ve izleme çalışmaları ile de bu desteği sürdürmek için öğrenciye uzun süreli bir hizmette bulunulması gerekiyor. Ancak öğretmenlerin krize müdahaleyi ön plana çıkaran ve öğretmenlerin merkezden tanımadıkları okula gönderilmelerinden verimli bir sonuç alınamayacağı kaydediliyor.
ALT YAPI EKSİKLİĞİ
Bakan Çelik'in "problem odaklı" yani öğretmenlerin merkezlerden sorunlu
öğrencilerin bulunduğu okullara öğretmenlerin yönlendirilmesini düşündüğü yeni
yapılandırmada eğitimciler, büyük sorunların ortaya çıkacağını ve yaşanacağını
belirtiliyor. Her ilde ve ilçelerde bulunan Rehberlik Araştırma Merkezleri'nde
hali hazırda çalışan bir kadro bulunuyor. Tüm ilçelerde bir veya iki oda bulunan
rehberlik merkezlerinde çeşitli araştırma çalışmalarında bulunan personele bu
mekanlar yetmezken, bir de büyük metropollerin ilçelerinde 200-300 rehber öğretmeninin
aktarılması sonucu ortaya bina sorunu çıkacak. Bakan Çelik, rehberlikçilerin
yeni sistemde okullardan RAM'lara e-maille veya telefonla bilgi akışı doğrultusunda
yönlendirileceklerini açıkladı. Şuan merkezde bulunan çoğu okulda bilgisayar
bulunmazken, kurumlar arası bir bilgi iletişim ağının olması da yeni sisteminin
önünü tıkayacak. Öğretmenlerin görevlendirildikleri okullara ulaşımı da sorun
olarak ortaya çıkıyor. Örneğin bir okulda görüşme yapan öğretmen RAM'a döndükten
birkaç saat sonra aynı okula gitmesi gerektiğinde zaman ve maddi kayba uğranmış
olacak. Uzmanlar, mevcut sistemde, bir öğrencinin okulda eğitim gördüğü süreçte
rehberlik servisince tanınabilmekte ve izlenebilmekte iken, getirilmesi düşünülen
yeni uygulamada öğrencinin tanınma ve takibine imkan kalmayacağının altını çiziyorlar.
Psikolojik Danışma ve Rehberlik mesleğinin en önemli ilkelerinden biri olan
"süreklilik" ilkesinin yerine getirilemeyeceği belirtiliyor. Ayrıca,
rehber öğretmen sürekli okulda bulunamayacağı için öğrencinin ihtiyaç duyduğu
anda rehberlik servisinden yararlanmasının da mümkün olmayacağı kaydediliyor.
ODA SİSTEMİNDEN TAM VERİM ALINIRKEN
Bakanlıkça yapılan bir araştırmada 2003 verilerine göre, eğitsel, mesleki ve
kişisel rehberlik yardımı alan birey sayısı 2 milyon 761 bin 893 ve yalnızca
mesleki rehberlik amacıyla ortaöğretim okul psikolojik danışma ve rehberlik
hizmetlerine başvuran öğrenci sayısı 384 bin 254. Bu sayılarda yıldan yıla artış
gözleniyor. Çünkü okullarda görev yapan rehber öğretmen sayısının artmasıyla,
hizmetler öğrenci ve veliler için daha ulaşılır hale geldi. Okullarda yeni yeni
oluşmaya başlayan "Okul Rehberlik Hizmetleri Anlayışı"nın gelişmesi
bu sayıları arttırmakta. Mevcut uygulamada bile okullarda yeni yeni oluşmaya
başlayan "Okul Rehberlik Hizmetleri Anlayışı", bu yeni uygulama ile
imkansız hale gelecek. Ayrıca, Rehber Öğretmenlerin Rehberlik ve Araştırma Merkezleri
(RAM) veya İl-ilçe Milli eğitim Müdürlükleri'nde kadrolaşması durumunda, bu
öğretmenlerin özlük haklarında kayıplar olacak, çalışma şartları zorlaşacak
ve bu durum verimliliği de düşüreceği belirtiliyor.
İŞTE ÖĞRETMENLERİN GÖRÜŞLERİ
Rehber öğretmenlerin, kriz odaklı öğretmenin merkezden okullara yönlenmesine
karşı düşenleri şöyle:
Öğretmen H.K, "Bu görüşleri savunuyorum. Çünkü, ben de üç aydır, haftada
iki okula görevlendirilmiş durumdayım ve ayrıca Çarşamba günleri de rehber öğretmeni
olmayan okullarda seminer görevini yürütüyorum. Pazartesi ve Salı günleri Anadolu
Öğretmen Lisesinde ve Perşembe ile Cuma günleri de Anadolu Lisesinde Rehber
öğretmen olarak çalışıyorum. Anadolu Lisesinde özel sorunu olan bir öğrenci
beni 5 gün beklemek zorunda kalıyor ve sorun olan konuya soğuyor, yada bilinç
altına itiliyor. Her iki okulu da yeterince tanıyamıyorum ve öğrencilerle de
yeterince sıcak ilişki kuramıyoruz. Şu anda kendimi verimli bulamıyorum ve psikolojik
olarak da rahat değilim. Aynı sorunları tüm rehber öğretmenlerin yaşamasını
istemiyorum."
Rehberlik ve Psikolojik Danışma Uzmanı öğretmen Ö.M, "Kendini gerçekleştirmesi
sürecinde ona eğitsel, kişisel ve mesleki seçimlerinde rehberlik etmek, Milli
Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik'in de istediği gibi, 'üniversite sınavı öncesinde
hangi mesleği seçeceğini karar verebilmiş olmak' için yönlendirme isteği sunmak,
yerleştirme ve izleme çalışmaları ile de bu desteği sürdürmek için , öğrenciye
uzun erimli bir hizmette bulunmak gerekmektedir.Bu nedenle, psikolojik danışmanlar
olarak ülkemizin geleceğini oluşturan gençlere hizmet verme olanağını bulduğumuz
okul psikolojik danışmanı kadrolarının korunması gerekmektedir. Başta Sayın
Bakanımız olmak üzere, Bakanlık yetkililerinin rehberlik hizmetleriyle ilgilenmesi,
yaşanan sorunların aşılması için bir olanaktır. Tüm bu belirtilenler çerçevesinde;
okul psikolojik danışmanlarının okulda çalışmaya devam etmeleri, tüm okullarda
yeterli PDR elemanı istihdam edilmesi sorunun uzun vadeli bir planlamayla ele
alınması ve bilimsel bir platformda konunun tartışılması gerekmektedir. Sayın
Bakanımız tarafından bu konularda kamuoyuna gerekli açıklama yapılıncaya kadar,
soruna duyarlı meslek elemanları ve PDR öğrencileri olarak demokratik tepkimizi
göstermeye devam edeceğiz."
Öğretmen H.Ş, "Sayın Bakanım, 'ait olma ihtiyacı' ne demek biliyor musunuz?
Siz bu uygulamanız ile insanın en temel ihtiyaçlarından olan 'ait olma ihtiyacını'
yok sayıyorsunuz. Ve psikolojik danışmanlardan, ait olmadıkları bir yerde mesleklerini
icra ederek PDR hizmetlerini yerine getirmelerini ve bunda da başarılı olmalarını
istiyorsunuz. Bu uygulama ile PDR hizmetlerinin tüm öğrencilere başarılı bir
şekilde ulaşacağına da inanıyorsunuz. Bu uygulama ile PDR hizmetlerinin tüm
öğrencilere etkili bir şekilde ulaştırılması hiç mümkün değil. Eminiz ki siz
de bir başka Bakanlığa vekalet ettiğiniz dönemlerde, bunu yaşamışsınızdır. Oraya
kendinizi ait hissetmediğiniz için, icraat gerektiren işleri hep asıl sahibine
bırakmışsınızdır. Ait olmadığımız bir okulda 'ben geldim deyip' okul idarecilerinin
ve öğretmenlerin, psikolojik danışmanların çalışmalarına yardımcı olabilmesini
beklemek, 'bize hiç mümkün gelmiyor'. Okullarda öğrenci sayılarının yoğunluğundan,
bulabildiğimiz en küçük yerleri bile sınıf yaptığımız için, dışarıdan gelen
psikolojik danışmana, okul müdürünün yer vermesini beklemek 'bize hiç mümkün
gelmiyor'. Çok sayıda rehberlik ve araştırma merkezi (RAM) açarak, psikolojik
danışmanları buralara toplayıp ekip temelli hizmetin başarıya ulaşacağını beklemek
bize hiç mümkün gelmiyor."
iha